KESK tarafından yapılan araştırmada, ağustos ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 730, yoksulluk sınırının 2 bin 310 YTL olduğu ileri sürüldü.
KESK Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen araştırmada, TÜİK 2003 Yılı Hanehalkı Harcama Kalıbı, TÜİK madde fiyat ortalamaları ve 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde yaşaması için gereken kalori miktarını içeren beslenme kalıbının dikkate alındığı ifade edildi.
Araştırmada, 4 kişilik bir aile için minimum gereksinimlerin karşılanmasında gerekli tutarın 730 YTL olduğu hesaplandı. Bu tutarın geçen ay 729, geçen yıl aynı döneminde ise 647 YTL olduğu dile getirildi.
Araştırmaya göre, 4 kişilik bir ailede bireylerin zorunlu gıda harcamaları şöyle:
Zorunlu Gıda Harcamaları Aylık 1 Günlük
(YTL) (YTL)
Yetişkin Kadın 163,84 5,46
Yetişkin Erkek 211,68 7,06
15-19 Yaş Erkek Çocuk 223,71 7,46
4-6 Yaş Grubu Çocuk 130,84 4,36
Yoksulluk sınırı olarak nitelendirilen, "insanca yaşam için yapılması gereken harcamanın" ise dört kişilik bir aile için 2 bin 310 YTL olarak hesaplandığı araştırmada, giyim ve ayakkabı için yapılması gereken minimum harcamanın 144, konut, su, elektrik vb. için 655, mobilya, ev bakım vb. için 132, sağlık için 51, ulaştırma için 225, haberleşme için 99, eğlence ve kültür hizmetleri için 51, eğitim için 45, lokanta, yemek, otel vb. için 96, çeşitli mal ve hizmetler için 82 YTL olduğu belirtildi.
Araştırmada, yoksulluk sınırının geçen yılın aynı ayına göre 261 YTL artış gösterdiği, kamu emekçilerinin ortalama çıplak ücretlerindeki artışın ise bu miktarın yarısından az olduğu dile getirildi.
Kamu emekçilerinin ortalama ücretlerinin yoksulluk sınırını yakalaması için yaklaşık 1200 YTL’nin üzerinde bir ek gelire ihtiyaç olduğu kaydedilen araştırmada, "Kamu emekçisi aldığı ücretle ancak 7 gün yoksulluk sınırında, 23 gün açlık sınırında yaşıyor" denildi.
KESK Genel Başkanı Sami Evren, araştırma sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde, TÜİK’in belirlediği açlık ve yoksulluk sınırının, halkın gerçekliği ile ilgisi olmadığını iddia etti.
Son dönemde ortaya konulan istatistiki verilerin güven vermediğini öne süren Evren, şu görüşlere yer verdi:
"Adrese Dayalı Nüfus Sistemi uygulaması ile bir anda nüfusumuz beklenenin altına düştü, büyüme rakamları şişti, TÜİK’in verileri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verileriyle, bakanlığın verileri Sosyal Güvenlik Kurumu verileri ile uyumsuz. Nüfus verileri hepsi ile uyumsuz. Kamu emekçilerinin ücretleri, sanki tüm kamu emekçileri çalışmayan bir eşe, 2 çocuğa sahipmiş gibi açıklanıyor. Bu da yetmiyor elimizden alınan vergi iadelerine karşılık, gündeme getirdikleri ve ciddi hak kayıplarına yol açan vergi indirimlerini hesaba
katıyorlar. Yani halkla, emekçiyle oyun oynuyorlar. Sonra çıkıp 255 YTL’yi açlık, 660 YTL’yi yoksulluk sınırı olarak açıklıyorlar. TÜİK Başkanvekili, sendikaların çalışmalarının metodolojik, bilimsel bir çalışma olmadığını iddia etmiştir. Kendi çalışmalarının ne kadar bilimsel olduğunu kamu emekçilerinin değerlendirmesine bırakıyoruz. Ancak Sayın Ömer
Toprak’ın açlık sınırını ’acından ölmemek’ olarak tarif etmesi ibretlik bir değerlendirmedir."