-"TÜRKİYE'NİN KAYGILARINI PAYLAŞIYORUZ" WASHINGTON (A.A) - 21.06.2011 - ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, Suriye'de reformlara duyulan ihtiyaç konusunda Türk hükümetinin dile getirdiği kaygıları paylaştıklarını bildirdi. Nuland, günlük basın brifinginde, "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ortadoğu Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü'nün, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a, uzun süredir taahhütte bulunulan reformları bir hafta içinde uygulaması çağrısı"na dair soruyu yanıtladı. Suriye'de bu konuda eyleme geçme zamanının çoktan dolduğunu ifade eden Nuland, "Şu anda eyleme ihtiyacımız var. Türk hükümetinin kaygılarını paylaşıyoruz. Özellikle Suriyeli sığınmacılar meselesini idare etme zorunda kaldıkları ve bu konuda büyük yüreklilik gösterdikleri bir zamanda, Türk hükümetinin kaygılarının arttığını görüyoruz ancak şurası açık ki, Türklerin sabrının azalmakta olduğu görülüyor ve onların tüm insani ve siyasi kaygılarını paylaşıyoruz" diye konuştu. Nuland, bir başka soru üzerine, "Türk ordusunun, sığınmacılara destekte, kampların inşasında, hizmetlerin sunulmasında, sınırın açık olması ve sınırda şiddet olaylarının meydana gelmemesinin sağlanmasında yardım ettiğini anlıyoruz" dedi. Genel anlamda, Türkiye'nin Suriyeli sığınmacıları kabul etmesi ve bu konuda hazırlıklı olmasından çok etkilendiklerini ve memnuniyet duyduklarını belirten Nuland, Türk hükümetine BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) üzerinden yardım etmeye açık olduklarını yineleyerek, "Birçok hükümet gibi, Türkler de sığınmacılarla ilgili durumlarda ordusunu, lojistik ve güvenlik amaçlı kullanıyor" diye konuştu. Bir gazetecinin, "Türk hükümetinin, sınırdaki sığınmacılara erişimde medyaya sınırlamalar uyguladığını" öne sürerek, bu konudaki görüşünü sorması üzerine de Nuland, Amerikalı ünlü film yıldızı ve BM İyi Niyet Elçisi Angelina Jolie'nin Suriyeli sığınmacıları ziyaretinde medyanın yoğun ilgisinin görüldüğünü hatırlatarak, şunları söyledi: "Sanırım tüm dünya, Türkiye'nin kurduğu çok temiz kampların resimlerini ve evlerinden kaçmak zorunda kalan bu zavallı insanlarla yapılan röportajları görmüştür. Bu açıdan bakıldığında ve Angelina Jolie'nin de Hatay'daki sığınmacı kampına girmesi ve BM İyi Niyet Elçisi olarak mesajlarını vermesi, Türklerin, ülkelerini Suriyeli sığınmacılara açma ve onlar için elinden geleni yapma yönündeki istekliliğini açıkça gösteriyor." Nuland, bir gazetecinin, "ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde Ortadoğu barış sürecinin de gündeme geldiğini" hatırlatarak, "Türkiye'nin bu süreçte olası bir rolünün ele alınıp alınmadığını" sorması üzerine, "Türkiye ile düzenli ikili istişarelerimiz çerçevesinde Ortadoğu barışı konusunu da genellikle konuşuyoruz. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da Abu Dabi'de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Ortadoğu barışını ele almıştı, dolayısıyla bunda bir sürpriz olduğunu düşünmüyorum" dedi. "Türkiye ile İsrail arasında, özellikle Mavi Marmara olayından sonra bozulan ilişkilerin tamiri hedefiyle iki ülke yetkilileri arasında görüşmeler olduğu ve ABD yönetiminin de bu görüşmelerde rol aldığına" dair haberlerin hatırlatılması üzerine Nuland, şöyle konuştu: "Tabii ki ABD, tüm düzeylerde Türk ve İsrail hükümetlerine birlikte yakından çalışmaları yönünde çağrılarda bulundu. Gazze'ye yardım filosu konusunda politikamız değişmedi. İsrail'in Gazze'ye yönelik deniz ablukasını delmeyi düşünen grup ve bireylere, bunun sorumsuzca ve provokatif bir hareket olacağını ve Gazze halkına yardım etmek istiyorlarsa bunun başka yollarının da bulunduğunu açıkça ifade etmiştik. Bakan Clinton ile Türk meslektaşı Davutoğlu da her görüşmelerinde bu konuyu ele alıyorlar." Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelmesinin iyi bir şey olacağını ve iki tarafı da bu hedef doğrultusunda teşvik ettiklerini söyleyen Nuland, "Bu görüşmelere (Türkiye-İsrail) katıldığınızı doğrulamıyor musunuz" sorusunu, "Sadece şunu söyleyebilirim; ilişkilerini geliştirmeleri konusunda hem Türkiye hem de İsrail ile konuşuyoruz ve bu iki ülkenin birbirleriyle konuşmaları çok iyi bir şey olacaktır" diye yanıtladı.