Hülya Karabağlı / Ankara
CHP Avrupa Birliği Temsilcisi, Avrupa Sosyalistler Partisi (PES) Yönetim Kurulu Üyesi Kader Sevinç, “Türkiye ile AB müzakereleri kesilirse bu tüm demokrat kesimler için daha da karanlık bir dönemin başlangıcı olur” dedi. AB’nin bugün gelinen noktada Türkiye'nin temel kriterleri karşıladığına dair ciddi şüpheleri olduğuna dikkat çeken Sevinç, “ Bir aday ülkenin Kopenhag Kriterleri'ni yeterince karşılamaması müzakerelerin kesilmesi için gerekçe. Müzakerelerin kesilmesi uzun ve zor bir süreç fakat olanaksız değil” dedi.
T24’e konuşan Kader Sevinç, Avrupa Parlamentosu'nun geçtiğimiz hafta tartışılıp kabul edilen 2013 Türkiye Raporu'nun Avrupa Parlamentosu'nda temsil edilen tüm siyasi grupların Türkiye'yi nasıl gördüklerini yansıttığına dikkat çekti. Kader Sevinç, “Son yılların en sert raporu olarak tanımlanıyor” ifadesini kullandı.
Sevinç’in değerlendirmeleri şöyle:
‘2009-2014 arasında eleştiri dozu arttı’
“2009-2014 yılları arasında görev yapan Avrupa Parlamentosu döneminde yayımlanan raporlar incelendiğinde tonu giderek sertleşen ve eleştiri dozu artan raporlar olduğu görülüyor. AB artık mevcut hükümeti Türkiye'yi AB yolunda ilerletebilecek bir hükümet değil müzakerelerin kopmasına götürebilecek bir hükümet olarak görüyor.”
‘Türkiye’nin üyeliğine karşı olanlara gün doğuyor’
Avrupa Parlamentosu'nun Mayıs ayında yapacağı seçimlerden önce yayımlanan son rapor olma özelliğini taşıyor. AB Komiseri Füle'nin açıklamalarında da çeşitli seferler yer aldığı gibi bu durumdan Türkiye dostları çok rahatsızken Türkiye'nin üyeliğine karşı olan kesimlere gün doğuyor. Müzakerelere başlandığında Türkiye'nin üyeliğine coğrafya, din vb hiç bir Avrupalı değerle açıklanamayacak argümanlarla karşı çıkan Türkiye karşıtları bugün Türkiye'yi kadın hakları, yargı bağımsızlığı, internet özgürlüğü, medya özgürlüğü gibi AB müzakerelerine de temel olan alanlardan eleştiriyorlar.
‘Müzakereler kesilirse karanlık dönemin başlangıcı olur’
Özellikle geçtiğimiz sonbaharda yayımlanan Avrupa Komisyonu Türkiye İlerleme Raporu ile birlikte daha belirgin biçimde ortaya çıkan önemli ve can alıcı bir konuya vurgu var. Türkiye 2005 yılında tüm aday ülkeler için olduğu gibi Kopenhag Kriterleri'ni yeterince karşıladığı için AB ile müzakerelere başlayabilmişti. Bugün gelinen noktada Türkiye'nin bu temel kriterleri karşıladığına dair ciddi şüpheler var. Bir aday ülkenin Kopenhag Kriterleri'ni yeterince karşılamaması müzakerelerin kesilmesi için gerekçe. Müzakerelerin kesilmesi uzun ve zor bir süreç fakat olanaksız değil. Türkiye ile AB müzakereleri kesilirse bu tüm demokrat kesimler için daha da karanlık bir dönemin başlangıcı olur.
‘Hükümet, AB’yi bir kenara koydu’
Hükümetin AB gündemini ve demokratikleşmeyi bir kenara koyduğu açık bir biçimde ortada. AB ile müzakerelere herkesten daha fazla Cumhuriyet değerlerine inanan ve Türkiye'nin aydınlık yarınları için çalışanlar sahip çıkmalılar. Geçtiğimiz dönemin muhasebesini yaptığımızda, temelde AB hedefi ile uyum içinde bir Türkiye arzu eden kesimin de medya ve sivil toplumdaki bazı temsilcilerinin de maalesef AB sürecini fazlasıyla hükümet temsilcilerinin teveccühüne terk ettikleri görülüyor.