Gündem

Afganistan için 'bağlantısız ülke' statüsü önerildi

İstanbul’da başlayan uluslararası bir konferansta 2014 yılından sonra Afganistan’ın geleceği masaya yatırılıyor

21 Kasım 2013 19:09

Cem Sey

Afganistan’ın geleceğinin ele alındığı ve İstanbul’da yapılan bir konferansta, 2014 yılı sonrasında ülkeye bağlantısız ülke niteliği kazandırılması düşüncesi gündeme getirildi. Toplantıda, bölge ülkelerinden 60’a yakın politikacı ve uzmanın ortak hazırladığı bir bölgesel barış projesi de tanıtıldı.

Alman Friedrich Ebert Vakfı’nın girişimiyle bir buçuk yıl önce başlayan bir pazarlık ve görüşme sürecine son nokta İstanbul’da kondu. Bir buçuk yıllık pazarlıklar sonucu ortaya çıkan bölgesel barış projesi, 2014 yılı sonunda Afganistan’daki yabancı kuvvetler çekildikten sonra bölgedeki bütün ülkelerin çıkarlarını kollayacak bir düzenin oluşturulması için gereken adımları kapsıyor. Çalışma, 2011 yılında İstanbul’da yapılan bir uluslararası konferansla başlayan ve bu nedenle “İstanbul Süreci” olarak anılan çalışmanın ruhuna uygun yürütülüyor. Şimdi uluslararası kamuoyuna tanıtılan ortak bildiri önümüzdeki aylarda hem bölge ülkelerinin, hem de aralarında ABD, Rusya, İran, Çin ve Türkiye’nin de bulunduğu bölgeyle yakından ilgili hükümetlerin dikkatine sunulacak. Bölge ülkelerinin, içinde hükümet temsilcilerinin de bulunduğu “siyaset grupları”nın ortak çalışmasının önümüzdeki yıl İran, Çin ve Türkiye’nin de katılımıyla genişletilmesi amaçlanıyor.

Afganistan’da oluşturulan “siyaset grubu” bugün başlayan İstanbul buluşmasında, “egemen ve müreffeh bir Afganistan’ı güvenceye almak için” bağlantısızlık formülünü tartışmaya açtı. Aralarında 5 Nisan’da yapılacak başkanlık seçimlerine adaylığını koyan politikacılardan eski bakanlara, meclis başkanlarına ve milletvekillerine kadar birçok önemli ismin yer aldığı Afgan Siyaset Grubu’na göre, Afganistan’ın uluslararası düzeyde tanınan ve desteklenen bir bağlantısız ülke statüsüne kavuşması hem bu ülkenin, hem komşu Pakistan’ın, hem de bölgedeki sorunların çözülmesine katkı sağlayacak.

Bağlantısızlık formülünü açıklayan Afganistan’ın eski Tokyo Büyükelçisi Harun Amin, bağlantısızlığın alternatiflerinin ülkenin bölünmesi, askeri işgalin ve çatışmaların devam etmesi, ülkenin Batı’nın uydusuna dönüşmesi ya da 1990 yılında olduğu gibi kendi kaderine terk edilmesi olduğunu anlattı ve bunların hiçbirinin bölge barışına katkı sağlamayacağına işaret etti. Amin, bunun İstanbul’da tartışmaya açtıkları bir taslak olduğunu vurguladı ve yaşama geçirilebilmesi için özellikle İran ve Çin gibi bölge ülkelerinin plana katılımı ile Türkiye, Suudi Arabistan, Hindistan, Rusya ve ABD gibi bölgede önem taşıyan ülkelerin garantörlüğünün gerekli olduğunu belirtti.

Afgan heyetinin önerisinde, “Kalıcı bağlantısızlık, devam eden ve bölgede güven arttırıcı önlemler üzerinde yoğunlaşan İstanbul Süreci’nin doğal devamı olacak” deniyor. Öneriye göre, kalıcı bağlantısızlığın kesinleştirilmesinin önkoşulu, 2024 yılında ülkedeki bütün uluslararası kuvvetlerin tümüyle çekilmesi.

Toplantıya katılan diğer ülkelerden uzmanlar ise bu önerinin gerçekleştirilmesi için büyük çaba gösterilmesi gerektiğini ama başarılı olursa Orta Asya ve Güney Asya’da siyasi gerginliklerin azaltılmasına büyük katkısı olacağının altını çizdi.

Öte yandan Afganistan, Pakistan ve Hindistan ile Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’dan oluşan Orta Asya siyaset gruplarının ortak hazırlayıp, imzaladığı ve toplantıda tanıtılan, “Bölgesel Barış ve Güvelik İçin Ortak Bildiri” adını taşıyan bir belge de, hükümetlere Afganistan sorunun kalıcı çözümü ve bölgesel sorunların hafifletilmesi için somut politika önerileri sunuyor. Bu önerilerde Afganistan’da önümüzdeki iki yıl içinde yapılacak seçimlerin katılımcı ve saydam olmasının ve, bölge ülkelerinin şiddete karşı verdikleri taahhütlere sadaketlerinin önemine dikkat çekiliyor. Öneriler arasında özellikle Pakistan ile Afganistan arasındaki güvensizliğin ortadan kaldırılması için bir dizi önlem yeralıyor. Ayrıca, ABD ve NATO, Afganistan’da uzun süreli varlıklarının sadece Afgan halkının güçlendirilmesi amacına yönelik olduğunu kanıtlayarak, bölge ülkelerinin güvenini sağlamaya davet ediliyor.