-AB BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ MASAYA YATIRDI BRÜKSEL (A.A) - 06.05.2011 - AB Komisyonu'nun genişleme ve komşuluk politikasından sorumlu Üyesi Stefan Füle, gazetecilerin dokunulmaz olmadığını söyledi. 3 mayıs dünya basın özgürlüğü günü dolayısıyla AB Komisyonu'nun düzenlediği "Batı Balkanlar ve Türkiye'de İfade Özgürlüğü" konferansında konuşan Füle, AB'ye aday ve potansiyel aday ülkelerin Kopenhag siyasi kriterlerinin temel unsurlarından ifade ve basın özgürlüğünü kucaklamalarının önemini vurguladı. AB Komisyonu'nun 2011 ilerleme raporlarında, Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye'de ifade özgürlüğü noktasında durgunluğa ya da gerilemeye işaret edilmesinin endişe verici olduğunu belirten Füle, basını ilgilendiren 3 temel sorunu siyasi müdahale, ekonomik baskı ve basın mensuplarına yönelik şiddet olarak sıraladı. Füle, "İlk olarak ifade özgürlüğü üzerindeki siyasi baskı tehdidini bertaraf edecek güçlü yasal çerçeveye ihtiyaç var. Batı Bakanlar ve Türkiye'de belki gerekli yasalar mevcut, belki özel (basın) yasalarımız genelde iyi ama (ceza kanunlarındaki hakaret maddeleri gibi) diğer yasalar basın özgürlüğünü etkileyebiliyor. Dengenin korunması önemli. Hakarete karşı güvence getirmek kabul edilebilir ama bunun kriminalleştirilmesi değil" şeklinde konuştu. Basınla ilgili uygun yasal düzenlemelere sahip olmanın tek başına yeterli olmadığını, uygulamanın da önem taşıdığını kaydeden Füle, uygulamaların genellikle yasaların gerisinde kalması nedeniyle bu konuda hassasiyet gösterilmesini istedi. Basın üzerindeki ekonomik baskıların da artan oranda endişe verici olduğunu belirten Füle, "Basınımız ticari baskılarla karşılaşıyor ama bölge genelinde gazeteciler birilerinin müktesep haklarına çok yaklaştığında uygulanan dolaylı baskıların arttığını duyuyoruz" ifadesini kullandı. Genişleme komiseri Füle, "Bir endişe kaynağı ise medya sahipliği konusu. Burada örgütlü suçlar ve yolsuzluk ciddi bir meydan okuma. Basın sektörünün bunlardan muaf olduğunu düşünmek saflıktır. Bu tür baskılarla mücadele için basının gerçek sahiplerini gösterecek şeffaflığa ihtiyacımız var. Aynı zamanda basında çoğulculuk da gerekiyor" diye konuştu. Basın özgürlüğü üzerindeki sözkonusu tehditlerin sonuç vermemesi halinde gazetecileri yıldırma yöntemlerinin ve fiili saldırıların devreye girebildiğini anlatan Füle, gazetecilere yönelik saldırıların genelde faili meçhul kaldığına dikkat çekti. Füle, "AB olarak (basına yönelik) her türlü tacizle mücadelede müspet netice alınması için bastırmaya devam edeceğiz. Saygın soruşturmalar, iddianameler ve yargılamalar bekliyor, korunma sağlanmasını umuyoruz. 'Vatanseverlik' veya 'ulusal onur' arkasına saklanan saldırıların gerçekte olduğu gibi cezalandırılması gereken eylemler olarak değerlendirilmesini bekliyoruz" dedi. Bilginin eksik, deforme ya da yanlış olduğu durumlarda demokratik düzenin zayıfladığı uyarısında bulunan Füle, şunları kaydetti: "İfade özgürlüğü aynı zamanda sorumluluk taşır ve profesyonellik gerektirir. Standartları korumak ve geliştirmek için yasal güvencelerin de üzerinde sektörün kendi kendini düzenlemesine ihtiyaç vardır. Dengeyi sağlamak zor ama herkes bunun peşinde koşmalı." AB Komisyonu'nun ifade özgürlüğünü savunmak konusundaki kararlılığını tekrarlayan Füle, "Bizler ifade özgürlüğü üzerindeki ciddi tehditleri gerekli makamların gündemine getiriyoruz. Yasaların bu özgürlükleri baskı altına almaması, saygılı olması ve bunları güçlendirmesinin güvence altına alınması için katkı yapıyoruz. Gazetecilere dokunulmazlık atfedilemeyeceğini güvence altına almak için çalışıyoruz. Mesleğinizin konumunu ve standartlarını geliştirmek için çabalıyoruz" şeklinde konuştu. -AP BAŞKANI BUZEK- Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye'den yaklaşık 500 gazeteci ve akademisyenlerin katıldığı konferansta konuşan Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek ise "Bence basın özgürlüğünü savunmak demokrasiyi savunmaktır" dedi. Buzek, Balkan ülkeleri ve Türkiye'de basını düzenleyen yasaların genel olarak başarılı olsa da uygulamalarda sorunlarla karşılaşıldığını dile getirdi. Dijital gündemden sorumlu AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Neelie Kroes ise ifade ve basın özgürlüğünün sadece aday ülkelerde sorunlu olmadığını ve AB genelinde yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. AB Dönm Başkanı Macaristan'ın basın kanununun AB Komisyonu'nun müdahalesiyle değiştirilmesi buna örnek gösteren Kroes, ifade özgürlüğü konusunda hassas davranmayı sürdüreceklerini bildirdi. Kroes, Türkiye'de son dönemde bazı internet sitelerine erişimin engellenmesinin endişe verici olduğunu sözlerine ekledi. Dönem Başkanı Macaristan adına konuşan AB işleri Bakan Yardımcısı Gergely Pröhle ise özgürlüklerin aynı zamanda sorumluluk gerektirdiği üzerinde durdu. Pröhle, basından genişleme politikasına destek isteyerek Türkiye'nin katılım müzakerelerinde mevcut hızın korunması gerektiğini vurguladı.