Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, gayet sembolik bir tarihte, tam da Finlandiya'nın Rusya'dan bağımsızlığının 100. yılını kutladığı bir sırada bu ülkeyi ziyaret etti.
Putin dün Finlandiya'nın Rusya İmparatorluğu'nun parçası olduğu günlere dayanan tarihiyle göl kenarındaki güzelim Savonlinna kentinde Finlandiya Devlet Başkanı Sauli Niinisto ila bir araya geldi.
İkili, Moskova'dan gelen Bolşoy Tiyatrosu tarafından bir ortaçağ kalesinde sahnelenen Çaykovsky operasını izledikten sonra Saimaa Gölü'nde buharlı bir gemiyle gezintiye çıktılar.
Fakat bütün bu dostane görüntülerin gerisinde Putin-Niinisto ikilisinin, ülkeleri arasındaki sorunlu konuları tartıştıkları düşünülüyor. Bunlar arasında Rusya ile Batı ittifakı NATO'nun Doğu Avrupa'da yaşadığı gerilim de var.
Peki Finlandiya güçlü komşusuyla ilişkilerinde nasıl bir yol izliyor?
'Finlandizasyon' bitti
5 milyon nüfuslu Finlandiya'nın Rusya ile 1340 kilometre sınırı var ama Moskova ile ilişkileri, Rusya'nın 2014'te Ukrayna'ya ait Kırım'ı ilhak etmesinden bu yana güçlü komşularının emelleri konusunda çok endişeli olan Baltık ülkelerinden çok farklı.
Güçlü komşusuna karşı yüz yıl boyunca bağımsızlığını korumak Finlandiya için kolay olmamış ve bazı fedakarlıklar da gerektirmiş.
Sovyetler Birliği ile iki kez 1939 ve 1944'de savaşa giren Finlandiya bu savaşlarda toprak da kaybetmiş.
Soğuk Savaş döneminde Batı Alman akademisyenler Finlandiya'nın bağımsızlığını koruyabilmek için izlediği politikaya alaycı bir anlam taşıyan "Finlandizasyon" terimini yakıştırdılar.
Finlandiya bu dönemde esasen politikalarını Sovyetler Birliği'nin çıkarlarına göre belirliyor ama resmen tarafsızlığını ve Batı ile iyi ilişkilerini koruyordu. Zorlu bir işti ama bu sayede Finlandiya bağımsızlığını ve ayrı siyasi kurumlarını korumayı başarmıştı.
"Finlandizasyon" hala büyük ve güçlü komşularının politikalarını belirlemesine izin veren küçük ülkeler için kullanılan bir siyasi terim.
Fakat terimin kaynağı olan Finlandiya artık bu politikayı izlemiyor.
Siyasi yorumculara göre Finlandiya Rusya ile "dostane" ilişkiler sürdürüyor fakat kendi duruşunu koruyan gerçekçi bir çizgi izliyor.
'Biz Batı'nın parçasıyız'
Finlandiya, Polonya ve Baltık ülkelerine güvence vermek için Doğu Avrupa'da binlerce takviye asker konuşlandıran NATO ittifakının üyesi değil ama 1995'ten bu yana Avrupa Birliği üyesi.
Rusya'nın Finlandiya'nın bağımsızlığı konusundaki algısı üzerine bir araştırma yapan Helsingin Sanomat gazetesinden Suvi Turtiainen AB üyeliği ile Finlandiya'nın açıkça Batı içindeki yerini aldığını söylüyor.
Turtiainen Finlandiya'yı Rusya ile Batı arasında bir yere koyan algının artık doğru olmadığını düşünüyor:
"Finlandiya Rusya'ya -Kırım'ı ilhakı sonrasında- konan bütün yaptırımları destekledi. Üstelik bu yaptırımlar Finlandiya ekonomisi üzerinde ciddi etki yarattığı ve turizm doğu bölgeleri açısından gerçekten çok önemli bir gelir kaynağı olduğu halde bunu yaptı."
Finlandiya ayrıca 1990'lardan itibaren NATO ile de yakın işbirliğine girdi. Balkanlar ve Afganistan'a asker gönderdi ve ittifak ile resmen üye olmadan ne kadar yakınlaşılabilirse o kadar yakınlaştı.
Fakat aynı zamanda gazeteci Turtiainen'e göre "Finlandiya liderleri ve şu anda görevde olan devlet başkanı Rusya ile en zor zamanlarda bile diyaloğu sürdürmeye çalışıyor. Bu epey samimi ve açık bir diyalog."
Gerçekten de Devlet Başkanı Niinisto, Rus haber ajansı TASS'a Rusya liderinin ziyaretinden hemen önce verdiği demeçte Putin ile diyaloglarının "bayağı net ve dürüstçe" olduğunu ve her şeyi tartışabildiklerini söyledi.
Fin halkı jeo-politik gelişmeler bir yana bu ilişkideki dengenin iyi bir denge olduğu kanısında.
Yakınlarda yapılan bir kamuoyu araştırması Finlerin yüzde 21'inin NATO'ya üyeliği desteklediğini yüzde 51'inin ise ittifaka katılmaya karşı olduğunu ortaya koydu. Yüzde 18 ise soruya yanıt vermemiş.
Rusya'nın uyarıları
Finlandiya gelecek yıl yeni devlet başkanını seçmek için sandık başına gidecek fakat NATO üyeliği konusu gündemde önemli bir yer tutmayacak.
Helsinki'deki Aleksanteri Enstitüsü'nden Rusya uzmanı Markku Kangaspuro "Önde gelen politikacılar arasında bu konuyu tartışmanın zamanı olmadığı konusunda bir fikir birliği var. Hemen hiç kimse ittifaka üyelik başvurusunun zamanı geldiğini düşünmüyor" diyor.
Kangaspuro, Finlandiya kamuoyunun Rusya'nın Ukrayna'ya karşı attığı adımlardan bir süre tedirgin olmakla beraber, şu anki dengelerden memnun olduğunu söylüyor.
Bunun bir nedeni muhtemelen Rusya'nın, Finlandiya'nın NATO'ya katılmasına sert tepki vereceğini açıkça belli etmesi.
Euronews'un haberine göre Rusya Devlet Başkanı Putin geçen yıl Temmuz ayında Finlandiya'ya yaptığı ziyaret sırasında "Finlandiya NATO'ya üye olursa nasıl karşılarsınız?" sorusuna "Sizce ne yaparız? 1500 km'lik sınırdan askerimizi geri çektik. Onları geride mi tutarız?" yanıtını vermişti.
Putin sözlerini, "Kendi ülkelerinin güvenliği ve bağımsızlığını nasıl güvence altına alacakları Finlere kalmış bir şey. Biz tabi ki Finlandiya'nın tarafsız statüsünden hoşnutuz" diye sürdürmüştü.
Rusya uzmanı Markku Kangaspuro, Rusya'nın başka Avrupa ülkeleri ve ABD politikasına müdahale ettiği gibi iddiaların Finlandiya söz konusu olduğunda gündeme gelmediğine dikkat çekiyor ve bunu şöyle yorumluyor:
"Rusya muhtemelen Finlandiya'nın iç politikasına karışmak için ciddi bir ihtiyaç ya da sebep görmüyor çünkü ilişkilerimiz verili koşullar içinde olabildiğince iyi."