Mersin'de anne ve babasının evde uzun süre yalnız bıraktığı 4 aylık Damla'nın ölmesinin ardından başlatılan soruşturma devam ederken, 6 yıl önce evlenen ve yıllardır işsizliğin pençesinde kıvranan ailenin sefalet içinde yaşamaya çalıştıkları ortaya çıktı
3 gün önce bir restoranda garson olarak işe başlayan 27 yaşındaki anne İlknur Arslan, daha önce bakamadıkları için Damla'yı devlet yurduna bırakmak istediği ancak 30 yaşındaki işsiz eşi Yıldırım'ın buna karşı çıktığı anlaşıldı. Dün sabah saatlerinde merkez Toroslar İlçesi Çukurova Mahallesi 221'inci Cadde 78 numaralı evde oturan İlknur Arslan, çocuklarından 2,5 yaşındaki kızı Yağmur'u aynı mahallede oturan dedesi Enver Erseçkin'e, 4 aylık diğer kızı Damla'yı ise babası Yıldırım'a bıraktıktan sonra evden ayrıldı.
İddiaya göre Yıldırım Arslan, Damla'yı evde yalnız bırakıp iş aramaya çıktı. Saat 18.00 sıralarında eve dönen baba Arslan, minik kızının yatağında hareketsiz yattığını gördü. Damadının haber verdiği Enver Erseçkin'in ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri minik Damla'nın öldüğünü belirledi.
'Yurda vermek istiyordum'
Mustafa İnsan’ın DHA’da yer alan haberine göre olay yerinde yapılan incelemenin ardından minik Damla'nın cesedi otopsi için Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Morgu'na götürüldü. Yıldırım Arslan olay yerinde, kızının öldüğünden habersiz eşi İlknur ise çalıştığı işyerinde polis tarafından gözaltına alındı. Cinayet Büro Amirliği'nde sorgulanan İlknur Arslan, işe giderken kızı Damla'yı bakması için eşi Yıldırım'a bıraktığını belirterek ifadesinde şunları söyledi: Sabah her zaman ki gibi çocuğumu emzirdim. Süt dolu biberonu ile 'Ben işe gidiyorum, çocuğa iyi bak' diyerek kendisine teslim etmiştim. Garson olarak çalıştığım iş yerine gelen polislerden olaylı öğrendim. Daha önce çocuğuma bakamayacağımızı ve bu nedenle devlet yurduna vermemiz gerektiğini kendisine söylemiştim. Bu nedenle aramızda sürekli kavga çıkıyordu. Bunun için de beni bir kaç kez dövmüştü. Beni dövdüğü için de kendisinden şikâyetçi olunca, mahkeme de kendisine bir süre evden uzaklaştırma vermişti."
'İş aramaya çıktım'
Yıldırım Arslan ise, eşinin giderken bebeği bakması için kendisine bıraktığını belirterek sorgusunda şunları söyledi: "Çocuk biberonla süt içiyordu. Bir ara dışarıya hava almak üzere çıktım. Yaklaşık 2 saat sonra eve döndüğümde uyuyordu, bu nedenle kendisine hiç dokunmadım. Saat 15.30 sıralarında iş aramak için tekrar evden ayrıldım. Akşam eve döndüğümde annesi hala işten gelmemişti. Çocuğa baktığımda cansız şekilde yatıyordu. Nasıl öldüğünü bilmiyorum, olaydan 5 gün önce de çocuğu evde yalnız bırakıp çıkmıştık." Torunu Yağmur Arslan'a bakan dede Enver Erseçkin ise olayı soran gazetecilere, "Ölen torunum anne ve babası ile kalıyor. Ne olup bittiğini onlar biliyor. Neden öldüğünü bilmiyorum" dedi.
Yıldırım-İlknur Arslan çifti, emniyetteki sorgularının ardından 'Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek' suçundan adliyeye sevk edildi. Emniyetten çıkarılırken İlknur Arslan'ın gülmesi dikkat çekerken, gazetecilerin 'Vicdanınız sızlıyor mu?' sorusu üzerine "Benim çocuğum ölmedi ki" dedi.
Sefalet içindeler
Öte yandan Yıldırım-İlknur Arslan çiftinin yıllardır işsiz oldukları için sefalet içinde bir yaşam sürdürdükleri ortaya çıktı. Oturdukları 2 odalı derme çatma baraka evin aylık 250 TL kira parasını da aylardır ödeyemedikleri, bu nedenle de zaman zaman ev sahibi ile aralarında sık sık tartışmalar yaşandığı öğrenildi. Çiftin ayrıca, maddi imkânsızlık nedeniyle 2,5 yaşındaki Yağmur'u bakması için sık sık dedesi Enver Erseçkin'e bıraktıkları belirtildi.