AKP milletvekilleri, 4 eski bakanla Meclis Genel Kurulu’ndan önce genel merkezde kahvaltılı toplantıda biraraya geldi. Bu toplantı, haklarında soruşturma önergesi verilen dört eski bakanın ilk savunma yeri oldu. Bakanlar, tek tek söz alarak kendilerini savundular. Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, çok tartışılan 700 bin liralık saat ile ilgili bir kişiye yapılabilecek en büyük haksızlığın iftira olduğunu belirterek kendisine yapılanların uluslararası komplonun sonucu olduğunu söyledi. Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler de Rıza Zarrab ile nasıl tanıştıklarını anlatırken, rüşvet iddialarını da yalanladı. Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da toplantıda gözyaşlarını tutamadı.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve partinin yönetiminin başkanlığında bu sabah yapılan kahvaltılı toplantıda, söz alan Zafer Çağlayan 700 bin liralık saat iddiasıyla ilgili bilgi verirken, saatin fiyatından söz etmedi.
Çağlayan, “Ben saati bir gazetenin ilanında gördüm, çok beğendim, ilgili firmayla temasa geçtim, 'Kişiye özel üretiyoruz' dediler. Daha sonra firma yetkilisi beni aradı ve 'Satın alacak mısınız?' dedi. Bu konuşma yapılırken Rıza Zarrab o ortamda bulunuyordu. 'Bizim orada ofisimiz var, alır size gönderirler' dedi. Sonra bir araçla saati bana gönderdiler. Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor. Saatin parasını ödedim ve mal beyanımda da gösterdim” dedi.
Güler'den kasalara yorum yok
Güler de Rıza Zarrab ile nasıl tanıştıklarını anlattı, rüşvet iddialarını yalanladı. Güler, oğlunun yatak odasında bulunan kasalara ilişkin herhangi bir şey söylemedi.
Bayraktar ağladı
Toplantıda söz alan Bayraktar “Benim adımın karıştırıldığı dosya ile ilgili zaten takipsizlik kararı verildi. Bütün bu asılsız iddialar nedeniyle çok zor durumdayım. Meclis’e gelemiyorum, çalışmalara katılamıyorum, gece gündüz ağlıyorum, çok zor durumdayım. Seçim öncesi böyle bir sıkıntı yaratığım için hepinizden tek tek özür diliyorum” savunmasını yaptı. Bayraktar, sözlerini bitirdikten sonra da ağlamaya başladı.
Vekillerden sorular
Milletvekillerini kahvaltıda dört bakana soru sordukları ve soruların büyük bölümünün Rıza Zarrab ile ilgili olduğu öğrenildi.
AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ise Bayraktar dosyasına verilen takipsizlik kararıyla ilgili olarak, “Biz de düşündük, süreç başlamıştı, önergeler verilmişti. Şimdi bunu ayırırsak, her şeyin ertelenmesi gerekecekti. Muhalefet de bunu kullanabilirdi. Süreç başlasın belki komisyon aşamasında yeniden bakarız” dedi.
Canikli, yapılacak gizli oylamalarda parti kararı alınamadığını, ancak AKP olarak komisyon kurulması yönünde tavırları olduğunu milletvekillerine anımsattı.
Toplantıda, Meclis’teki ziyaretçi yasağı da gündeme geldi. Bir çok milletvekili uygulamadan memnuniyetini dile getirirken, bir milletvekili, “Milletle aramıza mesafe koymayalım” dedi.
Gözleri dolarak anlattı
Hakkında fezleke düzenlenen eski bakan Zafer Çağlayan Genel Kurul’da yapacağı konuşma öncesinde iktidar kulisinde gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Çağlayan bir kişiye yapılabilecek en büyük haksızlığın iftira olduğunu belirterek kendisine yapılanların uluslararası komplonun sonucu olduğunu söyledi.
Hukuk profesörü Sulhi Dönmezer’in bir dersinde öğrencilerine bir insana yapılabilecek en büyük haksızlığın ne olduğunu sorduğunu anlatan Çağlayan, “Öğrenciler çok sayıda yanıt vermişler ama doğru yanıtı verememişler.
Hoca daha sonra açıklamış: ‘İftiradır’ demiş. Ben de çok büyük bir iftiraya uğradım. Allah herkesi kuru iftiradan saklasın” dedi.
'Kurban seçildim'
Gazetecilerle konuşması sırasında gözleri dolan Çağlayan kendisine yapılanların Türkiye üzerinden oynanan uluslararası bir oyun olduğunu ve Çağlayan’ın kurban seçildiğini söyledi.
10 dakikalık sürenin çok yetersiz olduğunu ancak bu süre içinde altın ticareti de dahil olmak üzere tüm suçlamalara yanıt vereceğini anlatan Çağlayan, “Sanki Halkbank bana bağlı. Bütün bunlar faiz lobisine karşı çıkışımızın sonucu. Suçum İran’a ihracat yapmak” dedi.
Çağlayan bugüne kadar partideki bazı büyüklerinin tavsiyesine uyarak sustuğunu ancak bugünden sonra güvendiği basın kuruluşlarına konuşarak nasıl bir haksızlığa uğradığını anlatacağını söyledi.
Çağlayan, “kadere iman eder kederden emin olur. Alnımız ak” dedi.