Türkan Sabancı Sakıp Ağasız geçen 5 yılı anlattı. Habertürk gazetesinde (4.4.2009) yer verilen ve Balçiçek Pamir tarafından yapılan röportajda Türkan Sabancı, Sakıp Sabancı öldükten sonra ailede her şeyin değiştiğini, birliğin bozulduğunu belirterek şunları söyledi:
“Ölümünden 3 gün önce Güler’e ‘ben, benim yerime senin gelmeni istiyorum’ demiş. Bu ailede kabul edilmedi. İtiraz edildi, istenmedi. Oy birliğiyle birine bırakalım, Ömer Sabancı falan olsun denildi. Güler yüzünden aile bölündü.”
İşte söz konusu röportajın tam metni:
Bugünkü Pazartesi Sohbeti’nin konuğu Türkan Sabancı. Türkan Sabancı “özü sözü bir” bir kadın. Onun dünyasında yalan dolan dolambaç yok. O yüzden de röportaj vermeyi pek sevmiyor. “Düşündüğüm gibi söylüyorum sonra birileri kırılıyor” diyor. Eşinin ölümünden beş yıl geçti hâlâ her gece onunla konuştuğunun itiraf ediyor ve ekliyor “Hatta geçenlerde Sakıp şöyle bir geldi üzerinde robdöşambr vardı. Geldi önümde durdu. Şöyle bir baktı ve gitti.” Türkan Sabancı’ya aslında “Söz sende” dedim. Röportajın öne çıkan bölümlerini buyrun buradan okuyun. Sohbetin geri kalanı için bu akşam saat 17.00’de Söz Sende’yi kaçırmayın.
Hayatınızda hiç başka biriyle evlenmeyi düşünmediniz mi?
Sanki başka biri yokmuş gibiydi benim için. Öyle şartlanmışım. Biz teyze çocuklarıydık. Sakıp’ın özellikle babası bizi evlendirmeyi çok istemişti. Aile zaten karşı koyamazdı. Kısmetmiş evlendik. 22 yaşındaydım evlendiğimde, o da 24. Erken yaş tabii.
Kızınız Sevil Sabancı daha erken yaşta evlendi. Karşı çıkmadınız mı?
Biraz çıktık, “Çok erken evlilik yapıyorsun bıkarsın” dedik. Sanki Tanrı söyletmiş bize. Haklı çıktık.
Ama ne güzel bir torununuz var.
O harika tabii. Keşke daha çok çocuğu olsaydı.
Evlendikten sonra uzun süre çocuğunuz olmamış.
7 sene. Çok uğraştım ama olmadı. Hep çocuk hayal ederdim. “Acaba benim hiç olmayacak mı?” diye düşünürdüm. Sonra Hayat mecmuasında İsveç’te yaşayan bir profesörün hikayesini okudum. Ben bu adamla yazıştım. Sonra kalkıp gittik. Ona uzun yıllar tedavi olduk. Ama ben hiç bir zaman ümitsizliğe kapılmadım.
Sakıp Bey nasıl karşıladı bu durumu?
Bizim gelenek göreneklerimizde vardır doğuramayan kadını suçlamak ama Sakıp hiç önemsemedi. O kadar işiyle meşguldü ki... Zaten bence o işiyle evliydi. Önceliği işi olduğu için niye çocuğum yok diye dertlenmedi.
Hasta yatağında bile başbaşa kalamamışsınız.
Gelen giden çoktu. Bir gün bile başbaşa yemek yiyemedik. “Fezaya da gitsek bir üçüncü kişi yanımıza gelir” diye takılırdım. Hiç kısmet olamadı başbaşa olmak. Ama baştan beri biliyordum bu durumu. Ölümünden bir kaç ay evvel, iş hayatından uzaklaşmıştı. “Sakıp seninle böyle 10 yıl daha yaşasak” dedim. Yüzüme baktı, “Yukarıdaki bilir” dedi. Nitekim 3-4 ay yaşadı, kapandı o defter.
Rüyanızda görüyor musunuz?
Keşke görsem. 47 yıllık evlilik düşünsenize. Sanki çıkıp gelecekmiş gibi hissediyorum, özlüyorum. Her gece yattığımda onu düşünürüm, konuşurum. Geçenlerde Sakıp şöyle bir geldi, beni görmeye, üzerinde robdöşambr vardı. Geldi önümde durdu. Şöyle bir baktı ve gitti.
Ne yaptınız? İnsan korkar.
Önce rüya zannettim ama değildi. Gözlerim açıktı ve uyumuyordum. Hiç bir şey yapmadım. “Aman Tanrım” dedim, tüylerim ürperdi. Gözlerimle takip ettim. Sonrasında bir süre etkisinde kaldım tabii.
Böyle görmek iyi değil herhalde.
Keşke rüyama girse. Girmiyor.
Oğlunuz Metin ile her zaman yakından ilgileniyorsunuz. Durumu nedir şimdi?
Aslında 38 yaşında ama 1 yaşında çocuk gibi. Doğuştan problemli. Ama çok sevimlidir. Neşe doludur.
Ne zaman anladınız problemli olduğunu?
Doğumda. Ayakları çarpık doğmuş. Doğumdan sonra gelip söylediler, aman ne ağladım. 40 günlüktü ABD’de ameliyata götürdük. Düzelir dediler ama maalesef. Biz o zaman durumu fiziksel sanıyoruz meğer problem beyindeymiş.Hatta geçenlerde bizi yine korkuttu, havale geçirdi.
Durumu anlaşıldıktan sonra oğlunuz için ‘Az yaşar’ demişler. Bir anne ne hisseder böyle bir söz karşısında?
Çok içime battı bu söz. Hançer gibi saplandı. Günlerce etkisi altında kaldım, keşke duymasaydım dedim. Bütün gün dua ederdim Allah onun acısını bana göstermesin diye. Evlat acısı korkunç bir şey. Benim ağabeyim ölünce annemi gördüm, yandı kadın. Hakikaten geçmez bir acı.
Siz tek başına oğlunuzun her şeyiyle ilgilendiniz. Ya Sakıp Bey?
Bir söz vardır. Yanarsa anam yanar, gerisi yalan yanar.
Türkiye’nin en zengini olmanız bir şey değiştirdi mi?
Değiştirmedi. Para yardım etseydi.... İşte Metin’in hali ortada.
Sakıp Bey, ‘Arabalar yapıyorum oğlum binemiyor’ diyordu.
İsteyemiyor ki... Bir araba isteme gücü bile yok ki! Ama buradan evinde özel çocukları olanlara söylüyorum, onları yalnızlığa bırakmayın mümkün olduğunca dışarı çıkarın sosyalleşsinler.
Ben ölünce oğluma kim bakacak endişesi taşıyor musunuz?
Her zaman. Dilek’e diyorum ki ‘Sen yalnızsın, daha müsaitsin, sen benden sonra üstlenirsin’. Merak etme anne, hiç düşünme diyor rahatlıyorum.
Sizin hamileliğinizde özürlü durumları gösterecek testler yapılmamış. Yapılsaydı ve durumu görebilseydiniz çocuğunuzu aldırır mıydınız?
Çok zor soru. Ama ben aldırmazdım. Kısmetim buymuş, Tanrı bana böyle bir çocuk verdi, yazık değil mi canına kastedeyim?
Sakıp Bey’in oğluyla ilişkisi nasıldı?
Son seneler benden daha çok etkiliydi, çok yakınlık gösteriyordu.
Metin’den sonra tekrar hamile kalınca hiç korkmadınız mı?
Etrafımdaki herkes çok şaşırmıştı. Doktor “Bunun bir garantisi yok” dedi. Sakıp kararı bana bıraktı. Düşündüm bir kumar oynayacağım dedim.
Ciddi bir kumar bu!
Öyle. 9 ay zor geçti. Doğum yapar yapmaz sağlıklı dediler, inanmadım, kendi gözümle görmek istedim. Sonrasında nazını en çok çektiğim çocuğum oldu tabii.
Aile, Güler Sabancı yüzünden bölündü
“Sakıp Sabancı öldükten sonra ailede sarsıntı oldu” iddiaları için ne diyorsunuz?
Oldu. Ölümünden 3 gün önce Güler’e “Ben, benim yerime senin gelmeni istiyorum” demiş. Bu ailede kabul edilmedi. İtiraz edildi, istenmedi. Oy birliğiyle birine bırakalım, Ömer Sabancı falan olsun denildi. Güler yüzünden aile bölündü.
Sizce Güler Hanım doğru isim miydi?
Kesinlikle. Sakıp’ın yetiştirdiği insan. Çok iyi yetişti.
Peki aile onun seçilmesine neden bu kadar şaşırdı?
İnanın büyük olay çıkardılar. Zaten Sakıp’mış o şemsiyeyi tutan, o gittikten sonra her şey değişti, aile birarada kalamadı. Benim Güler yerine başkasını desteklememi istediler. Ama ben kocamın vasiyetine nasıl karşı gelirim? Hayat arkadaşım “Güler” demiş. Hakkım var mı karşı gelmeye?
Niye Güler Sabancı’ya karşı çıkıldı peki? Çok da başarılı.
Herkesin gönlünde bir aslan yatar tabii. Onların gönlündeki aslanı bilemem.
İhtilal olmasından korkuyorum
Sakıp Bey’in siyasete gireceği sık sık konuşulurdu. Var mıydı aslı astarı?
Zaman zaman düşünüyordu. Ankara’ya taşınmayı düşünüyordu. Ben de ona derdim ki, işin başından aşkın zaten. Her şey değişecek, muhit değişecek, hayat alt üst olacak, ben eşin olarak istemem. Sürekli teklif geliyordu. Sakıp özellikle İstanbul’a belediye başkanı olmayı düşünüyordu. Çevrenin eşin dostun etkisinde kalmıştı ama sonradan vazgeçti. Ama seçime girseydi mutlaka alırdı.
Onun kadar sevilen zengin azdır.
Sokakta arabalardan sarkıyorlardı merhaba demek için. Ara sıra nedir bunun sırrı diye ben de sorardım. “Her gün yanımdasın görüyorsun, sır falan yok, avuç avuç para dağıtmıyorum ya” diye cevap verirdi.
Siz fazla siyaset konuşmazsınız biliyorum ama genel seçimlerden önce AKP’nin tek başına iktidar olmasını istemediğinizi söylemişsiniz. Bugün neler hissediyorsunuz?
Herkes gibi ben de memleket iyiye değil kötüye gidiyor diye düşünüyorum. Duruma baktıkça aklıma kötü şeyler geliyor. Allah korusun bir ihtilal örneğin...
Öyle bir korkunuz var mı?
Var tabii. Olabilir korkusu var. Ayrıca canlı bomba korkusu var, evden alabilirler korkusu var. Memleket gerçekten de iyiye gitmiyor.