Yıldız Yazıcıoğlu / Washington
[email protected]ABD Anti-Semitizmle Mücadele ve İzleme Özel Elçisi Hannah Rosenthal, Mavi Marmara olayı sonrasında Türkiye'de artan Yahudi düşmanlığı konusunda iyimser değerlendirmelerde bulundu. Rosenthal, "Gençler, bunu Yahudi komşularıyla ilgili olmadığını anlayabiliyor. Gençler, İsrail'in devlet politikası ile Yahudi komşularını birbirinden ayırabiliyor" dedi.
Hannah Rosenthal ve ABD Müslüman Toplumu Özel Temsilcisi Farah Pandith, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, dinler arasında çatışmayı önleme amacını taşıyan ve gençleri hedefleyen "2011 Saat Nefret Karşıtlığı" başlıklı proje çerçevesinde gerçekleştirdikleri Türkiye ziyaretini değerlendirdi. Rosenthal ve Pandith, değerlendirme toplantısında, kampanyayı destekleyen tüm gençlerde olduğu gibi Türkiye'de de nefretten uzak durmak gerektiği fikri olduğunu açıkladı. Bu kampanya ile sivil toplum tabanında nefret söylemine son verilmesini hedeflediklerini kaydeden Rosenthal ve Pandith, farklı dinler ve etnik gruplardaki insanlara, karşındakini anlama çağrısı yaptıklarını anlattı.
Türkiye'de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni ziyaretlerinde öğrencilerden "Anti-semitizm ulusal utacımız (ayıbımız)" sözünü işittiğini kaydeden Rosenthal, bu nedenle de kampanya toplantısına geldiklerini ifade etti. Arkalarına yaslanıp gençleri dinlediklerini anlatan Rosenthal, hepsinde din ve etnik düşmanlıkla mücadele fikirleri olduğunu gördüklerini belirtti. Pandith, benzer tabloyu Azerbaycan'daki öğrencilerde de gördüklerini ekledi.
Rosenthal, T24'ün, Türkiye'de özellikle Mavi Marmara olayı nedeniyle Yahudi düşmanlığı biçiminde ortaya çıkan tepkiler alıp almadıkları sorusu üzerine iyimser tablo çizdi. Rosenthal, "Gençlerden şunu işittim ki gençler bunun Yahudi komşularıyla ilgili olmadığını, Yahudi komşularınca birşey yapılmadığını anlayabiliyor. Gençler, İsrail'in devlet politikası ile Yahudi komşularını birbirinden ayırabiliyor. Toplumlarındaki kendilerinden yaşça büyüklerden farklı olarak... Gençler, bunun kendi kimlikleriyle, etnik kökenleriyle, dinleriyle ve Yahudi komşularıyla ilgili olmadığını anlayabiliyor" dedi.
"Arap Baharı sürpriz değil" Bu kampanyayı Arap Baharı öncesinde başlattıklarını belirten Rosenthal ve Pandith, özellikle internet aracılığıyla sosyal medya sitelerini nasıl kullandıklarını gördükleri gençleri ve birbirleriyle iletişimlerini düşünce Arap ülkelerindeki hareketlenmeyi sürpriz görmediklerini de belirtti. Pandith, "Ankara'daki bir gencin 'Türk olmak' ne demek ve Türk olarak ne yapmak istediğina dair mesajının Azerbaycan'daki genç üzerinde etki yaratabildiğini de söyledi. "Küreselleşme terimi öncelikle ekonomikti, sonra politik oldu ancak şimdi gençler için yaşam biçimi terimi" diyen Rosenthal, gençler arasında küresel iletişim bulunduğuna dikkat çekti.
"Polyanna dünyasında değiliz"Türkiye'de anti-semitizm konusunda ABD Dışişleri Bakanlığı'nın İnsan Hakları Raporu'nda da eleştirildiğinin anımsatılması üzerine, Rosenthal, sadece Türkiye'nin değil 75 ülkede benzer durumu raporda not ettiklerini ve bunun korkunç bir durum olduğunu söyledi. Pandith de, dünyadaki gerçeklerin farkında olduklarını belirterek, "Polyanna dünyasında değiliz. Ancak yeni nesil ne diyor, ne düşünüyor dinlemek lazım" dedi.
Rosenthal, Ermeni meselesi konusunda ise, hem Türkiye'de hem de Azerbaycan'daki gençlerde bu çözülmemiş mesele gibi bütün sorunlarda umut gördüklerini kaydederken, ancak Avrupa'yı da etkileyen milliyetçi dalgayı da unutmamak gerektiğini dile getirdi.
"Beyoğlu Belediye Başkanı rock star"Ayrıca İstanbul'daki temasları sırasında özellikle Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'ın, hazırlattığı gezi pasaportu ile nasıl üç dine ait tarihi mekanları ziyaret etmeyi teşvik ettiğini anlatan Pandith, ofisini gençlere açan bir başkan olduğu gerekçesiyle Demircan için "O rock star" dedi.