Gündem

7 yıl aradan sonra eczacılar mitinge hazırlanıyor

28 bin eczacı Ankara’da 21 Aralık'ta büyük bir miting yapmaya hazırlanıyor. Mitingin nedeni: Psikolojimiz bozuldu

07 Aralık 2008 02:00

28 bin eczacı Ankara’da büyük bir miting yapmaya hazırlanıyor. Türk Eczacılar Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak, 21 Aralık’taki mitingi yapma nedenlerini şöyle dile getiriyor: “Çünkü eczacılar şişti. Ekonomimiz bozuldu, psikolojimiz bozuldu...” 

‘Eczaneler ayakta kalma mücadelesi veriyor’



Eczacılar, 2001 yılından sonra ilk kez büyük bir miting düzenlemek için hazırlıklarını yapıyor. Türk Eczacılar Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak, 7 yıl aradan sonra meydanlara inmelerinin anlamını şu sözlerle açıkladı: “Eczacılar bu alanları çok kullanmazlar. Eğer bu alanları kullanıyorlarsa o zaman durum vahim demektir.” Çolak, 21 Aralık’ta neye karşı, niçin yürüyeceklerini anlattı.

Meydanlardan haykırmak istiyoruz

“Biz yasaya karşı da yürüyoruz, SGK’nın uygulamalarına karşı da. Daha doğrusu son zamanların moda deyimiyle, taleplerimizi iletmek için alanlardayız. Bu taleplerimizi dosyalarla, görüşlerle bakanlara giderek yüzlerce kez ilettik. “Yapalım, edelim, haklısınız” dendi ama ortaya bir sonuç çıkmadı. Bir kere de meydanlardan haykırmak istiyoruz. Çünkü eczacılar şişti. Eczacıların psikolojisi bozuldu. Sağlık sisteminde sağlık danışmanlığı, ilaç danışmanlığı rolümüzle hizmet veriyoruz. Bilgimizle, üretimimizle ve sermayemizle... Ve bu yüzden en çok biz rezil oluyoruz, böyle bir şey olabilir mi? Paramızı zamanında alamıyoruz, hastayla kavga ediyoruz, provizyon sistemiyle kavga ediyoruz, Sosyal Güvenlik Kurumu sizin 3 lira kazandığınız ilaçta yaptığınız bir hata yüzünden 10 lira bedel kesiyor. Geç kontrol ettiği için faizini uyguluyor. Biz sağlık hizmeti veriyoruz. Bunun sonunda da psikolojimiz bozulmuş vaziyette. Yani ekonomimiz bozuldu, psikolojimiz bozuldu. Eczacılar bu alanları çok kullanmazlar. Eğer bu alanları kullanıyorlarsa o zaman durum vahim demektir zaten.”

Çolak, eczanelerin Türkiye’nin batısında ve doğusundaki eşitsiz dağılımın giderilmesi için 3 bin 500 nüfusa 1 eczane istediklerini söyledi. Bunun için gerekli yasa değişikliğinin yıllardır yapılmamasını eleştirdi:

Eczaneler nüfusa ve metreye göre sınırlansın

“6197 sayılı yasamız var. 1995 yılından beri yasayla ilgili taleplerimiz var. Yürürlükte olan yasayla ilgili 69 maddede değişim istedik. Bu yasa süreç içinde 95 yılından bugüne kadar kırpıla kırpıla 9 maddeye geldi. 9 maddenin içinde neler var: Nüfusa ve metreye göre sınırlama var. 3 bin 500 nüfusa 1 eczane istiyoruz biz. Avrupa ortalaması budur. Türkiye’de 3 bin 250 kişiye 1 eczane düşüyor. Vahim olan yanı, Türkiye’nin batı bölgelerinde (İstanbul, Bursa, İzmir, Balıkesir gibi) 1400-1700 kişiye 1 eczane düşmesi, doğu bölgelerinde ise 15 bin kişiye 1 eczane düşmesi. Dağılım eşit değil. Batı’da zaten yeterince eczane var. Eczane açmak isteyenlerin doğu bölgelerine kaymalarını istiyoruz. Çünkü böyle yapmayınca Doğu’ya kimse gitmiyor. Nüfusa göre bir tehdit konulursa eczane açmak isteyen ne yapacak? Mecburen başka bir yere gidecek. Yani adam dağın başına gitmez de Bitlis’te açar, Diyarbakır’da açar. Hiç olmazsa oradaki vatandaş da yararlanır. Oranın yerlisi de oranın ilçesine, köyüne, beldesine gider.

Paris’te 30 yıldır eczane açılmıyor

Avrupa’da var bu kısıtlama. Mesela Hollanda’da 4 eczacılık fakültesinin 2’si kapatıldı. Araştırma merkezi haline dönüştürüldü. Üniversite ve sanayi orayı araştırma merkezi haline dönüştürdü. Mesela Paris’te 30 yıldır eczane açılmıyor.

Olayın bir yanı da şu. Türkiye’de sağlığa yeterince kaynak aktarılmıyor. Koruyucu hekimlik de rafa kaldırılınca tedavi edici hekimlik ön plana çıktı. Dolayısıyla ilaç ön plana çıktı. İlaç sarfiyatı o yüzden sağlık giderleri içerisinde yüksek bir paya sahip. Ama Avrupa’ya baktığımızda bu pay yine de bir anlam ifade etmiyor. Türkiye’de kişi başına düşün ilaç harcaması 95-100 dolar civarında. Yunanistan’da 300 dolar. Diğer ülkelere baktığınızda 350-500 dolara kadar çıkıyor. Çünkü orada hem sağlık payı yüksek, hem de ilacın payı sağlık payının içinde çok anlam ifade etmiyor. Yani yüzde 25’ler civarında. Çünkü orada koruyucu hekimlik var. Bizde sağlığın payı düşük, koruyucu hekimlik yok, ilacın payı o zaman yüksek görünüyor; yüzde 40’ların üzerinde görünüyor. Oysa rakama vurduğunuzda siz 95 dolar harcıyorsunuz Avrupa 250 dolarla başlıyor 500 dolara kadar çıkıyor.

İkinci eczacılık istiyoruz

Şu anda Türkiye genelinde 24 bin eczanemiz var. Biz şu anda eczane açmış olanlara ve eczacılık fakültesinde okuyanlara bir kısıtlama getirilmesini istemiyoruz.
Bundan sonrası için eczacılık fakültelerine girenler bunu bilerek girsinler istiyoruz. Şöyle bir şey daha var. Biz ikinci eczacılık istiyoruz. Bir eczacılık fakültesi öğrencisi mezun olduktan sonra, staj yapar gibi 1 yıl eczanede çalışmalı diye düşünüyoruz. Bu görevi yerine getirdikten sonra eczane açabilmeli. Tıpkı barolarda olduğu gibi. Okulda muhasebe, finans bilmiyor, işletme bilmiyor direkt geliyor, eczane açıyor. Niye? Çünkü ilaç sanayicisi eczacı çalıştırmıyor, kimyager, kimya mühendisi çalıştırıyor. Kamu yeterince istihdam etmiyor. SGK’nın, Maliye’nin reçete kontrol ünitelerinde eczacı yok.”

Çolak, eczacı sayısındaki fazlalığın, bu konuda planlama yapılmamasının sakıncalarına dikkat çekti:

Eczacılık fakültelerinin çoğunda profesör yok

“Türkiye genelinde 500 küsur hastane var. 260’ında eczacı yok, ilaç hizmeti eczacısız veriliyor. Açılan eczacılık fakültelerinin birçoğunda profesör yok. Doçent yok. Ankara’dan İstanbul’dan sürekli hoca taşınıyor. Bütün bunların planlanması lâzım. Bütün bunlar planlanmıyor, 7 eczacılık fakültesinden 14’e çıktık. 600 mezundan 1200 mezuna çıktık, bunların yüzde 85’i de eczane açıyor. Bu alanda planlama yapılmayınca insanlar birbirleriyle hizmette, bilgide, emekte rekabet edeceğine başka alanlarda rekabet ediyor. Yasal olmayan arayışlara giriliyor. Çıkan usulsüzlüklerin ana gerekçesi budur.”

Eczacıların sloganları

Eczacılar, 21 Aralık’taki mitingde şu sloganlarla taleplerini dile getirecek:

Eczacıları zincirleme girişimine karşı zincirlerimizden kurtulmak için yürüyoruz
Eczaneler yangın yeri
Muayene ücreti değil, ücretsiz sağlık hizmeti
Rekabeti değil, hastayı, eczacıyı ve bütçeyi düşünün
Yeşil kartta geri ödeme sıkıntılarına son