AB'nin yürütme organı olan AB Komisyonu, Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacılar için vadedilen mali yardımın 3 milyar euroluk ikinci kısmını onayladı. Toplam 6 milyar euroluk yardımın ilk kısmında olduğu gibi ikinci kısmında da 1 milyar euronun Komisyon bütçesinden 2 milyar euronun ise üye ülkelerce ödenmesi planlanıyor.
Habertürk'te yer alan habere göre, aralarında Almanya'nın da olduğu bazı üyeler söz konusu miktarın tamamının AB Komisyonu tarafından ödenmesini talep ediyor.
Komisyon ise bu öneriye sıcak bakmıyor ve 3 milyar euroluk yükü tek başına omuzlamak istemiyor.
Birlik içinde üye devletlerin temsil edildiği organ olan AB Konseyi ile AB Komisyonu arasında konuya ilişkin görüşmeler devam ediyor.
"AB bütçesi sınırsız değil"
AB Komisyonu Sözcüsü Natasha Bertaud gazetecilere yaptığı açıklamada, AB'nin tek başına 3 milyar euroyu üstlenemeyeceği imasında bulunarak, "AB bütçesi sınırsız değil." değerlendirmesinde bulundu.
Ödemenin tümünü AB Komisyonu'na yüklemeye çalışan bazı üye devletler ise Komisyon'un diğer alanlardaki harcamalarda kısıtlamaya gitmesi, böylece arta kalan miktardan bir havuz oluşturulması yoluyla kaynak yaratılabileceğini savunuyor.
Bu devletlerin tutumu, AB'nin önümüzdeki yıllara dair bütçesinin planlanması sürecinde de sık sık tartışmalara yol açacak gibi gözüküyor.
Türkiye için ise sığınmacılara yönelik yardımların proje bazlı değil nakdi olarak yapılması daha öncelikli konular arasında.
Sığınmacılar için ilk 3 milyar euronun henüz sadece 1,7 milyarlık kısmını aktaran AB, sığınmacı mutabakatı kapsamındaki Türkiye'nin üyelik sürecinin hızlandırılması ve vize muafiyeti konularında da adım atmadı.
Uzlaşıya varılan konularda beklenen adımları atmayan Brüksel, Türkiye'ye ev sahipliği yaptığı Suriyeli sığınmacılar için yaptığı ödemeleri de denetleyeceğini açıkladı.
Buna göre, AB Sayıştayı, 2016 ve 2017'de Suriyeli sığınmacıların Türkiye'deki yaşam koşullarını desteklemek için verilen 1,7 milyar euronun ne şekilde kullanıldığını denetleyecek.
Öte yandan, veriler, sığınmacı mutabakatının Türkiye'nin aldığı inisiyatif sayesinde olumlu sonuçlar vermeye devam ettiğini gösteriyor.
18 Mart mutabakatının meyve verdiğinin en önemli göstergelerinden biri Avrupa'ya sığınmacı akınındaki radikal düşüş oldu. Resmi verilere göre, 2015 yılında Yunanistan'a giren düzensiz göçmen ve sığınmacı sayısı 853 binin üzerindeyken, 2017 sonlarında bu rakam yüzde 98'lik düşüşle 20 bin 364'e kadar geriledi.
Mutabakat kapsamındaki taahhütlerini yerine getiren Türkiye, AB'den güven tazeleyici, hızlı ve etkili adımlar bekliyor.
