Gündem

Adalet Bakanı yeni yargı reformunu açıkladı

Adalet Bakanı yeni yargı reformunu açıkladı. 100'e yakın yeni düzenleme getiren paketin hedefi demokratikleşme, gözler uygulamada...

18 Ocak 2012 02:00

T24 - Adalet Bakanı yeni yargı reformunu açıkladı. 100'e yakın yeni düzenleme getiren paketin hedefi demokratikleşme, gözler uygulamada...
 



Adalet Bakanı Sadullah Ergin, mevcut mevzuatta ileriye dönük olarak yayın durdurma düzenlemesi bulunduğunu belirterek, bu düzenlemeyi kaldırmayı öngördüklerini söyledi.


Ergin, Ankara Hakimevi'nde düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, idari yargı mevzuatında bir kısım değişiklikler öngördüklerini ifade ederek, idari yargılamaları da hızlandırmaya dönük tedbirler düşündüklerini kaydetti.


İdare mahkemelerinde her türlü dilekçelerin, hakimi beklemeden, oluşturulacak evrak bürolarına teslim edileceğini ve vatandaşlara dilekçenin evrak ve tarihini gösteren ücretsiz bir belge verileceğini işaret eden Ergin, ''Şu anda bir dilekçe vermek, bir delil sunmak isterseniz dosyanıza, hakimi bulmak, oturumdaysa oturumun bitmesini beklemek, bunun havalesini aldıktan sonra bunu dosyaya takma imkanı var iken, şimdi gidip ilgili büroya belgenizi sunup alındı belgenizi alarak, anında işinizi bitirebileceksiniz'' diye konuştu.


Danıştay'a gelebilecek, ilk derece mahkemesi davası olarak bakılacak işlerle limitleri düzenleyen bir çalışma yaptıklarını ifade eden Ergin, Danıştay'a gelmesine gerek bulunmayan davalar ile konusu 50 bin liranın altındaki davaların, bölge idare mahkemelerinde kesinleşeceğini ve Danıştay'a hiç gelmeyeceğini belirtti.


Ergin, bölge idare mahkemelerinin ikiden fazla kurul halinde çalışabilmesine ilişkin bir düzenleme öngördüklerini aktararak, bu şekilde davaların daha kısa sürede karara bağlanacağını ifade etti.
 

Bakanlıkların ülke genelinde uygulanmayan imar planları gibi yerel nitelikteki işlemlerinin, yerel mahkemelerde görüleceğini ve bu düzenlemelerin doğrudan Danıştay'a gelmeyeceğini kaydeden Ergin, yine üst kurulların yapmış olduğu düzenlemelerin, ilk derecece mahkemelerinde ve idare mahkemelerinde görüleceğini anlattı.


Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nda şu anda bekleyen 6 bin temyiz dosyası olduğunu aktaran Ergin, kurulun haftada bir kez toplanabildiğini ve çok az sayıda dosya görüşebildiğini kaydetti. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na her yıl 4 bine yakın yeni müracaat yapıldığını anımsatan Ergin, ''Dolayısıyla bu düzenleme yapılmazsa buradaki dosyalar en az on yıl süre içerisinde bitirilme imkanı bulunamayacak dosyalardır. O açıdan, İdari Dava Dairelerinin yapısını, geçici bir düzenleme ile 3 yıllığına değiştiriyoruz. Sürekli toplanabilir hale getirilen bir kurum oluşturuluyor. İki yıl içerisinde bu dosyaların tamamını tasfiye etmeyi, karara bağlamayı öngören bir düzenleme yapıyoruz'' dedi.


Düzenlemelerden etkilenecek 2 milyona yakın dosya bulunduğu bilgisini veren Ergin, bunların, önemli ölçüde savcılıkların ve mahkemelerin çalışma alanından dışarıya alınacak dosyalar olduğunu, iş yükünün önemli ölçüde azalacağını belirtti.

 

''Geleceğe dönük yayın durdurma düzenlemesini kaldırmayı öngörüyoruz''


Basın ve ifade özgürlüğü alanında da öngörülen bir takım düzenlemeler bulunduğunu ifade eden Ergin, şu bilgileri verdi:


''Mevcut mevzuatımızda ileriye dönük olarak yayın durdurma düzenlemesi söz konusu. Bu düzenlemeyi kaldırıyoruz. Terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde suç işlemeye alenen teşvik, işlenmiş olan suçları ve suçluları övme, propaganda içeren süreli yayınlar, ileriye dönük olarak 15 günden 1 aya kadar durdurulabilmektedir mevzuatımızda. Geleceğe dönük olarak yayın durdurma düzenlemesini kaldırmayı öngörüyoruz. Uzun yıllardan beri yasaklı yayınlar kavramı var, literatürümüzde ve hukukta, mevzuatımızda. Darbe dönemleri öncesi ve sonrasında verilmiş, çok sayıda değişik yerlerde ortaya çıkan kararlar var. Bugün bunların birçoğu işlevselliğini yitirmiş olmasına rağmen, hala bu kararlar ortada olduğu için uygulama kabiliyeti bulabilmekte. Zaman zaman kitapçılarda serbestçe alınıp satılabilen yayınların, yasak olduğu yönünde garip uygulamalarla karşılaşabilmekteyiz. Bununla ilgili bir düzenleme tasarıda göreceksiniz. Bu düzenleme ile mahkemelerce yeni bir yasaklama veya toplatma kararı verilmemiş olması durumunda geçmişe dönük olanların, tamamen bir sünger çekilerek, beyaz bir sayfa açılması öngörülmektedir. Bunun için bir geçiş süreci öngörülecektir. Geçiş süreci içerisinde, zaruri olanlarla ilgili yeni kararlar üretilecektir. Yeni üretilen kararlar dışındaki, tüm geçmişe dönük yasaklı yayınlar, mahkemelerce verilmiş kararlar hükümsüz hale getirilecektir. Buna ilişkin bir çalışma söz konusu.''


Düzenleme ile basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup adli para cezasını ya da üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren suçtan dolayı yapılmakta olan soruşturmalar, kovuşturmalar ya da tamamlanmış yargılamalar sonucu alınan mahkumiyetlerin askıya alındığını ifade eden Ergin, ''Bu soruşturmaların, kovuşturmaların ve infazların ertelenmesi öngörülmektedir. Üç yıl içerisinde benzer bir suçun işlenmemesi halinde tüm sonuçlarıyla beraber ortadan kaldırılmasını öngören bir düzenleme öngörüyoruz. 1999 yılında yapılan bir düzenlemenin bir benzeridir. Burada, hakkında kamu davasının açılması veya kovuşturmasının ertelenmesi kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren 3 yıl içinde aynı suçu işlememesi halinde hakkındaki dosya işlemden kaldırılacaktır. Aksi takdirde, suçun tekerrür etmesi, yinelenmesi halinde ise kaldığı yerden soruşturmalar devam edecektir'' diye konuştu.

 

Adli kontrol 5 yıla çıkacak


Ergin, bu son düzenlemenin, basın yayın yoluyla işlenen suçların önemli bir kısmını kapsadığını, üst sınırı 5 yıl olan suçlara kadar, istifade edilebilecek bir metin içerdiğini söyledi.


Sadullah Ergin, tutuklama yerine uygulanabilecek alternatif tedbirlerin de genişletileceğini belirterek, 3 yıl olarak uygulanan adli kontrol tedbirinin 5 yıla çıkartılacağını, adli kontrol tedbirinin kapsamının genişletileceğini söyledi. Ergin, böylelikle tutuklamalardan kaynaklanan şikayetlerin giderileceğini, ceza infak kurumlarında kalan tutuklu sayısının azaltılacağını ifade etti.


Tutuklama yerine uygulanabilecek alternatif tedbirlerin de genişletileceğini vurgulayan Ergin, 3 yıl olarak uygulanan adli kontrol tedbirinin 5 yıla çıkartılacağını, adli kontrol tedbirinin kapsamının genişletileceğini, böylelikle tutuklamalardan kaynaklanan şikayetlerin giderileceğini, ceza infak kurumlarında kalan tutuklu sayısının azaltılacağını söyledi.


Tutuklamaların Türk kamuoyunda ve uluslararası kurumlarda sürekli eleştiri konusu yapıldığına işaret eden Ergin, tutuklama, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda, kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin varlığı ile tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunun somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça yazılması gerektiği yapılan değişikliklerde net bir şekilde düzenlendiğini bildirdi.


Bakan Ergin, buna göre hakim veya mahkemenin, tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya tahliye isteminin reddine ilişkin karar verirken kuvvetli suç şüphesinin varlığını, tutuklama nedenlerinin varlığını ve somut olayda tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu somut olgularla gerekçelendirmek durumunda kalacağını kaydetti.

 

Adaletin hızlandırılması


Adaletin hızlandırılması, süratli, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak, mahkemeleri iş yükünü azaltmak ve yargılamada zaman ve emek kaybını önlemek amacıyla 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin çıkarıldığını anımsatan Ergin, yargı hizmetlerinin hızlandırılması için yapılan üçüncü düzenlemenin de ceza, icra-iflas ve idari yargı alanlarını kapsadığını söyledi.


Ergin, yargının hızlandırılması için yapılan üçüncü çalışmanın 100'e yakın maddeyi kapsadığını ifade etti. Bakan Ergin, ehliyetsiz veya alkollü araç kullananlara Cumhuriyet savcılarınca idari para cezası uygulamasına son verildiğini, bu yetkinin kaymakamlık ve valiliklerce kullanılacağını, böylelikle savcıların iş yükünde azalma hedeflendiğini belirtti. 


Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Kanunu ve Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda değişiklikler yapıldığını, bu bağlamda Türkiye'ye kaçak girip yakalananlar, sınır dışı edildiği halde tekrar Türkiye'ye girmek isteyen yabancılar, belge almadan seyahat acenteliği yapanlar, belge almadan turist rehberliği yapanlar hakkında verilen hapis cezası yerine mülki amir tarafından idari para cezası verileceğini anlattı. 


Vatandaşların basit suçlar için hakim önüne çıkmasını engelleyeceklerini, ön ödeme kapsamının genişletileceğini ifade eden Ergin, kamu görevlisinin ticaretle uğraşması, sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi, yabancı devlet bayrağına karşı hakaret, yedieminlik görevini kötüye kullanma, usulsüz cenaze defni gibi suçların ön ödeme kapsamına alındığını kaydetti. Ergin, sabıkalı olanlar ile yaralama, hakaret gibi suçlarda bu hükmün uygulanmayacağını, para cezası miktarının da 100 ile 3 bin 600 lira arasında olabileceğini söyledi.


Kaçak elektrik kullanıma ilişkin açılan davaların mahkemelerde ciddi iş yükü oluşturduğunu ifade eden Ergin, kaçak elektrik kullanımının ''karşılıksız yararlanma'' suçuna dönüştürüleceğini, bu suça ilişkin 2 yıldan 5 yıla kadar olan ceza miktarında değişiklik olmadığını, borcun faiziyle ödenmesi durumunda hapis cezası verilmeyeceğini, ancak bu cezasızlık halinin suçun ilk kez işlenmesi halinde uygulanacağını, 5 yıl içinde suçun tekrarlaması halinde kişinin hapisle cezalandırılacağını anlattı.

 

Monotof kokteyli patlayıcı madde


Adalet Bakanı Ergin, molotof kokteyli gibi yangın çıkartıcı maddelerin silah sayılıp sayılmayacağı hususunda tereddütler yaşandığını, bu tereddütlerin giderilmesi için Türk Ceza Kanununun 6 ve 174. maddelerine ''yangın çıkarıcı'' ibaresinin eklendiğini belirterek, ''yangın çıkarıcı'' maddelerin patlayıcı madde olarak değerlendirileceğini söyledi.


Ergin, ''Molotof kokteyli silah ve patlayıcı madde kapsamına alınarak uygulama birliği sağlanmaktadır'' dedi. Mevcut yasal düzenlemelerin adli sicil arşiv kayıtlarının kişinin ölümü veya 80 yıl geçmesi üzerine silinmesini gerektirdiğini hatırlatan Ergin, Anayasa Mahkemesinin adli sicil arşiv kayıtlarına ilişkin hükmü ''orantılı ve makul olmaması'' nedeniyle iptal ettiğini söyledi.


Yüksek Mahkemenin, tüm suçlar için suçların veya cezaların ağırlığı dikkate alınmadan çok uzun ve tek bir süre öngörülmesinin uygun bulmadığını ifade eden Ergin, adli sicil arşiv kayıtlarının kural olarak 5 yıl, yüz kızartıcı veya devlete karşı işlenen suçlarda 15 yıl, her halükarda da 30 yıl geçtikten sonra silineceğini belirtti.

 

Lüzumlu eşyalar haczedilemeyecek 


Sadullah Ergin, özel yetkili savcılarca yürütülen soruşturmalarda özellikle sanık hakları bakımından temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesini amaçladıklarını belirterek, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve Terörle Mücadele Kanunu'nda (TMK) bu kapsamda değişiklikler yapılacağını söyledi.


Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubunun (GRECO) Türkiye hakkındaki tavsiyeleri ve Başbakanlığın Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planı'na uyum sağlamak amacıya ''rüşvet'' suçunun yeniden tanımlandığını belirten Ergin, kamu görevlilerinin, yapmak zorunda oldukları işler için vatandaştan para almalarının ''görevi kötüye kullama'' suçu kapsamından çıkartılarak ''rüşvet'' suçu kapsamına alındığını söyledi.


Ergin, buna göre görevi kötüye kullanma suçu olarak kabul edilen icra memurunun görevini yapması, doktorun ameliyat etmesi, tapu memurunun işlemleri hızlandırması için para alma eylemlerinin rüşvet suçunu oluşturacağını ifade ederek, görevi kötüye kullanma suçunun cezasının 1 yıldan 3 yıla kadar, rüşvet suçunun cezasının da 4 yıldan 12 yıla kadar hapis olduğunu anımsattı. 


Bakan Ergin, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişilerin örgüt üyesi gibi cezalandırılmalarının kamuoyunda rahatsızlık yarattığını ve bu nedenle Türk Ceza Kanunu'nda örgüt üyeliği suçunu düzenleyen 220/6. maddesinde değişikliğe gittiklerini dile getirerek, örgüte üye olmak suçundan verilen cezaların yarı oranında indirilmesini öngördüklerini söyledi. Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmadan örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin de örgüt üyesi olarak cezalandırıldığını anımsatan Ergin, bu kişilere örgüte üye olmak suçundan verilen cezanın da yapılan yardımın niteliğine göre üçte ikisine kadar indirilebileceğini kaydetti.

 

Özel yetkili mahkemelerde savunma hakkı genişletilecek


Özel yetkili mahkemelerde savunma hakkının kullanımını genişletmeyi amaçladıklarını anlatan Ergin, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 250. madde kapsamına gören suçlar bakımından özel soruşturma ve kovuşturma usullerinden bazılarının kaldırıldığını bildirerek, şüphelilerin ifade tutanağı, bilirkişi raporu ve diğer adli işlemlerle elde edilen delillerden örnek alma hakkına getirilen ve dava açılıncaya kadar devam ettirilebilen sınırlamanın 3 ayla sınırlı tutulacağını, belgelere en fazla 3 ay süreyle gizlilik kararı verilebileceğini vurguladı. 


Ergin, ''Özel yetkili savcılarca yürütülen soruşturmalarda özellikle sanık hakları bakımından temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesini amaçlıyoruz'' dedi. CMK ve Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan bazı özel soruşturma ve kovuşturma usullerinde şüpheli ve sanık lehine iyileştirmeler yapılacağını, yargılama aşamasında, esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere sanık ve müdafisine hakim tarafından verilen süre sınırlama uygulamasının kaldırılacağını belirten Ergin, sanık hakları bağlamında temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesinin amaçlandığını kaydetti.


Bakan Ergin, terör suçlarından dolayı 2 yılın altında hapis cezası alan kişilerin hürriyetlerinin kısıtlanması, terörist damgası yemeleri ve terör örgütüyle bağlantılarının artmasından kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi için de terör suçları bakımından ''hükmün açıklanmasının geri bırakılması'', ''seçenek yaptırımlara çevirme'' ve ''cezanın ertelenmesi'' müesseselerinin uygulanmasının mümkün hale getireceğini belirtti.
 

Petrol boru hatlarından hırsızlık ve boru hatlarına zarar verilmesi suçlarına ilişkin hapis cezalarının da artırılacağını anlatan Ergin, boru hattından hırsızlık suçuna ilişkin 3 yıldan 7 yıla kadar olan hapis cezasının 5 yıldan 12 yıla, suçun örgütlü işlenmesi halinde verilen 3 yıldan 15 yıla kadar olan hapis cezasının da 7.5 yıldan 18 yıla kadar çıkartılacağını, petrol boru hattına zarar verilmesi halinde uygulanan 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasının da 4 yıldan 12 yıla kadar çıkartılacağını söyledi.


Çek Kanunu'nun TBMM Genel Kurulu gündeminde olduğunu hatırlatan Ergin, karşılıksız çek keşide edenlere hapis veya para cezası verilmeyeceğini, sadece çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı uygulanacağını, bu sayede borcunu ödeyemediğinden dolayı kimsenin hapse girmeyeceğini, yargının iş yükünün azaltılacağını kaydetti.


Ergin, çek suçundan yerel mahkemelerdeki dava sayısının yaklaşık 350 bin, Yargıtaydaki dosya sayısının da yaklaşık 250 bin olduğunu bildirdi.

 

Modern icra teşkilatları


Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargının hızlandırılması için hazırladıkları tasarıyla daha modern anlamda bir icra teşkilatı kurulması ve daha kaliteli hizmet verilmesinin amaçlandığını belirterek, icra dairelerinde çalışan personel sayısının artırılacağını, icra katipliği kadrosunun ihdas edileceğini, icra dairelerinin de Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin kullanılmasının hüküm altına alınacağını söyledi.


İcra dairelerindeki iş yükü hakkında bilgi veren Ergin, Türkiye'de yılda ortalama 6 milyon 500 bin icra takibinin başlatıldığını, 2012 yılı itibarıyla icra dairelerinde yaklaşık 12 milyon 700 bin dosya bulunduğunu kaydetti. İlamsız icra takibinde masraf miktarını verdiği örnekle anlatan Ergin, 100 liralık bir borcun 2012 yılı itibarıyla ödeme emrinin tebliği üzerine borcun kendiliğinden ödenmesi halinde bile 234 liraya, haciz ve satış sonrası ödendiğinde ise 541 lira 65 kuruş olarak tahsil edildiğine işaret etti.


Ergin, haciz yoluyla borcun tahsilinin borçlular bakımından çok ağır sonuçları olduğunu da vurgulayarak, ilamsız takiplerde alacağın miktarı aylık asgari ücretin altında olması halinde doğrudan icra takibine başlanılmayacağını, borçluya ''ödemeye davet yazısı'' gönderileceğini kaydetti.


Ergin, borçlunun borcunu ödemesi durumunda masrafların alınmayacağını, icra dairelerinin parayla temasını kesmek için her türlü nakdi tahsilat ve ödemelerin banka aracılığıyla yapılacağını, icra dairelerinin parayla ilişkisinin zorunlu haller dışında tamamen ortadan kaldırılacağını belirtti. Borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşyaların haczedilemeyeceğini, para, kıymetli evrak, altın, gümüş veya antika, değerli taş, madeni süs eşyası gibi kıymetli şeyler ile aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan birinin haczedilebileceğini kaydetti.


Adalet Bakanı Sadullah Ergin, haczedilen malların toplam değerinin aylık asgari ücretin beş katının altında kalması halinde bu malların muhafazası için yapılan giderler dikkate alınarak, bu malların bulunduğu yerde bırakılmasının daha uygun olacağının değerlendirildiğini söyledi.

 

Hacizli mallar elektronik ortamda satılacak


Hacizli malların elektronik ortamda ihaleye çıkarılarak satılacağı bir sistem üzerinde çalıştıklarını da ifade eden Bakan Ergin, hacizli mal satış prosedürünün yeniden düzenleneceğini, elektronik ortamda yapılacak satış sayesinde, satışa herkesin elektronik ortamda teklif verme imkanı getirileceğini bildirdi.


Ergin, hacizli malların ihalelerinde bireylerin herhangi bir zorluk yaşamadan katılmalarını sağlamayı amaçladıklarını dile getirerek, bu yolla malın gerçek değerinden satılmasına da imkan tanıyacaklarını söyledi. Ergin, mahkeme kararıyla Adli Tıp Kurumuna muayene için sevk edilen kişilerin kollarına mahkeme kaleminde vurulan mühür uygulamasına da son verdiklerini belirterek, bu konuya ilişkin yönetmelik değişikliğinin yakın zamanda Resmi Gazete'de yayımlanacağını bildirdi.



İşte paketten satırbaşları:


- Örgüte üye olmadığı halde örgüt adına suç işleyenlerin cezaları yarı oranında düşürülecek.

- İzinsiz mitinge katılan, bildiri dağıtan, pankart açan üniversite öğrencilerine ceza ertelemesinden yararlanma yolu açılacak. Basit suçlardan üniversiteliler cezaevine girmeyecek.

- Molotofkokteyli patlayıcı değil silah olarak değerlendirilecek Molotofkokteyli atmanın cezası 8 yıldan 15 yıla çıkacak.

- Doktorun bıçak parası alması rüşvet sayılacak 1-2 yıllık hapis cezası 4-12 yıla çıkarılacak

- Özel yetkili mahkemelerde esas hakkında savunma için süre sınırlandırmaı kaldırılıyor.

- Basın yoluyla işlenen suçlarda yayın durdurma cezası kaldırılacak. Yayınlar üzerindeki toplatma kararı da kaldırılıyor.

Bu tür suçlarda üst sınırı 5 yıla kadar olan suçlar ertelenebilecek.

- Adli Tıp'a gönderilen hiç kimsenin eli kalemle işaretlenmeyecek.

- Ehliyetsiz ve alkollü araç kullananlara idari para cezası. Bu tür suçlara savcılık değil kaymakamlık bakacak.

- Adli kontrol uygulaması 3 yıldan 5 yıla çıkarılıyor.

- Kimse ömür boyu sabıkalı olmayacak. Fişleme kayıtları artık kişinin ölümüne kadar değil 5 yıl sonra silinecek.

- Doğal gaz ve boru hatlarına yönelik sabotaja dönük cezalar ağırlaştırıldı. Terör örgütü bağlantısı varsa boru hattına sabotaj suçuna verilecek ceza 5 yıldan 10 yıla yükseltiliyor.

- Elektrik hırsızlığında hapis kalkacak. Kaçak elektrik kullanımı şikayete bağlı suç olarak düzenlendi. Elektrik borcu ödenince dava düşecek. Mevcut uygulamada, elektrik borcu ödense bile 2-5 yılla açılan dava devam ediyordu. Böyle olunca TEDAŞ borç tahsilatı da yapamıyordu.

- Borçlarından dolayı icra takibine uğrayan vatandaşların ev eşyalarına el konulamayacak.

- Başta KOBİ’ler olmak üzere işletmelerin üretim araçlarına el konulmayacak. Bir işletmenin üretimini sürdürebilmesi için zorunlu olan araçlara icra yoluyla haciz getirilemeyecek. Bu davalardan kaynaklı iş yükü de azalacak.