Değer Akal - DW Türkçe
ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye büyükelçi olarak aday gösterdiği David Satterfield, Türkiye’deki yerel seçim sürecini, tüm dünya gibi ABD’nin de yakından izlediğini vurgulayarak, “Biz özgür, adil ve şeffaf seçimlerin ve seçim süreçlerinin demokrasinin temelini oluşturduğuna inanıyoruz” dedi.
Halen ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Vekili olarak görev yapan Satterfield, ABD ile AB arasında Ortadoğu ve Kuzey Afrika hakkında yapılan istişareler sonrasında telekonferans brifingi düzenledi, soruları yanıtladı.
Satterfield'e Türkiye'de 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin üzerinden iki hafta geçmesine rağmen, AKP’nin itirazları nedeniyle İstanbul’daki oy sayımının halen tamamlanmamasını ABD yönetiminin nasıl değerlendirdiği soruldu.
Amerikalı deneyimli diplomat, Türkiye büyükelçisi olmak için gerekli onay sürecinin tamamlanmadığını, bu konunun henüz kendi sorumluluğunda olmadığını söylemekle birlikte, şu değerlendirmeyi aktardı:
“Biz özgür, adil ve şeffaf seçimlerin ve seçim süreçlerinin demokrasinin temelini oluşturduğuna inanıyoruz. Türkiye bir demokrasi. Tüm dünya gibi biz de, süreçteki olayların nasıl geliştiğini yakından izliyoruz.”
Suriye’deki gelişmeler
Suriye konusundaki gelişmelerin de gündeme geldiği brifingde David Satterfield’e, “Suriye’de Kürtler ile Türkiye arasında bir barış sizce mümkün mü?” sorusu yöneltildi.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin de hem Türk makamlarıyla hem de Suriye Demokratik Güçleri (SDG) görüşmelerini sürdürdüğüne işaret eden Satterfield, bir uzlaşı bulunmasını umut ettiklerini kaydetti.
ABD’li yetkili uzlaşı ile neyi kastettiklerine şu sözlerle açıklık getirdi:
“Hem sınırlarında gerçek bir terör tehdidine karşı kendini savunan Türkiye’nin meşru güvenlik menfaatlerine saygılı ve bunları teminat altına alacak, hem de ABD Başkanı’nın da söylemiş olduğu gibi, IŞİD ile mücadelede bizimle partner olanların, bizim için ölenlerin tehdit edilmediği bir uzlaşı bulunmasını umuyoruz. Ayrıca Suriye’nin kuzeyinde, Rusya, İran ve Suriye rejiminin doldurması muhtemel bir güç boşluğunun oluşmaması da gerekiyor.”
ABD’nin bu nedenlerle Suriye’nin kuzeyindeki tüm güçlerini çekmeyeceğini, Amerikan askerlerinin bir bölümünün burada görev yapmaya devam edeceğini söyleyen Satterfield, bunun bölgeyi istikrara kavuşturma ve IŞİD’den geriye kalanların tasfiyesi için de büyük önem taşıdığını savundu.
Türkiye-Rusya ilişkileri
ABD’nin yeni Ankara büyükelçisi olması beklenen Satterfield, son dönemde Türkiye ile ABD arasında ilişkiler kötüleşirken, Türkiye ile Rusya arasında işbirliğinin güçlenmesi konusunda ise ayrıntılı yorum yapmaktan kaçındı.
Deneyimli diplomat bu konudaki soru üzerine, “Şu aşamada özür dileyerek bu soruyu yanıtlamayacağımı söylemek durumundayım” dedi.
Türkiye ile Rusya ilişkileri ve S-400 krizi, geçen hafta Satterfield’in ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu’nda katıldığı adaylık oturumunda da en çok merak edilen konulardan biri olmuştu.
“Büyükelçiliğim onaylanması halinde, Türkiye-ABD ilişkilerinin çok çetrefil ve büyük güçlüklerle karşı karşıya olduğu bir dönemde Ankara’ya gideceğim” diyen Satterfield, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sisteminde ısrar ederek F-35 programına katılımını riske attığını, bu yöndeki kararında ısrar etmesi halinde de Ankara’nın ABD’nin çeşitli yaptırımlarıyla karşı karşıya kalacağını söylemişti.
ABD Başkan Yardımcısı Pence’in “Türkiye bir tercih yapmalı, tarihteki en başarılı askeri ittifakın kritik bir partneri olmaya devam mı etmek istiyor yoksa pervasız bir kararla ittifakımızı baltalamak mı istiyor?” ifadelerini hatırlatan Satterfield, “NATO ile uyumlu askeri donanımdan yana doğru stratejik tercihi yapması için Türkiye üzerinde baskı uygulanmasına devam edilmesini sağlayacağım” demişti.
Satterfield kim?
1980 yılında göreve başladığı ABD dışişleri bakanlığının Ortadoğu uzmanı diplomatları arasında yer alan Satterfield Arapça, Fransızca ve İtalyanca biliyor.
40 yıllık kariyeri boyunca Suriye, Suudi Arabistan, Irak, Mısır, Libya ve Lübnan’da görevler üstlenen Satterfield aynı zamanda ABD Başkanlığı Seçkin Üst Düzey Yönetici Ödülü, ABD Dış İşleri Bakanlığı Üstün Hizmet Ödülü ile ABD Ordusu Üstün Sivil Hizmet Ödülü sahibi.
Kendisi gibi ABD diplomatı olan Eşi Elizabeth Fritschle ise şu anda Tel Aviv’de görev yapıyor.