Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Diyarbakır’da PKK’nın bomba yapımı için taşıdığı malzemelerin infilak etmesiyle 12 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin “Roboski’de köylülerin jetlerle vurulması neyse… Dürümlü’de köylülerin PKK bombasıyla katledilmesi arasında hiçbir fark yok.” yorumunu yaptı.
Yazısında, Diyarbakır'daki patlamayla ilgili bölümde PKK'nın Roboski'si arabaşlığını kullanan Hakan, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı da eleştirerek “Nerede o Roboski’den sonra gürleyen, haykıran Demirtaş?” diye sordu.
Hakan’ın bugün (19 Mayıs 2016) yayımlanan “Siyasetten nefret ettiren iki fotoğraf karesi” başlıklı yazısı şöyle:
Ahmet Davutoğlu’nun önümüzdeki dönem milletvekili adaylarını belirleme konusunda en küçük bir söz hakkı olsaydı... Şu oylama pozu veren milletvekilleri, anında o pozu bırakıp Ahmet Davutoğlu’na hürmetlerini sunmazlar mıydı? Gülüşün ve unutuşun kitabını yazmak bu kadar mı kolay? Vefanın İstanbul’da bir semt adı olmasının resmi, bu kadar mı çarpıcı çizilir?
Can ciğer kuzu sarması
Partinizden ayrılıp öbür partide ikbal bulduğu için daha düne kadar “hain” olarak nitelendirdiğiniz siyasetçiye karşı sergilediğiniz bu hoşgörüyü, neden partinizden ayrılmayıp partiniz içinde mücadele eden arkadaşlarınıza karşı sergilemiyorsunuz? Ne yani? Sizin hoşgörünüze nail olabilmek için “Ben bakan olacağım, hadi bana eyvallah” diyerek partinizden kopmak mı gerekiyor?
Özgür Gündem’in Veysi’sine soruyorum
Basın eleştirileri falan yapıyorsun ya Veysi Bey!
Şu iki soruya cevap verebilir misin bir zahmet:
Bir: Sizin gazetede neden PKK’nın tonlarca bombasının patlaması sonucu katledilen Kürt köylülerden tek bir satır bile söz edilmiyor?
- İki: Sizin gazetede neden Demirtaş’ın PKK’yı eleştiren sözleri gizleniyor ve sansürleniyor?
PKK’nın Roboski’si
Roboski’de köylülerin jetlerle vurulması neyse...
Dürümlü’de köylülerin PKK bombasıyla katledilmesi arasında hiçbir fark yok.
*
Ama manzara şu:
Roboski’de haklı olarak seslerini yükseltenler, Dürümlü’de suspus. Tıpkı Dürümlü’de seslerini yükseltenlerin, Roboski’de suspus olmaları gibi.
*
Vahşete imza atan PKK ise alabildiğine pişkin.
“Köylüler ateş açtı, fünye patladı” falan türü açıklamalarla bütün suçu katlettikleri insanlara yüklediler.
*
Selahattin Demirtaş ise hayli temkinli ve dikkatli bir dille PKK’yı eleştirdi:
- “Makul, haklı ve meşru bir gerekçesi yok” dedi.
- Olaydan sorumlu olanların sorumsuzca açıklamalar yaptıklarını söyledi.
- Sorumluların ortaya çıkarılmasını ve özür dilenmesini istedi.
*
Peki ama o nerede o Roboski’den sonra gürleyen, haykıran Demirtaş?
*
Roboski’den sonra...
* “Kürt’ün hayatının değeri bu kadar değildir” diye isyan eden...
* “Bu ülkede Kürt olmak, canının değersiz olduğu anlamına gelmez” diye haykıran...
Demirtaş’ı aradık ama bulamadık.
Şiire, edebiyata hakaret
Almanya’nın terbiyesiz soytarısı Böhmermann denilen adam, televizyon ekranında seviyesizliğe dip yaptıran, küfürlerle dolu bir metin okumuştu.
Alman mahkemeleri, bu ahlaksız ve terbiyesiz metin için yasaklama kararı verdi.
*
Bu konuda yapılan haberlere bakıyorum:
Hepsinde “Böhmermann’ın şiirine yasak” falan türü başlıklar atılmış.
*
O metne “şiir” demek, şiire hakarettir.
Lütfen şiiri, Almanya’nın terbiyesiz soytarısının yaptığı ahlaksızlığa alet etmeyelim.
Yazının tamamını okumak için tıklayın