Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ve Eğitim Reformu Girişimi'nin hazırladığı “Erken Çocukluk Eğitimi ve ‘4+4+4’ Düzenlemesi” başlıklı raporda, Türkiye’de okulöncesi eğitime ilişkin çözüm önerileri sıralandı.
Raporda, “4+4+4” düzenlemesi sonucunda 48-60 ay yaş grubunun da öncelik haline geldiğine ve bu yaş grubunda 2012-2013 eğitim-öğretim yılındaki okullulaşma oranının bir yıl öncekine göre 13,2 yüzde puanlık bir artışla yüzde 35,6’ya yükseldiği ifade edildi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yüzde yüz okullulaşma hedefini tutturmak için kamunun daha fazla irade göstermesine ve yatırım yapmasına ihtiyaç olduğu belirtildi.
Veliler okul öncesi eğitimi tercih ediyor
ilkokula kaydına izin verilen okul öncesi 5 yaş çağ nüfusunun sadece yüzde 14’ünün ilkokula başladığının kaydedildiği raporda, anne babaların, çocuklarını ilkolkul yerine okul öncesi eğitime yönlendirmeyi tercih ettikleri bilgisi yer aldı.
Öte yandan raporda, geriye kalan yüzde 38’lik dilimdeki çocukların eğitim sisteminin dışında olduklarına ve önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde okul öncesi eğitim almadan ilkokula başlayacaklarının altı çizildi.
Eğitime destek sunmayan tek ülke Türkiye
Raporda, okulöncesi eğitimin yaygınlaşması ve her çocuğun eğitim fırsatlarından eşit biçimde yararlanabilmesine dikkat çekilirken, hükümetlerin bu konuda daha duyarlı olmasının gerekliliği vurgulandı.
Türkiye’nin Avrupa’da okul öncesi eğitimin hem ücretli olduğu hem de aileye bu alanda herhangi desteğin sağlanmadığı tek ülke konumunda olduğu belirtildiği raporda, okul öncesi eğitimin en az 1 yıl zorunlu olması gerektiği ifade edildi.
Maddi olanaklar önemli
Okul öncesi eğitime erişimde maddi olanakların önemlidir ifadesinin yer aldığı raporda, okul öncesi eğitimin yaygınlaşması için; anaokulu/anasınıfı ücretlerinin kaldırılması, yoksul ailelere koşullu destek sağlanması ve çalışan annelerin çocuklarının okulöncesi eğitime erişebilmesi için kupon benzeri modellerin tasarlanması gibi yöntemlerin uygulanmasının gerektiği ifade edildi.
Öğretmenlerin formasyon bilgisi yeterli değil
Raporda ayrıca, okul öncesi eğitimin farklı hizmet modelleri üzerinden yaygınlaştırılması, toplum temelli uygulamaların önünün açılması, nitelikli bir okul öncesi eğitim için standartların belirlenmesi ve kurumların teşvik edilmesi gibi önerilere de yer verilirken, anaokulu/anasınıflarında hizmet veren öğretmenlerin üçte birinin okul öncesi öğretmenliğine zemin oluşturan bir formasyona sahip olmamasının altı çizildi.