Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu, Brezilyalı model Adriana Lima ve yazar Metin Hara'nın ilişkileriyle ilgili olarak "Attıkları her adımı, yaptıkları her işi hesapladıkları için proje çocuklar diyorum ya Metin Hara gibilere ben. Bu proje çocukların yaptıkları her işe de şüpheyle yaklaşıyorum diyorum.
Adriana Lima aşkına bile. Türkiye çapında ‘guru’ olarak yerini sarsılmaz bir şekilde sağlamlaştırmak, hatta bunu dünya çapına taşımak için (sonuçta Yol kitabı İngilizceye de çevrilmiş) böyle bir PR çalışması neden olmasın" iddiasını ileri sürdü.
Cengiz Semercioğlu'nun "Dervişin fikri neyse" başlığıyla yayımlanan (12 Temmuz 2017) yazısı şöyle:
Kendi içine yolculuk...
Bugüne kadar öğrendiğin her şeyi şimdi uygulamaya var mısın?
Enerjini doğru kullan...
Doğru nefes almanın önemi...
Kozmik dünyalar...
Çakralar, auralar, üçüncü gözler...
İçsel enerji...
İnsanın hayal gücüne sığmayan yetenekleri...
Kişisel gelişim...
Aşkın istilası falan derken hooooop bir de bakmışsın Adriana Lima...
Sadece bizde değil ben dünyada da bu tür konuları öne çıkaran, ekrana çıkıp reklam yapan, kitaplar basan, yazdıkları gelişim kitaplarıyla şöhret olan insanlara hep şüpheyle bakmışımdır.
Ben bu konuları modern zamanların para tuzakları olarak görüyorum.
Bu konular üzerinden şöhrete ve paraya koşanlara da insanların açlıklarını iyi değerlendiren kişiler olarak bakıyorum.
Metin Hara’yı yıllar öncesinden bir televizyon programında izlemiştim ilk olarak.
Ağzı laf yapan, yakışıklı, iyi eğitimli, yurtdışında sağdan soldan okuduklarını iyi anlatan biri olarak dinlemiştim.
Metin Hara’nın yaptığını başta Amerika olmak üzere dünyada yapan yüzlerce yaşam koçu var.
Üsküdar Amerikan Koleji mezunu olan Metin Hara’nın yaptığı da onların stratejilerini iyi takip edip, aynısını Türkiye’de uygulamak.
Bunların hepsi proje çocuklardır!
Yaptıkları her işi projelerinin parçası olarak görürler.
Babasının kanserini iyileştirdiğini, çocukken kendi hastalıklarını tedavi ettiğini iddia etmesi, Sufizm’le, Budizm’le ilgilenmesi, yaptığı işi tamamlayıcı tıp diye tanımlaması...
Yoğun bakıma girdiğinde hastaların değerlerinin düzeldiğini iddia etmesi...
Yazdığı “Aşkın İstilası” adlı kitabın üç seriden oluşması...
“Yol” ve “Dem” diye iki kitabı çıkarması...
Bunların hepsi ama hepsi planlanmış bir pazarlama tekniğidir.
Peki bu pazarlama tekniğinin altın vuruşu ne olabilir?
Elbette şöhretli bir sevgili...
Tuba Ünsal’la bir ara yakın arkadaştılar, bir ara Aslı Tandoğan’la sevgiliydi Metin Hara... Denizde yüzerken paparazzilere yakalandılar.
Şimdi bir baktık Adriana Lima’yla öpüşüyor, Bodrum’da el ele geziyor.
Kendini guru olarak satan birinin tüm bu doğru pazarlama tekniklerini kullanması kötü bir şey midir...
Elbette değildir...
Bu projeyi Adriana Lima’yla taçlandırıyorsa harika!
Kendini modern derviş olarak tanımlıyor Metin Hara...
Dervişin fikri neyse zikri de o işte...
Adriana Lima-Metin Hara aşkı reklam olmasın...
Attıkları her adımı, yaptıkları her işi hesapladıkları için
proje çocuklar diyorum ya Metin Hara gibilere ben...
Bu proje çocukların yaptıkları her işe de şüpheyle yaklaşıyorum diyorum.
Adriana Lima aşkına bile...
Türkiye çapında ‘guru’ olarak yerini sarsılmaz bir şekilde sağlamlaştırmak, hatta bunu dünya çapına taşımak için (sonuçta Yol kitabı İngilizceye de çevrilmiş) böyle bir PR çalışması neden
olmasın...
Türkiye’de verdiği seminerleri, yaptığı konuşmaları bu aşktan sonra yurtdışına taşıması çok kolay olmaz mı?
Adriana Lima sosyal medya hesabından kitabını paylaşıyor Hara’nın...
Birden öğreniyoruz ki Metin Hara’nın kitabı
meğer İngilizceye
çevrilmiş bile.,
Bu seminerleri, konuşmaları yurtdışına taşıyacak, markasını dünya çapında büyütecek bir
eğitime ve İngilizceye sahip sonuçta Metin Hara...
Nusret’in tuzlama hareketini dünya çapında fenomen yapmak,
Narcos dizisinde rol almak için milyonlarca
lira harcadığı söyleniyordu...
Adriana Lima’ya milyonlarca lira ödemeye de gerek yok...
Dünyanın tüm zenginleri peşinde koşarken Adriana Lima neden aşık olsun bizim Metin Hara’ya...
Olmuş da olabilir...
Ama benim de bu aşktan şüphe etme hakkım da var.
Çünkü enerjimle dünyaları çevirdim, bardakları devirdim
diyen birinin söylediklerine nasıl şüpheyle yaklaşıyorsam, aşkına da katıksız inanmamı beklemesin kimse benden...