Gündem

Adalet Bakanı Gül: CHP, İş Bankası paylarını vermemek için direniyor

“Suç işleyen bir kapıdan girip bir kapıdan çıkıyor"

29 Ekim 2018 10:44

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün gelirlerini Türk Tarih Kurumu (TTK) ve Türk Dil Kurumu'na tahsis edilmek üzere temsilini CHP’ye devrettiği İş Bankası'ndaki hisselerin Hazine’ye aktarılması konusunda yeni açıklamalar yaptı. Gül, “Bir siyasi parti, bankacılık faaliyeti yapamaz. CHP’nin, Atatürk’ün vasiyet ettiği Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na payları vermemek için direndiğini biliyoruz” iddiasında bulundu.

Yeni Şafak’a konuşan Gül, şu ifadeleri kullandı:

“Bir siyasi parti, bankacılık faaliyeti yapamaz. CHP’nin, Atatürk’ün vasiyet ettiği Türk Dil Kurumu (TDK) ve Türk Tarih Kurumu’na (TTK) payları vermemek için direndiğini biliyoruz, bunlara mahkeme tutanakları, mahkeme kararları şahit. Atatürk’ün vasiyetini tam anlamıyla gerçekleştirmek için de payları bu iki kuruma vermeye yönelik ihtiyaç olduğu açık gözüküyor ama tabi Meclis’in takdirinde.”

Gül, ABD’de yaşayan Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iadesi konusunda da şunları söyledi:

"ABD Adalet Bakanlığı şu ana kadar bizim gönderdiğimiz iade taleplerini yargı mercilerine iletmedi. Son görüşmemizde iade taleplerinin yargı mercilerine intikalini talep ettik, bunu yazıyla da bildirdik.”

MHP’nin TBMM’ye sunduğu af teklifine ilişkin ise AKP'nin hem ceza adaletini sağlamak hem de infaz sistemiyle ilgili ihtiyaç olması durumunda denetimli serbestlik ve benzer uygulamalarla ilgili düzenlemeler yaptığını hatırlatan Gül, “Elbette bu düzenlemeler hep bir zaruretten kaynaklanmıştır. Bu tekliften bağımsız olarak ihtiyaçlar ve zaruretler çerçevesinde toplumda hassasiyeti rencide etmeyecek ceza adaletini de sağlama anlamında çalışmalarımız var. Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatlarıyla uygulamacılarla, akademisyenlerle bir teknik çalışma yapıyoruz” dedi.

“Suç işleyen bir kapıdan girip bir kapıdan çıkıyor"

 Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Suç işleyen bir kişi karakolun bir kapısından girip diğer kapısından çıkıyor. Bu da insanların adalet duygusunu rencide ediyor. ‘Yapanın yanına kar kaldı, kalıyor’ algısı insanların kendine, topluma ve devlete olan güveni zedeliyor.

Büyük suçlar da küçük suçlardan yola çıkıyor. Ama suçlar cezasız kalınca tekerrür ediyor, daha büyüğünü yapıyor. Biz bu konuyla ilgili de toplumda adalet duygusunu cezasızlık algısını ortadan kaldıracak, az da olsa cezasını çekeceği, ıslah olacağı model üzerinde çalışıyoruz. Çalışmamızı tamamlandığında Meclis’in takdirine sunacağız.”

Bakan Gül, Danıştay’ın ‘Andımız’ kararıyla ilgili de şunları söyledi:

“Bizim eleştirdiğimiz konu, bir yargısal aktivizmin, bir yargıçlar devletinin bir demokratik devlette olamayacağı. Madem işlemi yanlış buluyorsunuz doğru değilse anında vereceksiniz. Hadi olmadı bir ay sonra, o da olmadı bir yıl, iki yıl sonra verin. Ama 5 yıl sonra veriyorsunuz. ‘Türkiye için önemli bir konunun kararını 5 yılda veriyorsan Mehmet amcanın, Emine teyzenin davasını kaç yılda görüyorsun’ şeklinde insanların yargıya olan güvensizliği de ortaya çıkacaktır. Konunun bağlamından ziyade bu hangi konu olursa olsun yürütmenin konusu yürütmenin vereceği karardır. Yanlış olduğunu düşünüyorsa siyasi partiler muhalefet eder, millet kararını verir. Eğer yetersiz görürse sandıkta bunun hesabını sorar. Yani yerindelik denetimini mahkemeler değil millet sandıkta denetler.”