ABD'nin iade taleplerini ciddiyetle incelediğini vurgulayan Ankara Büyükelçisi John Bass, "Devlet içinden ve dışından kişilere yönelik ağır suçlamalar var. Yargı sürecine saygılıyız" diye konuştu. Bass, Çözüm sürecinde hedefleri desteklediklerini de söyledi.
John Bass, Gülen’in CIA’yle ilişkisi olduğu iddialarına ilişkin ise, “Komplo terorisi gibi görünüyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerini yaşadığı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tesis edildiği döneme ve bazı yabancı devletlerin o tarihlerde sergiledikleri tavır ve faaliyetlere bakacak olursak, bu toplumda hâlâ bazı insanların, ihtilaf yaratabilecek olaylara ilişkin cevapları hemen ülke dışında aramaları anlaşılabilir. Ancak basında gördüğüm ya da bana aktarılan bazı şeyleri şaşkınlıkla karşılıyorum” dedi.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, Sabah gazetesinden Okan Müderrisoğlu’na konuştu.
Müderrisoğlu’nun John Bass ile yaptığı söyleşi şöyle:
Önümüzdeki dönemde Türk-Amerikan ilişkilerinin seyri nasıl olacak?
ABD ve Türkiye arasında güçlü, derin ve sağlam stratejik ortaklık bulunduğuna inanıyorum. İster devletler, ister bireyler arasındaki ilişkilerde olsun, her ilişki için geçerli olan nokta şudur: Hiç kimse birbiriyle yüzde yüz aynı fikirde olamaz. Bizim ilişkimizde de bakışımızın biraz farklı olduğu kimi alanlar mevcut ve bu yıl, farklılıkları azaltmak ya da en azından neden bu farklılıklara sahip olduğumuzu daha iyi anlamak için çalışmayı sürdüreceğiz. Ortaklığımızı özellikle ticaret, yatırım, eğitim ve bilimde işbirliği alanlarında daha da güçlendirmek için büyük fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Bunlar, Türkiye'nin ekonomisini ileriye taşıma, küresel olarak daha entegre hale getirme, yabancı sermayeye açılma, ticaretini artırma ve faaliyetlerini burada yürütme arzusundaki yabancı şirketler için olumlu bir çevre oluşturulması hususlarında yapacağı seçimlere göre şekillenecek.
2 ülke Model Ortaklık'ın içini nasıl dolduruyor?
Ortak güvenliğimiz karşısındaki pek çok farklı tehditle ve zorlukla başa çıkmak için birlikte çalışmamıza olanak sağlayan sağlam bir ortaklığımız var. Bunun bir kısmını NATO çerçevesinde Afganistan'da, bir kısmını Küresel Terörle Mücadele Forumu'nda gerçekleştiriyoruz. Model Ortaklığın en önemli özelliklerinden biri de sadece bugünün zorluklarına cevap verme konusunda değil, yarının zorluklarının ortaya çıkmasını önlemek için de birlikte çalışmak.
Fethullah Gülen'in iadesi veya sınır dışı sürecine ABD'nin bakışı nedir?
Uygun yasal düzenlemelere sahip olduğumuz devletlerden gelen tüm iade taleplerini büyük bir ciddiyetle ele alıyoruz. Bize sunulan vakanın ve söz konusu yabancı devletin hangi temele dayanarak iade talebinde bulunduğunun ABD yasalarıyla nasıl eşleştiğini ve ABD yasalarının ihlaline ilişkin bir husus görüp görmediğimizi belirlemek için bu talepleri son derece dikkatli şekilde değerlendiriyoruz. Bireysel iade vakaları ya da bireylere ilişkin farazi iade vakaları hakkında yorumda bulunmuyoruz.
"Paralel Devlet Yapılanması" sizin için ne anlam ifade ediyor?
Türk devletini yıkma amacıyla tasarlandığı iddia edilen faaliyetlere ilişkin olarak, kimileri devletin içinden kimileriyse dışından bir dizi isme yönelik son derece ciddi iddialar ve suçlamalar var. Söz konusu iddia ve suçlamaların, şu anda Türk emniyeti ve yargısı tarafından yürütülen sürecin bir parçası olduğu aşikâr. Bu sürece büyük saygı duyuyoruz. Türk yargı sistemini ilgilendirdiğini düşündüğümüzden iddialar hakkında bireysel yorumda bulunmam uygun olmaz. Sürecin adil ve şeffaf şekilde ilerlemesinin önemli olduğuna, bu sayede sonuçlarının Türk halkında iyi, dürüst ve etkili bir yargı süreci yaşandığına dair güven duygusu yaratacağına inanıyoruz.
Gülen'in, CIA ile ilişkili olduğu Türkiye'de bir kesimde hâkim kanaat. Sizce bu komplo teorisi mi?
Komplo terorisi gibi görünüyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerini yaşadığı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tesis edildiği döneme ve bazı yabancı devletlerin o tarihlerde sergiledikleri tavır ve faaliyetlere bakacak olursak, bu toplumda hâlâ bazı insanların, ihtilaf yaratabilecek olaylara ilişkin cevapları hemen ülke dışında aramaları anlaşılabilir. Ancak basında gördüğüm ya da bana aktarılan bazı şeyleri şaşkınlıkla karşılıyorum.
Fethullah Gülen, ABD vatandaşı mı?
Kendisinin ABD vatandaşı olduğunu sanmıyorum, ancak bunu teyit etmem gerek.
Çözüm süreci son aşamada. ABD'nin katkısı söz konusu mu?
Bu konuya Türkiye'ye ait ulusal bir süreç olduğu temel anlayışıyla yaklaşıyoruz. Sürece büyük destek veriyor, 30 yılı aşkın zamandır hem Türkiye hem de Türkiye halkı için korkunç sonuçlar doğuran ve devamlılık gösteren bir sorunu barışçıl çözüme götüren bu sürecin hedeflerini destekliyoruz. Sürece ilişkin yardımcı olabileceğimiz noktalar olursa biz hazırız.
ABD'nin sürecin üçüncü tarafı olması konusunda tartışmalar yaşandı…
Konu her şeyden öte bir iç mesele. Eğer bir noktada, Türkiye'de sürece dahil olan tüm taraflar, yarar sağlayacağımızı düşünürlerse, talebi ciddiyetle ele alır ve nasıl katkı sağlayabileceğimize bakarız.
Size ulaşan bir talep oldu mu?
Bana ulaşmadı, Washington'a da bu yönde talep gittiğine dair de bilgim yok.
Paris saldırısını da dikkate aldığınızda, İslamofobi ve yükselmekte olan ırkçılık hakkında fikirleriniz nedir?
Herhangi bir nüfusun veya bir grup kişinin inançları, etnik kökenleri, siyasi ya da bir konudaki görüşleri nedeniyle ayrımcılığa uğramasına karşıyız. Kişiler veya gruplar, dini kimliklerini, inançlarını açıklamaları, dünya olayları ya da yaşadıkları yerdeki olaylar konusunda inançlarından ileri gelen fikirlerini beyan ettikleri için, tehdit edildiğinde ya da zulümle karşılaştığında bu, bizi endişelendiriyor. Bu Amerika'da da Avrupa'da da Türkiye'de de geçerli. İslam dinine mensup kişiler kendilerini bu durumla karşı karşıya bulduğunda da geçerli. Türkiye'de, Almanya ya da ABD'de de olsak demokratik yönetişimin yapı taşlarına, evrensel insani değerlere inananların, toplumlarımızda bu değerlerin tehdit edildiğini gördüğünde sesini yükseltmesi zorunluluğu var. Umarım bu gibi örneklerin yaşandığı; İslam ya da Yahudi karşıtlığının görüldüğü, baskın bir parti ya da düşünce biçiminin azınlık konumundaki başka bir düşünceyi tehdit ettiği her toplumda bu söylediklerimi görürüz.
1915 Olayları'nın 100. yılı… ABD'nin tutumunda değişiklik söz konusu mu?
ABD Senatosu'nda ifade ettiğim gibi söz konusu olayları çevreleyen gerçeklerin tam ve dürüst incelenmesinin ve kabulünün Türkiye ile Ermenistan'ın hatta bizim de yararımıza olacağına inanıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen yıl yaptığı tarihi nitelikteki açıklamasının üzerine katkıda bulunacak şekilde, bu konuda ek tartışmaların, yansımaların ve eylemlerin gerçekleşmesini umuyoruz. 1915 olaylarının tekrar gözden geçirilmesinin, dönemin koşullarının tam ve dürüst şekilde kabulüyle sonuçlanmasını ümit ediyoruz.