Çevre

Abant'ı zorla yavrulatma tahribatı

Abant Tabiat Parkı'na gidenler gözlerine inanamıyor. Dört bir tarafta iş makineleri tozu toprağa katıp çalışıyor.

29 Mart 2010 03:00

T24 - Abant Tabiat Parkı'na gidenler gözlerine inanamıyor. Dört bir tarafta iş makineleri tozu toprağa katıp çalışıyor. 'Altyapı' çalışmalarındaki 'beklenmedik gelişmeler'le gölün seviyesi yükselmiş, piknik alanları ve ağaçlar su altında. 'Yavru Abant' oluşturma çabaları da cabası. Radikal gazetesi Serkan Ocak haberi. 



Türkiye’nin en gözde doğal zenginliklerinden Abant Tabiat Parkı, bugünlerde dev bir şantiyeyi andırıyor. Gölün dört bir tarafında ağır iş makineleri tozu toprağa katarak çalışıyor. Ağaçlar su ve toprak altında. Endemik türler yok ediliyor. Göl kenarında suyla temas edilebilecek alan kalmamış. Yükseltilen yol, suya ihtiyaç duyan canlıların önünde bir uçurum gibi. Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, bu ‘altyapı’ çalışmalarının daha iyi bir Abant için olduğu belirtiyor. Ancak uzmanlar aynı görüşte değil: Doğa harikası Abant katlediliyor.


Abant, statü itibarıyla koruma altına alınan bir ‘Tabiat Parkı’, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nü bağlı. Ancak işletmesini Bolu Valiliği yürütüyor.
Valilik, kasım ayında Abant Tabiat Parkı’nın çehresini değiştiren çalışmalara başladı. ‘Elektrik hatlarının yer altına alınması’, ‘kanalizasyon hattı döşenmesi’, ‘yaya ve bisiklet yolu’ gibi nedenlerle iş makineleri bölgeye girdi. Önce göl seviyesinin yükseltilmesi için, menfezlerin önüne set çekildi. Yollar genişletildi. Göl seviyesi beklenenden 1.5 metre fazla yükselince göl kenarındaki yolu ve çam ağaçlarını su bastı. Bu yükselme göl sularını karaya doğru onlarca metre ilerletti. Piknik alanları su altında kaldı.


Su basan yolun seviyesi de kimi yerlerde üç metreye kadar yükseltildi. Milli Parklar standartına göre sekiz metre genişlikte olması gereken yol, bazı yerlerde 10 metreden fazla genişletildi. Su altında kalan ağaçların bulunduğu alanlar toprakla dolduruldu. Bu çalışmalar halen devam ediyor.


İkinci tehdit: ‘Yavru Abant’


Abant Tabiat Parkı’ndaki ikinci itiraz ise gölün birkaç yüz metre yukarısına, yamaç paraşütçülerinin de uğrak yeri olan Örencik Yaylası’na ‘Yavru Abant’ yapılmak istenmesi. İkinci bir göl yaratmak için kolları sıvayan Bolu Valiliği, bir set çekerek yayladaki çukurluk alanda su tutmaya başladı. Abant Gölü’nü besleyen iki önemli dere bu göle yönlendirildi. Yavru gölde biriken su miktarı planlanın alanın üç katına çıkınca yine çanlar çalmaya başladı.


Valilik, Bolu’da faaliyet gösteren Batı Karadeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü’nden bir rapor hazırlamasını talep etti. Orman mühendislerince hazırlanan raporda, su altında kalan iğne yapraklı ağaçların kök boğazı su altında kaldığından dolayı ağaçların kurumasının an meselesi olduğu, çalışmaların endemik türlere zarar verdiği ifade edildi. Ayrıca, böyle bir çalışmanın uzman bir kurul çalışmasıyla yapılması, göl seviyesinin eski haline çekilmesi gerektiği belirtildi. Yavru Abant’ın da bölgedeki endemik türler açısında büyük bir tehdit olduğu vurgulandı.
Abant’taki bu çalışmalar Bolu’daki sivil toplum örgütlerini de harekete geçirdi. Makine, İnşaat, Ziraat, Elektrik, Mimarlar, Harta ve Kadastro mühendisleri odaları, TEMA Vakfı, Tabipler Odası, Bolu Çevre Derneği, Çevre İçin Hekimler Derneği gibi pek çok örgüt ortak bir basın açıklamasıyla Abant’ın büyük bir tehdit altında olduğunu duyurdu. Bölgede Abant’taki durumla ilgili toplantılar yapıldı.


Abant’ın su kalitesi ve envanteriyle ilgili 10 yıldır çalışmalar yapan İzzet Baysal Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, tehlikenin boyutlarını şöyle anlattı: “Abant’ta 1222 bitki türü var. Bunların en az 70’i endemik tür. Ve bu bitkilerin en az 30-40 türü ilaç yapımı ve kozmetik sanayinde kullanılıyor. Burası öncelikli koruma altına alınması gerekiyor. Parkın, üzerine taş bile konulmaması gereken özellikleri var. Burada, Abant fındık faresi, su samuru gibi canlılar da yaşıyor. Yavru Abant yapılırsa, Abant’ı besleyen tatlısu kaynakları göle ulaşamayacak. 2 bin hayvanın otladığı meralık alan yok olacak. Yamaç paraşütünün önü kapanacak.”


Makine Mühendisleri Odası Bolu Temsilcisi Murat Ataman da meslek odalarının da ortak bir dava açma hazırlığında olduklarını belirtti. Japonya’dan bölgeye bitki incelemesi için gelen bir grup da yapılan çalışmaların şaşkınlığı içinde. Yoku Tomida, “Bu manzara iç parçalayıcı, Japonya’da da böyle tahribatlar zaman zaman oluyor, ama bizler parktaki bir çiçeğin dahi üzerine basmamaya çalışıyoruz” diyor.


Vali: Amaç güzelleştirmek maliyet 7 milyon TL


Vali Akpınar, Radikal’in sorularını şöyle yanıtladı:


“Abant’ta uzun devreli gelişme planı çerçevesinde alt yapı çalışmalarını yapıyoruz. Elektrik hattının yer altına alınması, kanalizasyon hattı döşenmesi, yolda kısmı düzeltmelerle birlikte parke döşenecek, yaya yolu ve bisiklet yolu yapılacak. Kaba inşaat bitti.


Çalışmalar, Abant’ın Uzun Devreli Gelişme Planı’na uygun olarak, Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile birlikte yapılıyor. Abant daha güzel, daha kullanılabilir hale gelecek. Tabiata en az zarar vererek, maksimum fayda sağlayacak şekilde bir çalışma sürdürüyoruz. Çalışmalar için göl seviyesinin biraz yükseltilmesi söz konusuydu ancak bu kadar yükselmesi elimizde olmayan nedenlerden kaynaklandı. Kar yağışları ve şiddetli yağışlar nedeniyle göl seviyesi yükseldi. Su altında kalan ağaçlara bazı yerlerde mecburen toprak atıldı. Yavru Abant’la ilgili Milli Parklar inceleme yapıyor. Buna göre göl olacak veya olmayacak. Aşırı yağışlarla Abant taşıyordu, daha yukarıda su tutulması için Yavru Abant mecburen yapıldı. Yamaç paraşütçüleri için de olumsuz bir durum söz konusu değil, Projenin toplam bedeli Abant’ı Mudurnu’ya bağlayan çevre yolu dahil 7 milyon TL. Tüm çalışmalar kapsamında tek bir ağaç bile kesilmedi.”