-"TÜRKİYE KÜRESEL YOLSUZLUK HASTALIĞININ ÜYESİ" İSTANBUL (A.A) - 10.08.2011 - Liverpool Üniversitesi Futbol Endüstrisi Grubu Başkanı Dr. Rogan Taylor, dünyanın pek çok ülkesinde futbola ilişkin yolsuzluk olaylarının yaşandığını ifade ederek, "Türkiye küresel hastalığın bir üyesi. Bunu, hanenizi temizlemek için bir fırsat olarak değerlendirmelisiniz" dedi. Dr. Rogan Taylor, Euro Asia Sports tarafından düzenlenen, ''Çıkış Tüneli: Global Şike Gerçekleri'' konulu konferansta, dünyanın pek çok ülkesinde futbola ilişkin yolsuzluk olaylarının yaşandığını ifade ederek, Türkiye'nin bu konuda yalnız olmadığını vurguladı. Taylor, şöyle konuştu: ''Çin'de 22 bin futbol okulu var. Aileler büyük paralar harcayarak çocuklarını bu okullara gönderiyor. Umutları çocuklarının profesyonel birer oyuncu olabilmeleri. Ancak, Çin Milli Takımı belki Shangay'ın bir mahallesi kadar insanın yaşadığı Katar'a yenilebiliyor. Çünkü oyuncular yeteneklerine göre seçilmiyor. Oyunun kendisi yolsuzluk olduğunda hiçbir anlam ifade etmiyor. Türkiye küresel hastalığın bir üyesi. Bunu, hanenizi temizlemek için bir fırsat olarak değerlendirmelisiniz. Bu hastalığın iyileştirilmesi için öncelikle hesap verilebilirlik olması gerekir. Sorumlu kişiler sorumluluğu üstlenmeli, yasa dışı hareket ederlerse cezalarını almalılar. İkincisi şeffaflığın sağlanması. Para akışının nereden gelip kime gittiği şeffaf bir şekilde görülebilmelidir.'' -HARİKA BİR HABER ''Şike: Organize Suçlar ve Futbol'' isimli kitabın yazarı Kanadalı gazeteci Declan Hill ise Türkiye'de şike operasyonu nedeniyle, ''Dünyanın en büyük kulüplerinden'' Fenerbahçe'nin başkanı Aziz Yıldırım ve üst düzey yöneticilerinin tutuklandığını, ''Transferleriyle dünya manşetlerine çıkmış Beşiktaş''ın Türkiye Kupası'nı iade etmek zorunda kaldığını, A Milli Takım Kaptanı Emre Belözoğlu'nun sorgulandığını, A Milli Takım Teknik Direktörü Guus Hiddink'in ''Şike doğru çıkarsa giderim'' yönünde beyanda bulunduğunu, ancak tüm bu sonuçlarına karşın operasyonu ''Harika bir haber'' olarak nitelendirdiğini söyledi. Hill, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Tüm bunları 'Harika bir haber' şeklinde nitelendirdiğim için herhalde deliyim... Bunu şu nedenle söylüyorum: Türk futbol camiasından yolsuzluk iddialarına ilişkin hikayeleri duyduğunda şaşıran oldu mu? Türk futbol camiasında şike uzun süredir konuşuluyordu. Örneğin Alaattin Çakıcı Beşiktaş Kulübünün üst düzey yetkililerinin yardımıyla yurt dışına kaçmıştı. Sedat Peker'in, Akçaabat Sebatspor ile olayları ortaya çıkmıştı. Türk futbolunda böyle olaylar var. Ancak en sonunda birisi bu işin üzerine ciddiyetle gidiyor. 'Fenerbahçe mi, Beşiktaş mı, hangi takıma uzanırsa uzansın bunu soruşturacağız' diyor. Bu soruşturmada adı geçenler belki masumlar ama belki de değiller.'' -HILL'DEN 4 ÖNERİ- Yasa dışı bahis ve şike şebekelerinin 15 yaş altı futbol turnuvası maçlarından, sumo güreşine kadar pek çok yerde faaliyet yürütebildiğini belirten Hill, futbolun bu şebekelerden kurtarılması gerektiğini ifade ederek, ''1800'lü yıllarda Oxford-Cambridge kürek yarışları en önemli organizasyondu. Ancak 1870'lerde ortaya çıkan şike olayları nedeniyle bu spor olayı tamamen unutuldu. Futboldan da vaz mı geçeceğiz?'' dedi. Hill, futbolun kurtarılmasına ilişkin önerilerini ise şöyle sıraladı: ''Dünya kupasından, 15 yaş altı turnuvalara kadar hepsi yolsuzluğun yaşandığı yerler. Neler yapacağız? 'Futbolda yolsuzluğu çözmek mümkün değildir' derseler inanmayın.. Çünkü yolsuzluğun yüzde 95'ini futboldan uzaklaştırmak çok kolay. Dört şeyi uygulayabiliriz: Bağımsız bir muhbir hattı kurulabilir. Şike teklifi gelen kişilerin, isim vermeden ihbarda bulunulabilecek bir ihbar hattı kurulabilir. Türkiye Futbol Federasyonu, futbol endüstrisinden sorumlu bir kuruluş. Milyonlarca dolar değerinde bir sektör ve Türk ulusunun idealleri futbola yansıtılıyor, Türkiye için sembolik de bir önemi var. Türkiye Futbol Federasyonu, 20-30 polis emeklisini işe alıp neden bir güvenlik birimi kurmuyor? Oyuncular zamanında paralarını almalılar. Eğitim ve sağlık konusunda yan ödemeleri olmalı. Yolsuzluğa karıştıklarında bunu kaybedeceklerini bilmeliler. Şike teklifi alan kişi harekete geçip ihbarda bulunmazlarsa şike yapan kadar suçlu olmalılar. Böylece kötü adamlar bir birine güvenmemeli ve bir birinden korkuyor hale gelmeliler.'' -MARKA DEĞERİ- Futbolun temizlenmesi uğruna yazdığı kitap nedeniyle hayatını riske ettiğini dile getiren Declan Hill, büyük kulüpler küme düşürülürse futbolun marka değerinin düşeceği yönündeki görüşler konusunda ise şunları söyledi: ''Nedense Türkiye'de bu soru çok soruluyor. Siz diyorsunuz ki, fakirler için bir kanun var, bir de zenginler için kanun var. Fakir takımlar cezalandırılacak, zenginler ise cezalandırılmayacak. Ancak bana göre herkes için tek bir kanun var. Marka değeri asıl insanlar yolsuzluğun devam ettiğini görürse, futbol temizlenmezse o zaman düşecek. İnanmıyorsanız Asya liglerine bakın. Asya ülkelerinde televizyon gelirleri çok yüksekti, büyük paralar harcanıyordu ama ne oldu? İnsanlar artık oynanan oyuna inanmıyor, 2-3 bin kişi seyrediyor.'' İtalyan yazar Oliviero Beha da İtalya'da yaşanan şike olayları ve yargı süreciyle ilgili bilgi verdi. Beha, soruşturma sürecinin iyi yürütülmesi gerektiğine dikkati çekti. İtalyan yazar Andrea Di Caro ise İtalya'da yolsuzluğun telefon dinlemeleriyle apaçık ortaya çıkmasına rağmen taraftarların takımı korumak adına tepki gösterdiğini belirtti. Caro, yeni bir futbol kültürünün ortaya çıkması için yasa dışı bahis şebekelerinin futboldan uzaklaştırılması gerektiğini kaydetti.