Politika

A Parti Genel Başkanı Ağıralioğlu'ndan "Suriye" yorumu: Büyük Kürdistan hayali kuranlar, büyük İsrail projesinin aparatlarıdır

10 Aralık 2024 15:39

Anahtar Parti (A Parti) Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan çağrısına ilişkin "Cesareti olan varsa 40 yıldır şehit olmuş evlatlarımızdan kalan anaları, babaları, eşleri ve çocuklarını Meclis'e getirsinler. Onların gözlerine bakarak Öcalan'ı Meclis'e çağırabiliyorlarsa çağırsınlar" dedi. Ağıralioğlu, Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG tehdidine dikkat çekerek, "Büyük Kürdistan hayali kuranlar, büyük İsrail projesinin aparatlardır. Bunun son ayağı Türkiye, üçüncü ayağı İran. Sahada olmalıyız, masada olmalıyız" diye konuştu.

A Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Genel Başkan Yardımcıları Ali Işıner Hamşioğlu ve Fuat Geçen, Genel Sekreter Nihal Ağca ile Ankara'da bir otelde gazetecilerle kahvaltıda bir araya geldi.

Ağıralioğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dünkü bütçe görüşmelerinde DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ı alkışlamasına ilişkin "Dün baktım Devlet Bey nezaketle bayağı alkışladı. Uzun alkışladı hem de sadece vazife savuşturur alkışı değildi. Alkışlıyorum alkışladığım görülsün" dedi.

"Şehit ailelerini Meclis'e getirsinler. Onların gözlerine bakarak Öcalan'ı Meclis'e çağırabiliyorlarsa çağırsınlar"

Bahçeli'nin Öcalan çağrısına yönelik tepkisini yineleyen Ağıralioğlu, şöyle konuştu:

"Öcalan'la muhataplık üzerinden bu meseleyi çözmeyi çalışmaya mecbur eden şeyi izah etmek zorundasınız. Öcalan yakalandığında 'Benim anam Türk, Türk devletinin emrindeyim' dedi. O zaman bunu akıl edememenizin, bunu teklif edememenizin 25 yıllık bedeline bir şey demek zorundasınız. O zaman deseydiniz. Milliyetçiliğin en büyük damarını temsil eden bir parti en çok karşı olduğunu söylediği terörün kaynağından medet umacak gibi bir siyasal daveti ne gerekçeyle yaptığını bize anlatsın. Kendilerini tenkit edenler partilere giremiyor ama milletin evlatlarını vuranlara Meclis teklif ediliyor. Murat ettiği şey neyse sebebini söylesinler. 

Bir kere muhatap aldınız devletin çözüm süreci diye oturtulduğu masada çözüldüğümüz ve vurulduğumuz bir acı bedel ödedik. Sonra bir daha muhatap aldınız İstanbul seçimlerini kaybettiniz. Şimdi bir daha muhatap alıyorsunuz. Devlet iradesi ve millet beraberliğini kaybedersiniz. 3'üncü muhataplık tehlikelidir. Böyle bir şeye meşru bakmıyoruz, razı olmayacağız. Cesareti olan varsa 40 yıldır şehit olmuş evlatlarımızdan kalan anaları, babaları, eşleri ve çocuklarını Meclis'e getirsinler. Onların gözlerine bakarak Öcalan'ı Meclis'e çağırabiliyorlarsa çağırsınlar."

"Büyük Kürdistan hayali kuranlar, büyük İsrail projesinin aparatlardır"

Suriye'de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Ağıralioğlu, "Bölgede Suriye, Suriyeliler çok büyük acılar yaşadılar. Bu yaşanan büyük acının bir ağır ağır yükünü de Türkiye çekti. Türkiye, bölge üzerinde toprak hesabı olmayan tek devlet. Sınırlarımızda bir PKK devleti, bir güvensizlik alanı oluşsun istemiyoruz" dedi. 

Ağıralioğlu, Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG tehdidine dikkat çekerek, şunları kaydetti:

"Suriye yeni bir sürece girdi. En ağır yükü biz çektiğimiz için, Suriye'nin bir yarısı da bizim memleketimizde misafirimiz olduğu için ona bağlı olarak elimizde tuttuğumuz gücün sahada bize alan açacağını düşünüyorum. Ama bu işin doğru yönetilmesi lazım. Suriye'nin toprak bütünlüğü vurgusunu hükümet doğru yapıyor. Suriye'de bütün paydaşların katılabileceği bir yönetim vurgusu doğru vurgudur. Türkmen varlığımız orada korunmalıdır, doğru vurgudur. PKK'lıların orada devlet kurmasına en büyük engel olacak güç bizdedir.

Sığınmacıların Türkiye'de kalması PKK'nın devlet güvencesidir. Herkes kendi yerine, yurduna, evine sahip çıkabilirse, PYD'nin elinde tutmaya çalıştığı demografik, fiziki, coğrafi avantaj kaybolacaktır. Bizim tapu teklifimizde yatan budur. Burada misafir ettiklerinizin orada nereden geldiğini kayıt altına alabilirseniz, masada eliniz kuvvetli olacaktır.

'Orta Doğu'da masada değilseniz menüdesiniz' denir. Eğer menüde olmak istemiyorsak masaya kuvvetli oturmak zorundayız. Masaya kuvvetli oturmak için de elimizde yeteri kadar argüman var. 900 kilometrelik sınırımıza rağmen Türkiye'ye burada ne işin var denilmez. Ama işlerin, planların, saha gücünün doğru yapılması lazım. Büyük Kürdistan hayali kuranlar, büyük İsrail projesinin aparatlarıdır. Bunun son ayağı Türkiye, üçüncü ayağı İran. Sahada olmalıyız masada olmalıyız." (ANKA)