-AK PARTİ'Lİ ÇELİK'TEN CHP'YE FİRAVUNLU ELEŞTRİ ELBİSTAN (A.A) - 03.09.2010 - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ''Kimsenin Musa gibi konuşup, Firavun gibi icraat yapmaya hakkı yoktur'' dedi. Ziyaretlerde bulunmak üzere Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine gelen Çelik, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''AKP ve AKP'li seçmenler için yaşanabilecek en büyük kriz, kimin cumhurbaşkanı adayı olacağıdır'' açıklamasının sorulması üzerine şöyle konuştu: ''Anladığım kadarıyla Sayın Kılıçdaroğlu, kendi temennisini söylüyor. Yani herhalde bizi tanıyamamışlar. Sayın Başbakan hatırlarsanız, kendisi rahatlıkla cumhurbaşkanı adayı olabilecekken, rahatlıkla 'Sayın Gül bizim adayımızdır' dedi. Hatta 'Abdullah Gül bey kardeşimdir, bizim adayımızdır' dedi. Bizim aramızdaki bu sevgiyi bazılarının anlamaması normaldir. Çünkü CHP kongreler partisi olduğu için, CHP'nin en küçük ilçe kongresinde bile sandalyeler havada uçuşuyor. Ayak oyunları CHP'de çok revaçtadır ama bizim bütün kongrelerimiz büyük bir olgunlukla yapılır. Partinin başına kim geçecek, kim nerede görev alacak bunlar kesinlikle problem olmaz.'' Çelik, daha önce bakan olduğunu, bugün parti yönetiminde yer aldığını belirterek, ''Bir başka arkadaşımız Meclis Başkanlığına geçti. Grup başkanvekili olur, bakan olur, bu görevler sürekli el değiştirir. Ama AK Parti içerisinde kriz olmasını Sayın Kılıçdaroğlu ve partisi temenni edebilir fakat daha çok beklerler, böyle bir şey olmaz, boşuna da sevinmesinler. Ben adım gibi eminim ki, böyle bir şey söz konusu bile olmaz. Bunun sözü bile olmaz'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun referandum sürecinde gündemi değiştirmek için o gün aklına ne geliyorsa onu söylediğini, ancak referandum dışında, Anayasa dışında her şeyi söylediğini ileri süren Çelik, şöyle devam etti: ''Bir gün genel affı gündeme getiriyor, bir gün bunu gündeme getiriyor. Bir gün başörtü meselesini gündeme getiriyor. Ama ana muhalefet liderine yakışan aslında bir Türkiye vizyonu ile halkın karşısına çıkmasıdır. Böyle dedikodularla uğraşacağına, Türkiye'nin hangi problemlerine hangi çözümleri üretecek bunu halka anlatsın bence. AK Parti'nin, cumhurbaşkanlığı seçimi esnasında karışacağı, kriz çıkacağı bunun tasası Sayın Kılıçdaroğlu'na düşmemesi gerek.'' -BAŞÖRTÜSÜ SORUNU- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüne çözüm önerisi ve CHP tarafından hazırlanan bilbordlara ilişkin soru üzerine ise Çelik, şunları söyledi: ''Dervişin zikri ne ise fikri o olur. CHP'nin genetik kodlarında problem var. CHP bu işte. Şimdi bir taraftan sözüm ona başörtüsü problemini çözecek, bir taraftan Müslüman kadınları rahibelere benzetiyor. Müslüman mahallesinde salyangoz satmak işte buna derler. Bir taraftan 411 oyla geçen üniversitelerde kılık kıyafet serbestisini Anayasa Mahkemesi'ne götüreceksin, iptal ettireceksin ve bunun altında da Sayın Kılıçdaroğlu'nun imzası olacak, hem de grup başkanvekili sıfatıyla imzası olacak. Bir taraftan da şimdi seçimde popülizm gerekecek ya, ondan sonra ilke milke tanımayacaksın, her gün yeni bir şey söyleyeceksin. Yeter ki insanlar bana oy versin ne istiyorlarsa yaparım.'' Toplumda siyasetin en büyük probleminin, söylemle eylem arasındaki tutarsızlık olduğunu ifade eden Çelik, ''Ağızdan bal damlıyor fakat göze baktığınız zaman göz başka şey söylüyor'' diye konuştu. Çelik, şöyle dedi: ''Benim annem, bir insanın sözleriyle icraatı örtüşmediği zaman, ben bunu şu veya bu şahıs için söylemiyorum, genel bir prensip olarak söylüyorum. Annem diyor ki, 'oğlum onun vaazı Musa'nınkine, fiili Firavun'unkine benziyor' diyor. Kimsenin Musa gibi konuşup, Firavun gibi icraat yapmaya hakkı yoktur. 5 kişi bile kendi inançları doğrultusunda başını kapatsa böyle bir terbiyesizliği kimsenin yapmaya hakkı yoktur. Sonra ne oldu? Kamuoyunun tepkileri üzerine o afişleri apar topar topladılar. Onun için kendi halkımıza ve halkımızın değerlerine saygılı olmayı öğrenmemiz gerekiyor.'' -KPSS İLE İLGİLİ İDDİALAR- Çelik, KPSS ile ilgili iddialara ilişkin soru üzerine, konuyla ilgili olarak Devlet Denetleme Kurulu'nun ve YÖK Denetleme Kurulu'nun devrede olduğunu, konunun savcılığa intikal ettiğine işaret etti. Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, eğer ortada bir yanlış varsa bunun 800 bin insanı ilgilendiren önemli bir mesele olduğunu ifade ederek Çelik, şöyle konuştu: ''Böyle bir şeyin olması, eğer var ise bu üzücüdür. İlk gün de söyledim. 5 kişiyle ilgili bir kopya veya soruların çalınması meselesi eğer varsa kimse buna göz yumamaz, bunu yokmuş gibi farz edemez. Ne gerekiyorsa üzerine gidilmesi lazım.'' Çelik, soruların ''cemaat üyelerine sızdırıldığı ve dağıtıldığı'' yönündeki iddialara ilişkin olarak da ''Türkiye'de zaten yağmuru da cemaat yağdırıyor, karı da cemaat yağdırıyor. Biliyorsunuz fırtına olunca da cemaat çıkarıyor. Bu bir moda oldu. Birisi bir şey yapmış olacak, bunu ciddiye bile almak mümkün değil. Geçin bunları'' dedi.