-AK Partili Çelik: Andıç mağduruyum ANKARA (A.A) - 12.01.2012 - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, ''Bu andıçlardan birinin mağdurlarından birisiyim. Şu anda yürüyen andıç davalarının birinde de müdahil konumdayım. Bizzat dilekçe verdim ve orada bunun gereği neyse yapılsın dedim. Ben müdahil konumdayım. Avukatım süreci takip ediyor. Bunların hepsine günün birinde sıra gelecektir diye düşünüyorum'' dedi. Çelik, ''Parti olarak sayın Başbuğ'un Yüce Divan'da mı yoksa özel mahkemelerde mi yargılanması gerektiği konusunda ne düşünüyorsunuz'' sorusu üzerine şöyle dedi: ''Andıç hazırlamak, meşru hükümete karşı ülkenin kaynaklarıyla 42 internet sitesi oluşturup burada kirli propaganda yapmak ve yaptırmak... Sonra Yargıtay cumhuriyet başsavcısı bunları delil kabul ederek AK Parti'ye karşı kapatma davası açacak. Bütün olup bitenleri kendi görevi esnasında yaptığı bir suç, mesleği ile ilgili bir suç olarak değerlendireceksiniz. Bu nerede yazar Allah aşkına. Darbeye teşebbüs etmek, darbeye zemin hazırlamak, demokratik usullerle halkın iradesiyle seçilmiş meşru hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik bir gayret içinde bulunmak bunun neresi bir askeri suç, neresi meslekle ilgili bir suç. Mesleğinizle ilgili bir suç olursa Yüce Divan'a gidersiniz bu doğrudur. Ama bu bir askeri suç değil. Asker kendi görevini yaparken, siz ordu komutanısınız. Verdiğiniz yanlış bir karardan dolayı siz memleketin felakete gitmesine yol açtınız sizi bundan dolayı Yüce Divan'da yargılarlar. Ama diğer türlü suçlarla ilgili siz sivil mahkemelerde yargılanırsınız, doğru olan budur. Bu konuyla ilgili hazırlanan dosyalara o hakimler ve savcılar sizden benden çok daha vakıftır. Türkiye'de bu konular gündeme geldiği zaman takım tutar gibi meseleye yaklaştığımız zaman işin içinden çıkamıyoruz. İster Genelkurmay Başkanı ister başbakan ister herhangi bir vatandaş. Herkesin adil yargılanma hakkı vardır. Teröristler dahil adil yargılanma hakkı var. Terörist deyince her türlü teröristi kastediyorum. PKK teröristi bile olsa herkesin adil yargılanma hakkı var. Bu hukukun şaşmaz prensibidir.'' Hüseyin Çelik, ''Başbuğ'un durumunun görevi kötüye kullanmak olarak değerlendirilebilir mi? 12 Eylül darbesinin yargılanmasının önü açıldıktan sonra çok başvuru olmuştu. Bu başvurular sonrasında savcılar harekete geçmişti. Peki 27 Nisan E-Muhtırası ile ilgili biri olarak siz başvuruda bulunacak mısınız'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''27 Nisan e-muhtırası ayan beyan internette yayımlanan herkesin bildiği, üzerinde durduğu bir şey. 12 Eylülcülerin yargılanması sadece Ahmet'in Mehmet'in müracaatı üzerine başlamış bir süreç değil. Onun önündeki set kalktıktan sonra bu ülkedeki yargı sisteminin devreye girmesiyle birlikte olmuş bir şeydir. Dün Anayasa Komisyonu başkanımıza sormuşlar, 'Niye şunlar bunlar dışarıda, niye onlar yargılanmıyor.' Denmiş ki ''Kardeşim ben savcı mıyım?' Her şey meydanda buyurun ne yapılacaksa yapılsın. Türkiye'de tedrici olarak, adım adım, Türkiye bir arınma ve tam demokrasiye geçme süreci yaşıyor. Ben bunların hepsinin peyderpey, peş peşe geleceğine inanıyorum. Bu andıçlardan birinin mağdurlarından birisiyim. Şu anda yürüyen andıç davalarının birinde de müdahil konumdayım. bizzat dilekçe verdim ve orada bunun gereği neyse yapılsın dedim. Ben müdahil konumdayım. Avukatım süreci takip ediyor. Bunların hepsine günün birinde sıra gelecektir diye düşünüyorum.''