Gündem

"Adnan Oktar'a dokunan yandı; Emin Şirin siyasetin dışına itildi, Atilla Kart da iki seçimdir aday gösterilmedi"

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Adnan Oktar'ın, "Ergenekon komplosundaki rolü"nün araştırılması gerektiğini yazdı

20 Temmuz 2018 18:47

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, geçen hafta gözaltına alınıp dün tutuklanan 'Adnan Hoca' olarak bilinen Adnan Oktar'ın 1999 yılında da tutuklandığını ancak 6 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest kaldığını belirterek aynı durumun yaşanmaması için dikkatlı olunması gerektiğini yazdı. Öztürk, Adnan Oktar'ın ‘Harun Yahya' takma adıyla yazdığı ‘Yaratılış Atlası' adlı kitabının 2007  yılında TBMM'de dağıtıldığını ve eski CHP Konya Milletvekili Attila Kart'ın konuya ilişkin önerge verdiğini  eski Genç Parti Milletvekili Emin Şirin'in ise kitabın iadesini istediğini ifade etti. Öztürk, "Emin Şirin siyasetin dışına itildi. CHP'nin araştıran, soruşturan hukukçu milletvekili Atilla Kart da, son iki seçimdir  aday gösterilmedi. Açıkçası dokunan hep yandı" diye yazdı. 

Saygı Öztürk'ün Sözcü'de "Adnan Hocacıların milletvekillerine dağıttığı kitap" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

"'Adnan Hoca' olarak bilinen Adnan Oktar'ın, gözaltına alınıp sorgulanması, dün tutuklanması onun suçlu olduğunu göstermez. Mahkeme, eldeki belgelere ve vicdani kanaate göre karar verecektir. Nitekim, aynı kişi, benzer suçlamalarla, 1999 yılında da tutuklanmış, 6 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilmiş, davası tam 12 mahkeme değiştirmiş, zaman aşımıyla kurtulmuştu. Yine, benzer durum yaşanmaması için dikkatli olunmalı.

Bunların dağıttığı kitapların baskısı alabildiğine şatafatlı. Dağıttıkları kitaplar için para alınmaz, “Adnan Hocamızın hediyesi” denilir. Kimileri de getirilen kitabı çok rica etmelerine rağmen almaz.

Siyasetçi çocuklarına uzandılar

2007 yılının Şubat ayına gidelim. Bilim Araştırma Vakfı Başkanı Adnan Oktar'ın ‘Harun Yahya' takma adıyla yazdığı ‘Yaratılış Atlası' adlı kitabı, AKP Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer tarafından TBMM'de milletvekillerine dağıtılıyor. Buna ilişkin haberde şöyle deniliyor:

“Genç Parti Milletvekili Emin Şirin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Bülent Arınç da dahil olmak üzere tüm milletvekillerine birer mektup göndererek, kitabın iade edilmesini istedi.” O açıklamada, Adnan Hocacıların hangi siyasetçi çocuklarına el attığına ilişkin çok önemli bir iddia da, annenin sözlerine dayanılarak belirtilmişti.  Bitmiyor, dönemin CHP Milletvekili Atilla Kart 7 Mart 2007'de, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın cevaplandırmasını istediği soru önergesinde kitap konusuna değiniyor. Kart, önergesine “Adnan Oktar'ın yazdığı kitabı, açıklayacağım sebeplerle makamınıza iletiyorum” diye başlıyor ve şöyle devam ediyor:

Ne bu samiyet?

“Hiçbir bilimsel özelliği olmayan, kabul edilebilir meşru bir amacı olmayan, mali kaynakları belli olmayan böyle bir kitabın; TBMM çatısı altında dağıtılmış olmasını yadırgamaktan öte esefle karşıladığımı ifade ediyorum. Yayınlayanların aile kurumuyla, din kavramında yarattıkları tahribatlar ve istismarlar göz önüne alındığında;  dağıtımına hangi gerekçe ve amaç ile izin verildiğini elbette sorgulamak gerekmektedir. Bu tür yayınların, fikir ve düşünce özgürlüğüyle ilgisi olamaz. Adnan Oktar'ın sempatizanlarıyla, TBMM-AKP grubunun yakın ilişkisi Meclis bünyesinde dikkati çekecek boyutlara ulaşmıştır. Bu kişinin kendince bilimsel bir görüntü vermeye çalıştığı, Bilim Araştırma Vakfı'na yönelik olarak, yapılan uyarı ve ihbarlara rağmen, Hükümet tarafından idari ve mali anlamdaki denetim süreçlerinin işletilmemesi de ayrıca ve önemle sorgulanması gereken bir haldir.”

Ergenekon'u ilk o yazmıştı

Yine gerilerden devam edelim. Turktime internet sitesinin sahibi meslektaşımız Talat Atilla, Adnan Oktar'la 2008 yılında röportaj yapıyor. Hedefindeki isimlerden birisi o dönemde milletvekili olmayan Emin Şirin. Oktar şöyle diyor:

“Yüzlerce anne baba derin hislerle, derin saygıyla beni her yönden destekliyorlar. Ama toplam üç veya beş aile bana şiddetle karşılar. Bu ailelere baktığımızda bir zamanlar Ergenekon'dan gözaltına alınan İstanbul eski milletvekili Emin Şirin, İstanbul Organize Suçlar eski Müdürü Adil Serdar Saçan gibi ‘Ergenekon mensubu' kişilerle bağlantı içindeler. Acaba diyorum, Ergenekon örgütü bu ailelere bir şekilde etki ediyor mu? Bu aileler beni daha önce çok seviyordu. Durduk yerde bu şekilde ortaya çıktılar. Ergenekon şimdinin olayı değil ki… Ben 10 yıl önce kitabımda Ergenekon'u isim vererek anlattım.”

Talat Atilla, “O zaman Ergenekon'u ilk söyleyen sizsiniz” dediğinde, Oktar, “Allah-u alem. Çok kapsamlı anlatmıştım. Verdiğim bu iki örnek bile olayı bize düşündürtüyor. Çünkü bu aileler bana çok düşkündü daha önce, lehimde ifadeleri vardı” karşılığını veriyor.

Şimdi araştırma zamanı

İşte, bu mücadeleleri veren Emin Şirin, “Ergenekon” soruşturması kapsamında 2007 yılının haziran ayında gözaltına alınmıştı. Hani diyoruz ya “Dokunan yanıyor” diye. Şirin hakkında soruşturma açıldı, yurtdışına çıkış yasağı konuldu. Ama mücadelesi hem Fethullah Gülen'le, hem Adnan Oktar'la devam etti. Adnan Oktar grubuyla Fethullah Gülen arasında bir ilişki olduğuna inanıyor. O yüzden C. Savcılığı'ndan “Adnan Oktar, 2008 de verdiği röportajda  10 sene önce yani 1998'de ‘Ergenekon ismini ben koydum' diyor. Kızdığı hemen herkes ‘Ergenekon komplosu'na sokuldu. Adnan Oktar'ın, Ergenekon komplosundaki rolü araştırılmalıdır” isteğinde bulunuyor.

Emin Şirin siyasetin dışına itildi. CHP'nin araştıran, soruşturan hukukçu milletvekili Atilla Kart da, son iki seçimdir  aday gösterilmedi. Açıkçası dokunan hep yandı."