Ahmet Türk, Beşir Atalay'ın yaptığı basın toplantısına ilişkin olarak "Kürtlerin de hassasiyetlerini gözetmeniz gerekir. Yeni bir anayasa olmadan bırakın Kürt sorununun çözümünü, açılım bile yapamazsınız" dedi.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, 'Barış çadırı'nın kurulduğu Sümerpark'ta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türk, "Çok açıklıkla ifade edeyim ki, bugün hükümet adına açıklama yapan Sayın İçişleri Bakanı'nın açıklamaları özellikle Kürt halkında büyük bir şaşkınlık ve büyük bir umutsuzluk yaratmıştır. Biz, Kürt sorununun barışçıl çözümlerinin tartışılacağı bir sürecin içine girdiğimzi söylerken, bugün yaptığı açıklamada ne Kürt sorununun çözümünden ne açılımdan, ne de demokraik açılımdan söz ettiğini göremedik" dedi.
Ahmet Türk, "Başlarken, "Kürt sorunun çözmemiz gerekir" diye yola çıktılar. Sonra Kürt açılımı dediler, arkasından da demokratik açılım dediler. Ama bugünkü açıklamada, Kürtleri dışarıda tutan bir milli mutabakat metni olarak önümüze geldi, açıklaması olarak önümüze geldi" diye konuştu.
Ahmet Türk şöyle konuştu: "Yıllardar barışın önemini vurguladık. Kürt halkının temel taleplerinin yenme getirilmesiyle, Türkiye'de güçlü bir demokrasinin, güçlü bir kucaklaşmanın olacağını ifade ettik. Ama bugün görüyoruz ki, bir tabir var 'dağ fare doğurdu' diyarlar. Oysa bugünkü açıklamada dağ fare bile doğurmadı. Yine 72 milyonun hassasiyetinden söz edildi. Ama bugün 72 milyonun hassasiyeti değil, birilerini tatmin etmek için Kürtlerden söz etmeyen, Kürtlerin varlığından bile söz etmeyen, sadece beli bir kesime mesaj veren bir mantığın ortada olduğunu gördük.
Yine bugün gördüğümüz kadarıyla, görüştükleri sivil toplum örgütlerinden tutun, Kürtlere kadar, meslek odalarına kadar hiç birinin düşencesi, bugünkü açıklamaya yansımadı. Sadece ve sadece görüşmedikleri kesimlerin düşünceleri ve talepleri bu açıklamaya yansıdı"
Barış uğruna cok ciddi çabalar ortaya koyduklarını söyleyen Türk, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ama bu mantıkla, bu anlayışla Kürt sorununun çözülemeyeceğini., çözülmeyeceğini herkesin bilmesi gerekiyor. Bugün eğer Kürt sorunu tartışması gündemdeyse, Kürtlerin de hassasiyetlerini gözönünde tutmak zorundasınız. Ama satırbaşlarıyla baktığımız da yani bir Anayasa'dan söz edilmiyor. Yeni bir Anayasa olmadan bırakın Kürt sorununun çözümünü, açılımı bile yapamazsınız. Yine eğitim haklarından söz edilmiyor.
Bir halkın kimliğinin, kültürünün, eğitim hakkını gündeminize getirmezseniz, nasıl bir barış sağlayacaksınız. Yine burada tek bir sözcük vardı, amaç tasfiye. Zaten 30 yıldan beri tasfiye projelerini, çabalarınızı, çalışmalarınızı ortaya koydunuz. Tasfiye edebildiniz mi? Yeni imha, inkar politikalarının devamı anlamına gelecek anlayışı gördüğümüzü böyle bir mantığın işlediğinizi maalesef üzüntüyle izledik. Ama buradan yinede söylüyorum, barış kaçınılmazdır. Kucaklaşmayı sağlama da kaçınılmazdır. Biz bu konuda barış konusunda bötünü olumsuzluklara rağmen, bu uygulanan politikaların gerçekten çözüme değil, aldatmaya yönelik olduğunu bütün dünya ile paylaşacağız. Barış çabalarımızı bu mantığa rağmen sürdüreceğiz."
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bugünkü basın toplantısında süreçle ilgili Anayasa değişikliğinin gündemde olmadığını belirtmiş ve "Af diye bir kavramın zikretmedik, zikretmiyoruz. Bu işin başı silahların bırakılması ve tasfiye. Bunun için çok çalışılması gerekiyor" demişti.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Atalay'ın basın toplantısını dinledikten sonra yaptığı ilk açıklamada, "mutlaka bu anayasanını değiştirilmesi lazım" demişti.
Türk, "Tabii ki biz siyasetçiler umutlu olmak zorundayız. Umudu taşımazsak siyaset yapmayız. Bu konuda da halka öncülük yapamayız. Siyasetçinin görevi geleceği doğru belirlemeye yönelik çabaları, çalışmaları ortaya koymaktır. Bizim de görevimiz budur" ifadelerini kullanmıştı.