Gündem

'Agos'un bombalanmasını bekliyordum!'

Agos yazarı Prof. Baskın Oran, gazetenin internet sitesine yapılan saldırıyı beklemediğini belirtirken, Yargıtay'ın verdiği son kararın detaylarını anlattı.

16 Şubat 2010 02:00

T24 - Agos yazarı Prof. Baskın Oran, gazetenin internet sitesine yapılan saldırıyı beklemediğini belirtirken, Yargıtay'ın verdiği son kararın detaylarını anlattı.
    

Agos Gazetesi, geçtiğimiz hafta cuma günü bir kez daha bir saldırıyla gündeme geldi. Agos'un internet sitesine sızan korsanlar, siteye Hrant Dink'in katilinin posterini koydu. Posterdeki fotoğraf, Hrant Dink'i öldürdükten sonra Ogün Samast'ı Samsun'da yakalayan güvenlik güçleri tarafından çekilmişti. Fotoğrafın altında yer alan, "Ogün samast'a selam olsun" cümlesiyle başlayan tehdit mesajı, "Ya sev ya terk et", "Yeni Ogün Samast'lar yolda" cümlesiyle bitiyordu.

Aynı günlerde Agos yazarı Prof. Dr. Baskın Oran da yine Agos'ta yazdığı yazılarla ilgili bir yargı kararıyla uğraşıyordu. Prof. Baskın Oran, Canlı Gaste'de yaşananları anlattı.

Prof. Oran, Agos'un uzun süre siteden fotoğrafı kaldırmamasının bir protesto olduğunu vurguladı ve şöyle konuştu:

"Benim şahsi kanaatim, siber saldırıyı beklemiyordum. Agos'un bombalanmasını bekliyordum. Birkaç gün önce Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Agos gazetesi çalışanlarına hakaret ve iftiranın artık serbest olduğunu bir kararla ilan etmişti. Bu ikinci kez Agos'un hedef gösterilmesi oluyor. Birincisi Hrant Dink'in 301. maddeden Türklüğe hakaret ettiği gerekçesiyle mahkum edilmesiydi. Bunun sonucu Hrant'ın katledilmesi oldu."

Prof. Baskın Oran, Yargıtay'ın verdiği son kararın hikayesini de anlattı:

"Bu bir iftira. Benim yabancı ülkeler tarafından Türkiye'yi bölmek için satın alındığım iftirasıdır bu. Cumhuriyet Gazetesi'nden Mustafa Balbay, Emin Çölaşan'la birlikte ART televizyonunda Kasım 2006'da yaptığı 'Ankara Rüzgarı' programında şöyle demişti: 'Türk aydınlarının, Türk gazetecilerinin ruhen satın alınması, maddi ve manevi olarak satın alınması çok ciddi bir strateji. Şu an biri İngiltere'de özel eğitim görüyor, isim de vereceğim, ben polemik sevmiyorum ama adını da vereceğim, Prof. Dr. Baskın Oran' Ben o sırada Oxford Üniversitesi'nden Türkiye üzerine 6 tane konferans vermek üzere davet edilmiştim, özel eğitim dediği bu. Ben İngiltere'deyken Türkiye'de tanıdığım gençlerden biri programı banda almış, dava açtık ve Mustafa Balbay 3500 lira manevi tazminata mahkum oldu. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi geçtiğimiz günlerde bu kararı bozdu.


Kıbrıs'tan gelen bantta o sözler var

Biz dikkatleri Yargıtay'ın verdiği bu "Baskın Oran'a hakaret etmek serbesttir, çünkü kendisi Agos Gazetesi yazarıdır" şeklindeki inanılmaz karara çekmek istiyorduk gerekçesinden saptırmamak için. Ama ilk kez burada açıklıyorum, ART televizyonundan biz programı istedik. Gönderdiler, fakat bantta Mustafa Balbay'ın o sözleri yoktu. Bunun üzerine Kıbrıs'ta RTÜK'ün karşılığı olan resmi kuruma başvurduk ve bant Kıbrıs'tan geldi. Bantta, Mustafa Balbay'ın hakaret hatta iftira içeren sözleri vardı. Bu iki bant, bilirkişiye gidecek. Bilirkişi, iftira içeren sözler ART televizyonu tarafından re'sen mi sildi, yoksa Mustafa Balbay'ın isteği üzerine mi silindi, buna karar verecek.


Davacı tepkilere sert de olsa katlanmak zorunda

Yargıtay'ın gerekçeli kararına gelirsek, Baskın Oran Agos Gazetesi yazarıdır, bu nedenle kendisine ne hakaret yapılsa yeridir. Eğer inanmazsanız, kelime kelime okuyayım kararı:

'Dosya içeriğinden davalının Agos Gazetesi'nde Ermeni sorunuyla ilgili yazılar yazdığı görülmektedir. Davalı, bu yazılara tepki olarak bir konuşma yapmıştır. Davacı düşüncelerini özgürce açıklayabildiğine göre, bu düşünceler aleyhine yapılan açıklamalara sert de olsa katlanmak zorundadır.'


Ben aynı zamanda Radikal 2 yazarıyım

Kararda benim açtığım davanın sonucunun bozulmasının sebebi, Agos yazarı olmam olarak açıklanıyor. Ben pazar günleri Radikal 2'de yazıyorum, bu yazılar kısaltılmış olarak cuma günü Agos'ta yer alıyor. Her nedense Yargıtay, beni Radikal 2 yazarı olarak görmüyor, Agos yazarı olmamın üzerinde duruyor. Ve Mustafa Balbay'ın mahkum edildiği davanın bozulmasını benim Agos yazarı olmama bağladı.

Birçok açıdan Yargıtay, görevini suistimal etmiştir. Gerek ulusal, gerekse uluslararası hukuku ihlal ederek suç işleyene iştirak etmiştir.

Bir kere, bu karar 'farklı düşünenlere Türkiye'de her isteyen hakaret ve iftira edebilir' anlamına gelir. Yargıtay, anayasanın 5. maddesini ihlal etmiştir. İkinci olarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesini ihlal etmiştir, küçültücü muamele yasaktır diyen.


Aynı cümleyi yargıtay üyelerine sarfetsem

Şimdi çok açık olarak soruyorum, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin sayın üyelerine, elimde hiçbir kanıt olmadan, "Sayın üyeler, yabancı ülkelere maddi ve manevi olarak satılmışsınızdır" desem, acaba hangi hukuki sonuç doğardı? Bunu çok merak ediyorum.

İkincisi, Yargıtay ayrımcılık yapmıştır. Agos, Türkiye Ermenilerinin Türkçe çıkardığı bir gazetedir. Anayasanın birçok maddesi bu kararla ihlal edilmiştir ve ayrımcılık yapılmıştır.


İstemeye istemeye AİHM'e gideceğiz

Henüz ulusal hukuku tüketmedik, davaya bakan mahkeme Yargıtay'ın kararına uyarsa AİHM'e gideceğiz ve istemediğimiz halde Türkiye'yi mahkum ettireceğiz. Türk hukukuna henüz itimadımız tükenmemiştir, bu karara rağmen.

Son olarak tekrar edeyim, bu karar, Yargıtay'ın Agos ve yazarlarını ikinci kez hedef göstermesi anlamına geliyor. Birincisi, Hrant Dink'in yazdığı 8 bölümlük bir yazıdan bir cümleyi alarak Hrant'ı 301. maddeden, Türklüğe hakaretten mahkum etti.

Şimdi aynı Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, benim üzerimden Agos'u mahkum ediyor."