Yaşam

Ailesine düşkün insanlar uzun yaşıyor

Dünyaca ünlü Türk doktoru Mehmet Öz yeryüzünde en uzun yaşanan yerleri inceledikten sonra reçetesini yazdı: Yalnızlık tehlikeli, aile ise ömür uzatıyor

10 Temmuz 2010 03:00

T24- Dünyaca ünlü Türk doktoru Mehmet Öz yeryüzünde en uzun yaşanan yerleri inceledikten sonra reçetesini yazdı: Yalnızlık tehlikeli, aile ise ömür uzatıyor

Zayıflık, aileye düşkün olmak, anne babanın uzun yaşaması, her gün en az yedi saat uyumak ve 400 metreyi 5 dakikada yürüyebilmek uzun yaşamanın reçetesi olarak veriliyor. 100 yaşını devirmek için bu önerileri sıralayan Prof. Dr. Mehmet Öz, "Ben de 100'ü görmek istiyorum" diyor. New York Columbia Hastanesi'nin ünlü Türk doktoru Mehmet Öz, uzun yaşam konusunda araştırma yapan uzmanlardan biri. 100 yaşına gelme oranının, dünya ortalamasından 4 kat fazla olduğu Kostarika, Okinava ve Lomalinda'da incelemeler yaptıktan sonra ömür uzatan önerilerini şöyle sıralıyor:

ZAYIF OLUN

100 yaşına kadar yaşayanlar hep doğal yemekler yiyorlar, yeme içme alışkanlıkları bulundukları yere göre büyük değişiklikler gösteriyor. Bazı ülkelerde et, şarap, tereyağ, peynir yiyorlar ama bakıyorsunuz bazı ülkelerde bu kültür hiç yok. Mesela Kostarika'da hiç et yemiyorlar. Orada fasulye, biber ve tatlı patates ağırlıkta. Bu nedenle neyin yendiğinden daha çok nasıl yendiği önem kazanıyor. Ancak az yiyen uzun yaşıyor. Tufts Üniversitesi tarafından yapılan CALERIE araştırması sayesinde, günlük kalori tüketimini yüzde 25 azaltan kişilerin daha sağlıklı olduğu; kalp hastalıkları, diyabet ve kansere yakalanma risklerinin düştüğü kanıtlandı. Obezlerin 100 yaşına kadar yaşaması mümkün değil.

400 METREYİ 5 DAKİKADA YÜ- RÜYÜN

Uzun yaşayanlar, vücudu zorlayan egzersizler yapıyor. 'Spor yapalım' diye yapmıyorlar, yaşamak için yapıyorlar. Tüm araştırmalar uzun yaşamın en büyük sırrının fiziksel aktivitede saklı olduğunu gösteriyor. Düzenli egzersiz kemiklerinizi ve kalbinizi güçlendiriyor. 400 metreyi 5 dakikada yürüyemiyorsanız 3 yıl içinde ölüm şansınız bu mesafeyi hızla kat edenlere göre yüzde 30 daha yüksek demektir. Haftada 3 kez 30 dakikalık egzersizler yapmak ideal. 65-75 yaşındayken bile egzersiz yapmaya devam eden kişilerin zihin kapasitesinin geliştiği, hafızasının keskinleştiği gözlemlendi. Bu da Alzheimer gibi hastalıkların uzak tutulması anlamına geliyor.

YALNIZ KALMAYIN

Aile bağları iyi olan insanlar daha uzun süre yaşıyor. Aile hayatınız, iş hayatınız ve çevrenizdeki arkadaşlarınızla ilişkileriniz güzel olmadığı sürece uzun yaşama şansınız çok sınırlı. Kendinize amaçlar belirleyin ve onları gerçekleştirmek için uğraşın. Hayatı sevin.

15 DAKİKA GÜNEŞLENİN
 
Kosta Rika'da açık havada çalışan işçiler üzerinde yapılan araştırma bu kişilerin D vitamini seviyelerinin yüksek, kemiklerinin de güçlü olduğunu gösterdi. Uzun yaşam için kemik sağlığını doğrudan ilgilendiren D vitamini eksikliğinin mutlaka kapanması gerekiyor. Güneş ışığının az olduğu bölgelerde yaşıyorsanız, kemik sağlığı için 1000 mg kalsiyum, 500 miligram magnezyum içeren hapları almanız faydalı.

7 SAATTEN FAZLA UYUYUN
 
Uykunun büyüme hormonunun üretimini artırdığı bilimsel olarak kanıtlandı. Düzenli olarak 7 saat ve üzeri uyumayanların uzun yaşam şansı düşük. Melatonin hormonu için yatağa yatmadan 15 dakika önce ışıkları söndürebilirsiniz.

BABANIZIN ÖLDÜĞÜ YAŞA BAKIN

100 yaşına gelme şansınızı, yüzde 70 oranında hayattaki kararlarınız ve yaşam tarzınız, yüzde 30 oranında ise genleriniz belirliyor. Ailesinde kanser, diyabet, kalp rahatsızlığı gibi ciddi hastalıkların ender görüldüğü kişiler 100 yaş için en büyük aday.

121 yaşındaki Mehmet Dede attığını vuruyor

Bir asrı aşan yaşamıyla herkesin ilgisini çeken Kahramanmaraşlı Mehmet Tatar, yıllara meydan okuyor. Türkoğulu ilçesine bağlı Kaledibi köyünde yaşayan Tatar, nüfus kayıtlarına göre 1889 doğumlu yani tam 121 yaşında. Kemik yaşı ölçülemediği için gerçekten bu yaşta olup olmadığı bilinmiyor ancak yüzü geçtiği kesin. Mehmet Tatar'ın 12 çocuğu ve onlarca torunu var. Kendi ihtiyaçlarını hala kendi giderebiliyor. Üç kez evlenmiş, son eşini ise 20 yıl önce kaybetmiş. Hayatı boyunca çobanlık ve avcılık yapmış. Yalnızca az işitmekten şikayetçi, hala tüfeği elinden düşmüyor. Gözlük kullanmıyor ve "attığımı vururum ben" diyor.