Spor

655. Kırkpınar'ın tarihi belli oldu

Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde bu sene altın kemer yılı değil

14 Ocak 2016 12:59

"Yağlı güreşin olimpiyatı" kabul edilen Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin 655'incisi bu yıl 18-24 Temmuz tarihlerinde Edirne'de yapılacak.

655. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali 18 Temmuz Pazartesi günü açılış seremonisi ardından başlayacak çeşitli etkinliklerin olacağı festivalde, güreşçiler çayıra 22 Temmuz Cuma günü çıkacak, pazar günü de başpehlivanın belirleneceği final güreşleriyle sona erecek.

Bu arada, belediye, efsaneleşen güreşlerin gerçekleştiği Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali'nin düzenlenmesinde var olan eksikliklerin saptanması ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla ay sonunda geniş katılımlı toplantı düzenlenecek.

 

Altın kemer yılı değil 


Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde bu sene altın kemer yılı değil. Kurallar gereği altın kemerin ebedi sahibi olunması için bir başpehlivanın üst üste üç kez "Kırkpınar Başpehlivanı" unvanını alarak altın kemeri takması gerekiyor. Geçen yıl başpehlivan olan Antalyalı Orhan Okulu altın kemere rakiplerine göre en yakın aday. Okulu'nun altın kemerin ebedi sahibi olabilmesi için serisini bu yıl da sürdürmesi gerekli.

 

Ali Gürbüz'ün cezası bitiyor 


652. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde üst üste üçüncü kez başbehlivan olarak altın kemerin daimi sahipliğine hak kazanan fakat dopingli çıkmasından dolayı altın kemeri iade etmesine karar verilen Antalyalı Ali Gürbüz'e verilen men cezası gelecek ay sonunda bitiyor.

Tekniği ve müsabakalarda sergilediği oyunlarıyla güreşseverlerin favori isimlerinden Gürbüz'ün Kırkpınar çayırına dönmesi Er Meydanı'nda rekabetin kızışacağı yönünde değerlendiriliyor.

 

Kırkpınar efsanesi 


Tarihi kaynaklara göre, Rumeli'nin fethini gerçekleştirecek akıncı birliklerinin öncü kuvvetlerini oluşturan 40 namlı asker, mola zamanlarında hem eğlenmek hem de kuvvetten düşmemek için bir anlamda idman saydıkları güreşe tutuşurlar.

Yine bir mola sırasında Edirne yakınlarındaki Ahıköy'de Ali ve Selim adındaki iki kardeş, saatlerce güreşmelerine rağmen yenişemez ve ısrarla birbirini kündeye getirmek üzere verdikleri mücadelede her ikisi de oldukları yerde canlarını verir. Akıncılar iki kardeşi bir söğüt ağacının altına gömerek, vazifeleri gereği yollarına devam eder. Yıllar sonra akıncılar, arkadaşlarının mezarını ziyaret için gittiklerinde iki pehlivanın mezarlarının bulunduğu yerde bir pınar görürler ve burası bundan sonra Kırkpınar olarak anılmaya başlar.