Gündem

Abdurrahman Dilipak: Gezi'de olduğu gibi 'Topyekûn yeni bir saldırı' dalgasına hazır olmalıyız

"Kaset operasyonu da var planlarında, terör de"

25 Ağustos 2018 12:49

Akit yazarı Abdurrahman Dilipak  ABD'nin Türkiye’den kaçan FETÖ’cüleri Türkiye’ye karşı araziye sürmeye hazırlandığını, Kasım ortalarına kadar durmayacaklarını iddia ederek " Bu yeni dönemde ABD ve İsrail’in kontrolündeki tüm unsurlar, uyuyan hücreler, yedekler, 2., 3. gruptakiler, hepsi harekete geçirilebilir. Yani Gezi’de olduğu gibi 'Topyekûn yeni bir saldırı' dalgasına hazır olmalıyız" dedi. 

Planlanan operasyonlarda kaset, terör, yargı, ve piyasanında kullanılacağını kaydeden Dilipak, "FETÖ’cüler şimdi de.." başlığıyla yayımlanan yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çok şükür bu salvoları da boşa çıktı. Bazıları da suçüstü oldu bu arada. Bu olayı bütün dünya duydu. Kendi kazdıkları kuyuya düştüler. Türkiye yara almadı değil, aldı ama bizim yaramız iyileşir, hatta daha da kârlı çıkarız bu işten sonunda. Ama onlar onulmaz bir yara aldılar. Suçüstü oldular, kazdıkları çukura düştüler.

Başlangıçta Dolar için hedefleri 6.40 gibi idi. Bayrama 6’nın üzerinde girecekler, sonra 7’nin üzerine çıkacaklardı akıllarına göre. Bayram öncesi 7’yi gördük, oradan geri döndü. Bayrama girerken 6’da bile tutunamadılar.

Söylüyorum, bayramdan hemen sonra değil ama Ekim-Kasım’a hazır olun. Eylül’de de rahat durmayacaklar. Amerikan seçimlerine kadar her yolu deneyecekler. İçeride sıkıştıkça dışarıda kriz üretecekler.

Uslanmayacak bunlar. Siyonist lobi de, Evengalsh’ler de, DEAŞ da, PKK-PYD de uslanmayacak. Yenilgiyi bir türlü kabul edemiyorlar. Bunun bir teolojik bir boyutu var. Yaşanan süreç bir kehanetin boşa çıkması anlamına gelmiyor onlar için, ilahi planda bir aksaklık söz konusu. Oysa böyle bir şeyin teorisi bile mümkün değil.

İkincisi, hadi işin dini boyutu ile ilgili yeni bir yorum uydurdular, içinde ABD, İngiltere, Almanya, İsrail, Vatikan, Fransa’nın olduğu bir proje nasıl başarısız olabilir..

“Kasımpaşalı” biri nasıl böyle bir planın karşısında durabilir? İşte buna bir türlü akıl erdiremiyorlar. Böyle bir şey teoriye uymuyor!

İşte söylüyorum, bu kez içerideki uyuyan hücreleri harekete geçirecekler.

Her gün bir takım operasyonlar yapılıyor, insanlar gözaltına alınıyor. Kaçmak isteyenler yakalanıyor. Yeni bilgi ve belgelere ulaşılıyor. Bir takım kişiler itirafçı oluyorlar.

Adli tatilden sonra FETÖ ile ilgili yeni davaların açılması bekleniyor. İşin medya, sermaye, siyaset, bürokrasi, STK, finans ayağında yeni gözaltılar olmasından endişe ediliyor.

Ekim-Kasım aylarındaki operasyonlar daha çok Yahudi lobisi ve Evengalishlerin ABD ve AB ülkelerine karşı bir emrivaki/oldubitti şekilde Türkiye’ye karşı, uluslararası örgüt ve divanları kullanarak baskı kurma eylemi.

Deniyor ki, yargı yolu ile mevcut karar verilen davaları tartışmalı hale getirmek için içeride ve dışarıda, insan hakları ve hukuk devleti temelinde bir saldırı başlatacaklar. İçeride bir hukuk tartışması başlatmak için her yolu deneyecekler.

Dahası finansal operasyonlar devam edecek. Halk Bankası zaten gündemde. İran, Suriye ve Irak konusu, Musul konusu farklı bir çerçevede gündeme getirilmeye çalışılacak. Kanal konusu da öyle. Türkiye’nin uluslararası ekonomik ve siyasal sistemi bozmaya yönelik radikal saldırılarda bulunduğu, AB ve NATO ile sorun çıkartmaya çalıştığı, BM’yi çalışamaz hale getirmek istediği gibi argümanlar üzerinde çalışıyorlar. Kürt halkının demokratik hakları, Süryani halkının sorunları, Ermeniler, Rumlar, Patrikhane konusu, Ayasofya konusu ne varsa hepsini gündeme taşıyarak batı kamuoyunu harekete geçmeye zorlayacakları ileri sürülüyor.

Kaset savaşları, tehdit, şantaj olayları, terör eylemleri her şey mümkün. PKK ve PYD sürekli kan kaybediyor. FETÖ’cüler seçimlerde siyasi bir kazanım elde edemediler. CHP giderek eriyor, İyi Parti dağılma noktasında bir yamalı bohça gibi. SP bir varlık gösteremedi. HDP, CHP’nin desteği ile barajı geçebildi. AK Parti’nin bölgedeki aday profili beklenenin altında kalınca HDP geçici bir başarı elde etti.

En çok terör ve ekonomik krize güveniyorlardı, her ikisi de olmadı. Şimdi eğer Eylül, Ekim, Kasım’da da bekledikleri başarıyı yakalayamayacak olurlarsa işleri oldukça zor görülüyor.

Türkiye sadece Türkiye topraklarında değil, FETÖ okullarının bulunduğu bütün ülkelerde çemberi giderek daraltıyor. Tabi ABD ve AB ülkeleri direniyorlar ama artık oralarda da içeriden aykırı sesler yükselmeye başladı.

Bu yeni dönemde ABD ve İsrail’in kontrolündeki tüm unsurlar, uyuyan hücreler, yedekler, 2., 3. gruptakiler, hepsi harekete geçirilebilir. Yani Gezi’de olduğu gibi “Topyekûn yeni bir saldırı” dalgasına hazır olmalıyız.

Tabi bu onların evdeki hesabı. Gün doğmadan neler doğar göreceğiz..

Evet, onlar hemen bayramdan sonra dövize yüklenecekler. O malum lobi bu yenilgiyi içine sindiremedi. Yine saldıracaklar. Başarısızlık onlar için ölüm. Türkiye ile başlayan bu iktisadi savaş ABD, Kapitalizm ve Dolar için trajik bir sona açılan bir kapı olabilir. Bugün bu savaş Türkiye’nin cezalandırılmasından çok daha fazla bir anlam taşıyor. Ve bugün Türkiye’nin eli sanıldığından daha güçlü.

Dün FETÖ kendi çıkarları için ABD’yi kullanıyordu, bugün Türkiye kendi paçasını kurtarmak için FETÖ’yü son kez kullanmaya çalışıyor. ABD, dün Türkiye’den kaçan FETÖ’cüleri Türkiye’ye karşı araziye sürmeye hazırlanıyor. Kaset operasyonu da var planlarında, terör de. Yargı yolunu da kullanacaklar, piyasayı da. Topyekûn saldırıya hazırlanıyorlar.

Bunu buradan yazıyorum ki, herkes tedbirini alsın, 15 Temmuz’daki gibi hep birlikte karşı çıkalım.. Devlete düşen görevler, millete düşen görevler var.. Bizi içimizden vurmak için plan da yapıyorlar, muhalefet üzerinden yaptıkları planlar da. Sabırlı olacağız. Kasım ortalarına kadar durmayacaklar. 

Medya olarak dikkatli olalım. İçimizdeki hainler ve ahmaklar konusunda dikkat edelim. Allah’ın yardımının bize ulaşmasını engelleyen fasıklar konusunda dikkat edelim. Müslüman, hırsızlık yapmamalı, Müslüman, fahişelerin peşine düşmemeli, durum ortada.. Bari bunları yönetimden uzak tutalım. Bunları önce yargıdan, ordudan, finans, medya ve bilişim dünyasından uzaklaştıralım.

Daha dün, artık bir daha 15 Temmuz olmaz diyenlere bakmayın siz. Şeytan tatile çıkmadı, fazla mesai yapıyor. Bu topluma İlahlık ve Rablik taslayan mütrefinler, müstekbirler kıyamete kadar iddialarından vazgeçmeyecekler. Düşmanı da hep İsrail’de, Amerika’da aramayın, hemen yanı başımızda, hatta içimizdeler.

Korkmayın, şeytan Allah’ın muttaki kullarına hiçbir zarar veremez. Allah onları hayra tebdil eder.

Belki de Allah bizim ellerimizle Kapitalistlerin ve Siyonistlerin defterlerini dürmek istiyordur. Elbette bu zorlu bir imtihan olacaktır, ama aynı zamanda şerefli bir vazife.

Allah’ın kolaylaştırdığından kolay bir iş yoktur. Allah zalimlerin işlerini sarp dağlara sardıracak. Allah’ın zorlaştırdığından daha zor bir iş de yoktur. Allah onların, Hizbüşşeytan’ın işlerini zorlaştırsın ve kendi yolunda cihad edenlerin işini asân eylesin. Selam ve dua ile. "