Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov'un çevik kuvvet polisi Mevlüt Mert Altıntaş tarafından öldürülmesiyle ilgili olarak "Bir gün önce Halep’te olup bitenlerden dolayı Rusya’yı protesto etmek için Rusya Büyükelçiliği’nin önüne giderken, bir gün sonra büyükelçi suikastı nedeniyle Rusya Büyükelçiliği’nin önüne 'çok üzgünüz, başınız sağ olsun' demek için gitmek zorunda kalıyorsun. Bugünlerde AK Partili olmak gerçekten çok zor" görüşünü savundu. Hakan, Altıntaş'ın "radikal İslamcı eylemci" taklidi yaptığını öne sürdü.
Ahmet Hakan'ın "Ağam kim? Paşam kim? Kim olacak? Rusya, Rusya" başlığıyla yayımlanan (22 Aralık 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Büyükelçi suikastının ardından tabloya bakalım:
*
- Mağdurlar kralı haline gelen kim? Rusya.
*
- Suriye’deki tezlerini geçerli hale getiren kim? Rusya.
*
- Halep’teki rolünü unutturan kim? Rusya.
*
- “O kadar da haksız değilmiş” diye selamlanan kim? Rusya.
*
Ağam kim? Rusya...
Paşam kim? Rusya...
Kim? Kim? Kim?
Kim olacak: Rusya.
*
İnsanın aklına ister istemez rahmetli Mahir Kaynak’ın şu meşhur tezi geliyor:
“Bir suikast kimin işine yarıyorsa faili orada aramak gerekir.”
*
Fakat biz yine de bu tezi fazla aklımıza getirmemeye çalışalım.
Zira Putin Reis, çok fena kızabilir.
Ayrıca Mahir Kaynak’ın tezinin, her durumda, her olayda ve her zaman geçerli olması da mümkün değil.
Bari biri bu katilin nasıl polis olduğunu açıklasın
Herhangi bir bakan istifa etmeyecek.
*
Anladık.
Herhangi bir genel müdür, daire başkanı falan da istifa etmeyecek.
*
Anladık.
“İstifa” sözcüğünü kimse aklına bile getirmeyecek.
*
Ama bari biri de çıksın...
Şu katil polisin, “Çevik Kuvvet” gibi seçkin bir polis birliğinin içine...
Hangi testlerden geçerek, hangi istihbarattan yırtarak, hangi araştırmalardan sıyırarak girebildiğini açıklasın.
*
“Bu aziz millet, böyle bir açıklamayı hak ediyor” diyerek bir babayiğit yetkili, hiç değilse bunu yapsın.
Taklit yaparak ölüme mi gidilir
Şu iki konuda pek kuşkum yok:
- BİR: Katil polis FETÖ’cü.
- İKİ: Katil polis, “radikal İslamcı eylemci” taklidi yaptı.
*
Bazıları “Saçmalama! Hiç taklit yaparak ölüme mi gidilir” diyor.
*
FETÖ gibi her şeyi kandırmaca, her şeyi sinsilik, her şeyi olduğundan farklı gösterme, her şeyi takiye olan bir örgütün...
Ölüme giden eylemcisinin de sahtekâr olmasında şaşılacak ne var ki?
Atmosfere dikkat
- EL Nusra’nın dalga boyunda giden sloganlara gaz veren...
- “Ümmet için şahadet” vurgusunu resmi düzlemde havalandıran...
- Polis teşkilatında “aşırı siyasallaşmış dini söylem” aşılayan...
Bir atmosfer oluşturulursa...
FETÖ’cüler de dış mihraklar da yabancı servisler de...
Oluşturulan bu atmosferden sonuna kadar yararlanırlar.
*
Yani atmosfer oluşturmak, çocuk oyuncağı değildir.
Dikkat ister.
Dilime dolandı
SON günlerde Nedim gibi ben de şöyle sesleniyorum sağa sola:
“Tahammül mülkünü yıktın Hülagu Han mısın kâfir/Aman dünyayı yaktın ateş-i suzan mısın kâfir.”
AK Partili olmak hiç de kolay bir şey değil
Düşünsenize:
Bir gün önce Halep’te olup bitenlerden dolayı Rusya’yı protesto etmek için Rusya Büyükelçiliği’nin önüne giderken...
Bir gün sonra büyükelçi suikastı nedeniyle Rusya Büyükelçiliği’nin önüne “çok üzgünüz, başınız sağ olsun” demek için gitmek zorunda kalıyorsun.
*
Bugünlerde AK Partili olmak gerçekten çok zor.
Hüsnü Mahalli'nin fikri iktidarda, kendisi içeride
RUSYA’da temaslarda bulunan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Rus basının iddiasına göre şöyle bir açıklama yapmış:
“Şu anda Halep’in doğu kesimlerinin militanlardan kurtarılması ve muhaliflerin ailelerinin tahliyesi için çok başarılı bir operasyonunun sürdüğünü gözlemliyoruz.”
*
Üç-beş gün önce Hüsnü Mahalli de aşağı yukarı buna benzer şeyler söylemişti.
Ve bu nedenle içeri atılmıştı.
*
Bu durumda Hüsnü Mahalli için...
“Fikirleri iktidarda/Kendisi içeride” diyebilir miyiz?