Çocuğunuz ısrarla agresif davranmayı sürdüyorsa ve etrafına zarar veriyorsa, aslında mutlaka önemli bir sebep vardır.
Zaman zaman, etrafımızda arkadaşlarına, kardeşine zarar veren, ısıran, evcil hayvanlara işkence eden, pek çok çocuk görebiliyoruz. Psikolojik Danışman Dilek Kırcaoğlu, Anneyiz Biz dergisine yaptığı açıklamada, “Şayet çocuğunuzun bu davranışları, ara sıra ve bir anlık kızgınlıktan, yenemediği öfkesinden veya şiddetli bir engellenmeden kaynaklanmıyor, aksine sürekli tekrarlanıyor ise, o zaman çocuğunuz ciddiye alınması gereken bir mesaj veriyor demektir: ‘Yaşamımda doğru gitmeyen şeyler var. Kendimi kötü hissediyorum. Beni fark edin. Bana yardım edin!’ Çocuk burada kendini sözcükler yolu ile ifade edemediği için davranış yoluyla ifade etmeye çalışır ve çoğu zaman kendisi de ne anlatmak istediğini bilmez.” diyor.
Sadece çocuklar değil, gençler ve yetişkinler de zaman zaman böyle davranıyor. Okul eşyalarına zarar veren çocukların çoğu, öğretmenlerin ve okul idaresinin uygulamalarına karşı “kızgın” olduklarını anlatmaya çalışıyorlar. Çocuğun davranışının altındaki gizli sözsüz mesaj, ne kadar acil, derin ve sıkıntılı ise, davranış o kadar kalıcılığını sürdürüyor.
Toplum ve ebeveynler böyle davrananlara, “hangi ihtiyacından dolayı böyle davranıyor, ne hissediyor” şeklinde düşünerek bakmazlar. “Asi, uyumsuz, geçimsiz” gibi tanımlamalarla ya uzak kalırlar ya da işe yaramayan ceza yöntemleri uygulamaya çalışırlar. Onları hiç kimse istemez. Çocuğun sadece davranışlarıyla ilgilenir ve sürekli onları düzeltmeye çalışırlar. Büyüklere, çocuğun hissettikleri ile ilgilenmek yerine, onları belli bir davranış kalıbına sokmak daha kolay geliyor. Öneriler, ahlâk dersleri, sorgulamalar, çocuğun olumsuz davranışlarını iyice pekiştirir. Ebeveynler, çocuğun içinde duyduğu sıkıntı ve acıyı bu yolla ifade ettiğini anlamak istemez, çünkü çoğu zaman bu sıkıntının kendilerinden kaynaklandığını görmek istemezler. Çoğu anne-baba, çocuğuna karşı hatalı davrandığını dürüstçe itiraf edemiyor. “Benim çocuğum kötü davranıyor, onun durumu iyi değil” yerine, kaç insan “ben çocuğuma gerekli önemi vermedim, onun küçük tepkilerini bile sinirlilikle ve başımdan atar gibi geçiştirdim” demeyi tercih ediyor.
Bu çocuklara nasıl davranmalıyız?
• Onu anlamaya, davranışlarının nedenlerini bulmaya çalışın. Dinleyin ve empati kurmaya çalışın, ancak suçluluk duyarak limitsiz davranmasına meydan vermeyin.
• Cezalandırmayın. Olumlu davranışlarına yönelin ve ödül yerine motivasyon teknikleri kullanın. Onu teşvik edin örneğin; “Bu gün arkadaşlarına vurmadın. Bu onlarla daha rahat oynamanı sağladı.” gibi cümlelerle motivasyonunu arttırın.
• Limitsizlik, güvensizlik duygularını daha da güçlendirir. Mutlaka sınırlı seçenek hakkı tanıyın.
• Tepkilerinizi kontrol edin. Sakin kalın ve ani patlamalardan kaçının.
• Söylemek istediklerinizi kesin ve net bir dil kullanarak ifade edin.
• Sözsüz iletişim önemlidir. Davranışlarınız sözlerinizi desteklesin.
• Çocuğun hareket ve eylem yerine, düşüncelerini kullanmasını öğrenmesine yardımcı olun ve ona zaman ayırın. Saptayıcı konuşun. Yorumdan kaçının. (İyi, kötü, olumsuz, olumlu yorumları yapmayın. Sadece davranışının doğal sonuçlarını anlatın ve gösterin.)
• Çocukta duygusal fikirlerin gelişmesi için destekleyici olun. Hayali oyunlar, yaratıcılığı arttırıcı oyunlar, (yaratıcı drama) onun için yararlı olacaktır. Agresyon durumlarında duygularını ifade etmesine yardımcı olun.