T24 - Tarhan Erdem, AKP'nin Anar ve Pollmark'a yaptırdığı anketinin Sabah gazetesinde 'eksik' haberleştirilmesini eleştirdi. Anket verileriyle AKP seçmeninin yarısı ya da yarıya yakınının seküler devlet taraftarı olduğunu gösterdiğini iddia etmenin güç olduğunu belirten Erdem, “AK Parti seçmeni içinde laiklik taraftarı olanlar da vardır” demek daha doğru olacaktır" dedi. Erdem'in Radikal gazetesinde yayımlanan bugünkü (5 Ekim 2011) yazısı şöyle:
Dün bir gazetemizde, seçim sonrasında yapılan bir araştırmanın bulguları verilmişti. Bu gazetenin elinde araştırma raporunun tamamının olduğundan, varsa da haberi yazanın raporun tamamını okuduğundan emin değilim! Haberin birçok kısmı, bu soruyu sormayı haklı kılıyor.
Haberin başlığı ‘Yüzde 50’nin Sırrı: Seküler Kitle’ idi. Bu başlık, AK Parti’ye oy verenlerin kendilerini nasıl tanımladıkları sorusuyla bulunan verilere dayanıyordu. Verilen yüzdelerin toplamı 100’ün altındaydı. Aynı zamanda eksik bir satır olduğu belliydi. Eksikliği sormak için, araştırmayı yapan ekibin yöneticilerinden Sayın İbrahim Uslu ile konuştum. Onun lütfen verdiği oranları aşağıdaki tabloda veriyorum.
Sayın Uslu’nun belirttiği bir hususu hemen söyleyeyim: Kendisini İslamcı olarak belirtenler, daha çok Doğu Bölgesi’nde oturanlarmış.
Okuyanlar fark etmiş olacaklardır, gazetede ‘İslamcı’ seçeneği ve yüzdesi yazılmamıştı.
Bu tabloya doğru bakabilirsek, önemli bulgulara varabiliriz.
Bu tablodaki yüzdelerin toplamı, denekler (saha çalışmasında, anketörün soru sorduğu kişiler), kendisini birden fazla seçenekle tanımladığı için 100’ün üstündedir. Tablodan anladığımıza göre araştırmada, bu soruya cevap verenlerin üçte biri, birden fazla seçenekle kendini tanımladığını söylemiştir.
Gerçekte, her deneğin bu soruyu iki-üç kimlik, ideal, dini inanç adı söyleyerek cevaplaması daha iyi olurdu. Çünkü kişiler kendilerini bir değil birden fazla sıfatla tanımlamaktadır. Soruya karşı muhafazakâr, milliyetçi, ulusalcı, Kürt, TC yurttaşı, Alevi, solcu gibi deyimler birbiri ardına gelmektedir. Yani bir kişi, hele ülkemizde ve hele de günümüzde kendisini bir kimlik adıyla tanımlamayı yeterli bulmaz, bulmamaktadır.
Bahsettiğimiz araştırmada, bir kişinin kendisini tanımlamak için örneğin ‘muhafazakâr’ demekle yetinmeyip ‘milliyetçi’, ‘liberal demokrat’ ve benzeri bir sıfatı da eklemesi beklenmeliydi. Her neyse, bu tablonun da öğretecekleri vardır.
Yüzdelerin toplamını 100 olacak biçimde yeni oranlarını ve bu yüzdelerin karşılığı olan AK Parti oylarını hesaplayarak aşağıdaki tabloyu elde ederiz.
Bu tabloda, başlıca ideolojisi ‘milliyetçilik’ olan MHP’nin aldığı oyların yüzde 75’ine varan seçmenin, ben kendimi ‘milliyetçi’ olarak tanımlıyorum diye, AK Parti’ye oy verdiği görülmektedir. Yine CHP’nin ‘altıok’unda bulunan ilkelerle kendini tanımlayan AK Partililerin, CHP oyuna yaklaştığı anlaşılmaktadır.
Bu sayılar, AK Parti seçmeninin yarısı ya da yarıya yakınının ‘seküler’, yani laik devlet taraftarı olduğunu gösterdiğini iddia etmek güçtür. “AK Parti seçmeni içinde laiklik taraftarı olanlar da vardır” demek daha doğru olacaktır.
Soruya tek kelimeyle cevap verme isteği veya eğilimi nedeniyle, kendini ‘İslamcı’ ve ‘muhafazakâr’ olarak tanımlayanların toplam yüzdesinin beklentilerin altında kaldığını sanıyorum.