Sağlık Bakanı Recep Akdağ, son dönemlerde çıkan aşı kriziyle ilgili açıklama yaptı. Amerika Birleşik Devletleri'nde bazı doktorların aşı olmaması üzerine başlayan tartışma Türkiye'de de etkili oldu. Vatandaşlar, "Önce vekiller olsun biz de sonra çocuğumuzu aşılatırız" derken, Akdağ, aşıyla ilgili hiçbir kuşkunun olmadığını ve hem kendisinin hem de çocuklarının aşı yaptıracağını söyledi.
Akdağ Hürriyet gazetesinden Eyüp Can'ın hem sorularını yanıtladı, hem de uyarılarda bulundu. "Bilim karşıtı marjinal açıklamalara itibar etmeyin' diyen Akdağ, "Türkiye'nin en yetkin enfeksiyon uzmanlarından oluşan 60 kişilik Bilim Kurulu'na kulak verin" dedi.
İşte herkesin kafasını kurcalayan sorulara Bakan Akdağ'ın cevapları: Panik yapmadığınızı söylüyorsunuz ama bu salgında 5000 kişinin ölebileceğini bizzat siz açıklamıştınız?
Doğru, o açıklamayı ben yaptım fakat o bir senaryoydu. Bakanlığımız bu konuda başından bu yana Bilim Kurulu'nun hazırladığı "en ağır" ve "en hafif senaryoları" dikkate alarak hazırlık yaptı. 5000 tedbirlerin alınmadığı en kötü senaryonun sonucu. Oysa biz tüm tedbirleri aldık. Hiç kimse bu gribin hangi hızda yayılacağını tam olarak bilmiyor.
Yani el yordamıyla mı çözüm aranıyor?
Türkiye olarak gelişmiş ülkeler ne yapıyorsa biz de onu yapıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, ABD ve Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi ile aynı yolu izliyoruz. 60 kişilik bir bilim danışma kurulu ile 10 kişilik bir yürütme kurulu oluşturduk, bilim adamlarıyla birlikte çalışıyoruz. Bunlar Türkiye'nin en yetkin enfeksiyon uzmanları.
Fakat buna rağmen kafalar çok karışık. Normal gribin domuz gribinden daha ölümcül olduğunu söyleyenler var...
Hiç kimse bu meseleyi siyasi istismar konusu yapmasın. Daha önce Sağlık Bakanlığı yapmış Sayın Osman Durmuş ekranlara çıkıp "Her yıl gripten ölenlerin sayısı on binleri buluyor" diyor, çok net söylüyorum; birincisi bu bilgi yanlış, gripten ölen bırakın on bini 100 kişi bile yok, ikincisi sorumsuz bir açıklama.
Ekonomik bir kriz olduğunda piyasalar Merkez Bankası ve Ekonomi Bakanı'na bakar. Sağlıkta neden kamuoyuna güven veren böyle bir mekanizma yok?
Çok saygın 60 kişilik Bilim Kurulumuz var. Domuz gribi salgınının başladığı günden bu yana hem gerekli tedbirleri tartışıyoruz hem de sürekli kamuoyunu bilgilendiriyoruz. Fakat maalesef enfeksiyon konusunda uzmanlığı bulunmayanlar medyaya çıkıp ahkâm kesiyor.
Aşı konusunda bir bölünme yok Yine biz kabahatli olduk yani!
Sizleri tenzih ederim fakat bazı kanallarda bakıyorum enfeksiyon konusunda uzmanlığı olamayan kişiler çıkıp çok spekülatif açıklamalar yapıyor. Sonra da gazeteci arkadaşlar bana soruyor ‘Efendim aşı konusunda uzmanlar ikiye bölündü'. Ben şimdiye kadar böyle bir bölünme görmedim. Uzman olup da aşıya karşı olanların sayısı yüzde 2-3'ü geçmez; şimdi bu durumda nasıl uzmanlar ikiye bölünmüş oluyor?
Peki vatandaş kimi dinleyecek?
Sizin aracılığınızla sesleniyorum, lütfen bu konunun gerçek uzmanları dışında kişilere uzman muamelesi yapmayın. Bilim karşıtı marjinal açıklamalara itibar etmeyin. Türkiye'nin en yetkin enfeksiyon uzmanlarından oluşan 60 kişilik Bilim Kurulu'na kulak verin.
"Panik yapmayın" diyorsunuz ama okul kapatmayla siz de paniğe sebep olmuyor musunuz, aileler çocuklarını okula göndermekten korkar hale geldi?
Yerinde bir soru fakat şunu bilmeniz gerekiyor. Normal grip salgını aralıkta başlar ocak ve şubatta zirve yapar. Biz öncelikle yurtdışından gelebilecek risklere karşı tedbir aldık. Salgını şimdiye kadar önledik. Siz de bunu köşenizde yazmışsınız. Fakat normal şartlar altında aralık ayında yayılması beklenen salgın ekimde kendisini göstermeye başladı.
Yani Türkiye'de domuz gribi salgını beklediğinizden daha mı hızlı gelişiyor?
Aralıkta hızlanmasını bekliyorduk. Fakat ekim ayının sonunda vakalarda artış oldu. Okulların tatil edilmesi çok kritik bir karar, bunun farkındayız; fakat bizim salgını kontrol altında tutabilmek için yaklaşık bir aylık bir süreye ihtiyacımız var.
O neden?
Aşıların geliş takvimiyle ilgili. İlk etapta 500 bin doz aşı gelecek. Eğer salgın aralıkta ulaşacağı hıza kasımda ulaşırsa elimizde yeterince aşı olmadığı için sıkıntı yaşayabiliriz. Bu yüzden de şu bir ay her türlü tedbiri alarak salgının erken bir biçimde yayılmasını önlemeye çalışıyoruz.
28 milyon kişiye yetecek aşımız var Peki şu anda kontrol altında mı, aşılar zamanında yetişecek mi?
Şu anda bir salgın hali yok. 28 milyon kişiye aşı yapabilecek şekilde hazırlığımızı yaptık. Kasım ayında sağlık personeli ve en riskli grupların aşılaması biter, bu da yaklaşık 2-3 milyon kişinin aşılanması demek. Aralıkta öncelikli illeri seçip okullarda aşı kampanyasını başlatacağız. Sağlık ocaklarından vatandaşlarımıza aşı olma çağrısı yapacağız. Tedbir konusunda gelişmiş Batı ülkelerinden hiçbir farkımız yok. Almanya ile hemen hemen aynı sayıda aşı siparişi verdik. Amerika 159 milyon kişi için aşı kampanyasını başlattı.
Aşılar ruhsatlı, ben de yaptıracağım Bir de bu aşıların 4. faz yan etkilerinin henüz bilinmediği belirtiliyor, bu kaygı yerinde mi?
Aşılar dünyanın en önemli sağlık otoritelerinden ruhsatlı. Yan etki tetkiklerinden geçmemiş bir aşının ruhsat alması mümkün mü? 4. faz diyerek kafaları karıştırıyorlar, normal grip aşısından farklı bir yan etkisi yok. Milyonda bir görülebilecek bir nörolojik rahatsızlıktan söz ediliyor. Uzun vadede yan etkisi var diye diğer aşıları yaptırmıyor muyuz?
Siz çocuklarınıza yaptıracak mısınız?
Hiç şüpheniz olmasın. Hem kendim hem de çocuklarım aşı olacak. Marta kadar 43 milyon doz aşı gelmiş ve gerektiği oranda uygulanmış olacak.
Yanılmıyorsam 500 milyon TL'ye mal olacak aşılar. Bir eleştiri de bu harcamanın miktarı ve şekliyle ilgili?
Bizim için önemli olan spekülasyonlar değil, vatandaşlarımızın can güvenliği. Her adımı Bilim Kurulu ile şeffaf biçimde attık. Tüm dünyayı etkisi altına alan bu salgına karşı vatandaşlarımızı ücretsiz bir biçimde bu salgından korumak görevimiz. Biz milyonda bir riski de olsa sorumluluğu alıyoruz, aşı olmamak nedeniyle bir can kaybı olursa bunun vicdani sorumluluğunu kim taşıyacak? Bilim dışı beyanlar abesle iştigal.