ABD Dışişleri Bakanlığı, bu yılki insan hakları raporunda Türkiye'de "insan hakları ihlalleri gerçekleştiren yetkililerin cezasız bırakılması" sorununun sürdüğünü belirtti.ABD Dışişleri Bakanlığı bu yılki insan hakları raporunu yayımladı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo tarafından açıklanan raporun Türkiye bölümünde, "Türk hükümetinin, insan hakları ihlaliyle suçlanan güvenlik güçleri ve diğer yetkililerin soruşturulması, yargılanması ve cezalandırılması konusunda sınırlı adım atmayı sürdürdüğü" belirtildi. Bakanlık, "bu ihlallerin cezasız bırakılmasının bir sorun olarak kalmaya devam ettiğini" bildirdi.
Türkiye'nin 2018 yılında "önemli siyasi değişikliklerden" geçtiği ifade edilen raporda, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası uygulanan olağanüstü hâl uygulamasına değinildi. İki yıl süren olağanüstü hâlin 19 Temmuz 2018'de sona erdiği hatırlatılan raporda, "Ancak OHAL'in ülkede toplum ve kurumlar üzerinde geniş kapsamlı etkileri oldu, birçok temel hakkın uygulanması kısıtlandı" denildi.
Seçimler
Türkiye'de son seçimlerin 24 Haziran'da yapıldığı belirtilen raporda, "Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemcileri, muhalif adayların eşit şartlarda yarışma ve özgürce kampanya gerçekleştirme gücünü sınırlayan bir ortam olmasından ve medyaya uygulanan kısıtlamalardan duyduğu endişeyi dile getirdi" ifadesi kullanıldı.
Hem kampanya hem de seçim sürecinin, hükümete "temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması konusunda geniş yetkiler veren OHAL altında gerçekleştiği" ifade edilen raporda, Halkların Demokratik Partisi (HDP) adayı Selahattin Demirtaş'ın kampanya döneminde de hapiste olduğu ve İYİ Parti adayı Meral Akşener'e filli bir medya ambargosu uygulandığı belirtildi.
Raporda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'nin, devlete bağlı yayın organları ile hükümet yanlısı özel medyada daha fazla yer alarak avantaj sağladığını belirten AGİT Seçim Gözlem Misyonu'nun bu değerlendirmesine de yer verildi.
Terörle mücadele yasaları
ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'de son dönemde sıkılaştırılan terörle mücadele yasaları hakkında da değerlendirmede bulundu. Raporda, "Yetkililer terörle mücadele yasalarını, insan hakları aktivistleri, medya organları, PKK sempatizanı olduğundan şüphelenilen kişiler ve Gülen hareketi üyesi olduğu iddia edilenler dâhil çok sayıda insana karşı geniş şekilde kullandı. İnsan hakları örgütleri, gözaltındaki birçok kişinin terörizmle somut bir bağlantısı olmadığını ve eleştirel seslerin susturulması ya da AKP iktidarına muhalif siyasi kesimin zayıflatılması için gözaltına alındığını iddia ediyor" denildi.
Yargılanma korkusu
Türkiye'de birçok insanın, haklarında dava ya da soruşturma açılması riski olmadan devleti ya da hükümeti açıkça eleştiremediği ifade edilen raporda, "Hükümet; bazı dini, siyasi ya da kültürel görüşlere sempati duyan kişilerin kendini ifade etmesini kısıtladı" denildi.
Raporun özet bölümünde, Türkiye'deki insan hakları sorunları arasında, "keyfi infaz; gözaltındaki şüpheli ölümler; zorla kaybetme; işkence; muhalefetten milletvekilleri, avukatlar, gazeteciler, yabancı ülke vatandaşları ve ABD’nin Türkiye misyonunda görevli üç Türk çalışan dâhil on binlerce kişinin terör örgütleriyle bağlantılı oldukları iddiasıyla ya da yaptıkları meşru barışçıl konuşmalar nedeniyle keyfi şekilde tutuklanması ya da gözaltına alınması; çok sayıda seçilmiş yetkili ve akademisyen dâhil siyasi mahkûmların olması; hükümetin politikasını ya da yetkilileri eleştirdikleri için medya organlarının kapatılması, bireylerin yargılanması; internet sitesi ve içeriklerin engellenmesi; toplanma ve örgütlenme özgürlüklerine getirilen ciddi kısıtlama; dolaşım serbestisinin kısıtlanması; kadınlara, LGBTİ bireylere ve diğer azınlık grupların mensuplarına yönelik şiddet” sayıldı.
DW/CÖ,DÇÜ
© Deutsche Welle Türkçe