Arzu Yıldız\Ankara
HSYK 1. Dairesi tarafından geçici yetki ile Trabzon’da görevlendirilen savcı Aziz Takçı ve hâkim eşi S.Rahşan Takçı dün Adana Cumhuriyet Başsavcılığına iki ayrı suç duyurusunda bulundu. Savcı Takçı, kendisi hakkında tutanak düzenleyen 11 polis hakkında şikâyetçi olurken, eşi S.Rahşan Takçı ise hakkında çıkan haberlerle ilgili şikâyetçi oldu.
MİT’e ait tırların durdurulmasıyla ilgili soruşturmayı yürütürken, yetkileri alınan daha sonra da dün çıkan (15.4.2014) kararname ile Trabzon’a geçici görevlendirme ile gönderilen savcı Takçı, aralarında Adana TEM Şube Müdürünün de bulunduğu 11 polisten şikayetçi oldu. Takçı’nın şikayet dilekçesinde şu ifadelere yer verildi:
“9 Nisan tarihinde Adana Adliyesinde müracaat savcısı olarak görev yaptım.Mevcutlu işlem bitmesine mütakiben saat 20.00-20.30 arasında adliyeden ayrıldığım sırada adliye binasının ön kapısında çok sayıda basın mensubunun ve ilgisiz kişilerin kalabalık bir şekilde adliye girişini kapattıklarını gördüm. Öncelikle benim adliyeden çıkarken görüntülerimi aldıklarını fark etmem üzerine ve giriş kapısını kapatmalarından dolayı orada bulunan polis memurlarından kalabalığı dağıtmalarını, adliye girişini açmalarını istedim. Ayrıca orada bulunan polis memurlarından kalabalığı dağıtmalaırnı ve adliye girişini açmalarını söyledim. Ayrıca orada bulunan emniyete ait olduğunu anlaşılan aracı da arka kapıya götürmelerini, nöbetçi Cumhuriyet Savcısı olarak emrettim. Bunun üzerine görevli memurlar kalabalığı dağıttı ve aracı da arka kapıya hareket ettirdi. Ben de otoparkta bulunan aracıma yöneldim.”
Masumiyet karinesini hatırlatıp, “hassas olun” uyarısı yaptım
“Kısa bir süre sonra emniyet aracının tekrar ön kapıya geldiğini ve adliye girişinin aynı şekilde basın mensuplarınca kapatıldığını görmem üzerine geri gelerek polis memurlarına yetkili amirlerinin kim olduğunu sordum. Aralarından birisi gelerek kendisinin müdür olduğunu söyledi. Ne müdürü olduğunu sorduğumda bana TEM Müdürü Murat Zeren olduğunu söyledi. Ben de kendisine kalabalığı dağıtmasını, adliye girişini açmasını, eğer tutuklular binecek ise arka kapının daha uygun olduğunu söyledim. Zira beş yıldır bu adliyede görev yapıyorum ve sürekli olarak bu tür sansasyonel olaylarda arka kapının kullanıldığını biliyorum. Kendisi arka kapının da aynı olduğunu oraya da basının gelebileceğini söyledi. Emrimi yerine getirmedi. Ben de bunun üzerine masumiyet karinesini hatırlattım ve şüphelilerin suçu sabit olmuş gibi basında yer almasının bu ilkeyi zedeleyeceğini belirtmek için “yarın bu insanlar beraat edebilir, bu konuda hassas olun, bunlar sizin meslektaşınız” şeklinde uyarıda bulundum. Ayrıca basın tarafından görüntü alınmamasına müsaade edilmemesinin , eğer görüntü alınırsa nöbetçi savcı olarak soruşturma açacağımı ve gereğini yapacağımı söyledim ve oradan ayrıldım.”
Polisler tutanağı çarptırılmış ve basına sızdırılmış
“Bu olaydan sonra basında gördüğüm kadarıyla bu kişilerin gerek adliye önünden gerekse adliye içerisinden görüntülerinin alınmasına görevlilerce müsaade edilmiş ve nöbetçi C.Savcısı emri yerine getirilmemiştir. Daha sonra da 12.4.2014 bir arkadaşımın bildirmesi üzerinewww.son.tv isimli internet sitesinde, şüpheliler tarafından bir tutanak düzenlendiğine ilişkin haber olduğunu öğrendim. Haber içeriği çarptırmalarla dolu olduğu gibi söz konusu tutanağın fotoğrafının da yer aldığını gördüm. Tutanak incelendiğinde, tutanağın kısmen doğru olduğunu, ancak benim söylemediğim bir takım hususların söylemiş gibi yazıldığını gördüm. Yukarıda belirttiğim gibi ben hem masumiyet karinesini hatırlatmak için “Bu kişiler yarın beraat edebilir” dediğim halde tutanağa “yarın bunlar serbest bırakılacak” yazılmıştı. Yine “ben soruşturma açarım” dediğim halde “sonuçlarına katlanırsınız” dediğim iddia edilmiştir. Bunun dışında tutanak içerisinde adli kolluğun amiri sıfatıyla verdiğim emrin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere adli kolluk görevlileri C.Savcısının verdiği emri yerine getirmek zorundadır. Bu olayda TEM Müdürü Murat Zeren verilen emri yerine getirmemiştir. Bu durumda kendisi tarafından tek yanlı tutulan ve diğer görevlilere imzalattırılan tutanak ile de sabittir. Ayrıca tutanak olaydan hemen sonra basına sızdırılmıştır.”
Olay gününe dair kamera kayıtları incelensin
“Öncelikle soruşturmanın selameti açısından olay gününe dair kamera kayıtlarının derhal temini ve olayın ne şekilde cereyan ettiğinin, olay yerinde kimlerin olduğunun, tutanakta ismi geçen kişilerin konuşmaları duyacak mesafede olup olmadığının belirlenmesi, olay yerinde bulunan herkesin tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum. Ayrıca son.tv isimli internet sitesinin kamu görevlileri ile ne tür bir ilişki içerisinde olduğunun da araştırılması gerekmektedir. Bu durumda söz konusu tutanağı, gerçeğe aykırı hususları içerecek şekilde düzenleyen ve memurlara da imzalatan polis müdürleri, bu tutanağı basına sızdıran görevliler, emri yerine getirmeyen TEM Müdürü hakkında soruşturma yapılarak kamu davası açılması hususunda gereğini arz ederim.”
Savcı’nın hakim eşinden o haberlere suç duyurusu
Takçı’nın eşi S.Rahşan Takçı ise Yenişafak Gazetesi, son.tv isimli internet sitesi için ‘iftira, hakaret, yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs’ suçlarından dava açılmasını istedi. Takçı verdiği suç duyurusu dilekçesinde, “tır savsının eşi Pazar günü nöbetçiydi” ve “Nöbetçi hakim serbest bıraktı” başlıklı haberlerde kendisine iftia atıldığını belirtti ve şunları dile getirdi: “Öncelikle benim mesleki ve kişisel olarak bahsi geçen olaylara ilişkin bir ilgim ve bilgim söz konusu değildir.Bu soruşturmaların hiçbir aşamasında görev almadım. Benim dışımda gerçekleşen olaylarla irtibatlandırılmaya çalışılmam ve sanki yasa dışı bir eylem içerisinde gösterilmem iftira ve hakaret niteliğindedir. İddia edildiği gibi 13.04.2014 tarihinde nöbet tutmadım. O tarihte nöbetçi olarak hakim Recep Toprak görev yapmıştır.Buna rağmen bu şekilde haber yapılması açıkça yalan ve iftira niteliği taşımaktadır.”