Gündem

"TÜRKİYE GİBİ OLMAYI ARZU EDİYORLAR" ANKARA (A.A)

06 Haziran 2011 20:20

-"TÜRKİYE GİBİ OLMAYI ARZU EDİYORLAR" ANKARA (A.A) - 06.06.2011 - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Balkanlar, Orta Asya ve özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da değişim için mücadele eden ülkeler için parlayan bir örnek olan Türkiye'nin zorlu AB'ye üyelik sürecinin, bu ülkeler tarafından izlendiğini belirtti.  Bakan Bağış, Reuters'e verdiği mülakatta, "Suriye'de, Tunus'ta, Mısır'da yaşamlarını tehlikeye atanlar, demokrasi, reform ve insan hakları istiyorlar, bir başka ifadeyle Türkiye gibi olmayı arzu ediyorlar" dedi.  "Arap Baharı"nda, Türkiye modelinin klişe haline geldiği, ancak Türkiye'de Bağış'ın mensubu olduğu AK Parti'nin demokratik kimliğinin muhalefet tarafından sorgulandığı belirtilen haberde, etkili bir dergi olan The Economist'in, laik bir muhalefet partisi olan CHP'ye oy verilmesini önermesinin AK Parti yönetimini rahatsız ettiği kaydedildi. Hızla büyüyen bir ekonomi ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın etkili kişiliği sayesinde AK Parti'nin seçimi kazanacağından emin olduğu ifade edilen haberde, tek belirsizliğin zaferi getirecek oy oranı olduğuna işaret edildi.  AK Parti'nin Meclis'te üçte ikilik bir çoğunluk elde etmesi halinde, 1980'deki askeri yönetim döneminde hazırlanan anayasanın yerine yenisini hazırlamayı amaçlayan Erdoğan'ın işinin daha kolay olacağı belirtilen haberde, "The Economist'e göre, Erdoğan'ın art arda üç dönem iktidar olmasının, Başbakan'ın otoriter eğilimlerinin demokratik eğilimlerinin önüne geçmesine sebep olabileceğinin ifade edildiği" kaydedildi.  Bağış'ın, açıkça "The Economist yanılıyor" dediği belirtilen haberde, Bağış'ın geçen yıl yapılan referandumda yüzde 58 oy oranıyla kabul edilen anayasa değişikliklerinin hazırlanması sırasında muhalefet partilerinin AK Parti'ye yapıcı katkıda bulunmadıklarına dikkati çektiği ifade edildi. Habere göre, Bağış, 1980 askeri darbesi sonrasında otoriter bir anlayışla hazırlanan anayasayı geçmişte bırakabilmek için yeni bir anayasa yapılması gerektiğini söyledi.  İspanya ve Portekiz'in benzeri bir değişimi gerçekleştirdikten sonra AB'ye girdiği hatırlatılan haberde, Bağış'ın, "Askeri anayasa ile yönetilirken AB üyeliğine başvuran ve daha sonra sivil bir anayasayı kabul ederek katılım sürecini hızlandıran Portekiz, İspanya ve Yunanistan gibi, biz de, Haziran 2011'den sonra sivil bir anayasaya geçerek katılım sürecinde önemli bir adım atmış olacağız" dediği aktarıldı.   Erdoğan'ın sadece Türkiye'yi başkanlık sistemine doğru götürmeyi değil, başkan olmayı da amaçladığı konusunda endişeler bulunduğuna dikkat çekilen haberde, "41 yaşında, zeki ve açık sözlü bir bakan" olan Bağış'ın, "seçmenlerin AK Parti hakkında yapılan korku tellallığına direnmelerini, AK Parti iktidara gelmeden önceki dönemlerde yaşanan darbeleri ve insan haklarının acımasız biçimde göz ardı edildiği zamanları unutmamaları gerektiğini" söylediği kaydedildi. Bağış, "Türkiye'yi bazı derin örgütlerin yönetmesini, faili meçhul cinayetlerin, adam öldürmelerin, işkencelerin, ekonomik felaketlerin vesaire yaşandığı eski karanlık günlere geri dönülmesini isterler mi? Ya da yönetimin milletin iradesi doğrultusunda mı olmasını isterler?" dedi.  Muhaliflerin, "AK Parti'nin İslamcı kökenleri nedeniyle, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal'in laik vizyonuna ihanet edebileceğinden korkarak AK Parti'ye saldırmakta olduğu" görüşü ifade edilen haberde, 2002 yılında iktidara gelen Erdoğan hükümetinin, kendisini, "hükümeti devirmeyi planlayan özellikle ordu ve yargı kesiminden tutucu laiklik savunucularının oluşturduğu anti-demokratik güçlerin kuşatması altında gördüğü" belirtildi.  -"GAZETECİ OLDUKLARI İÇİN TUTUKLANMADILAR"- Aralarında gazeteci ve akademisyenlerin de bulunduğu yüzlerce şüphelinin, "Ergenekon suç örgütü"nün peşine düşen polis ve savcılar tarafından yargılanmak üzere gözaltına alındıklarına dikkat çekilen haberde Bağış'ın, gözaltılar, yaygın telefon dinlemeleri, basın özgürlüğü ve reşit olmayanların pornografiden korunması amacıyla hükümetin önerdiği internet filtresi konularında, otoriter davranışlar sergilediği yönünde AK Parti hükümetini hedef alan suçlamalara kesin biçimde karşı çıktığı kaydedildi.  "Onlar gazeteci oldukları için tutuklanmadılar" diye konuşan Bağış, sözkonusu gazetecilerin "derin devlet"le bağlantılı oldukları iddiaları nedeniyle tutuklandıklarını sözlerine ekledi.  Erdoğan'ın, Türkiye'yi AB normları ile uyumlu hale getiren reformlar sayesinde, askerin sivil hükümete hesap vermesi ve eski darbecilere yargı yolunun açılması konularında başarılı olduğu kaydedilen haberde, ancak, Avrupa Birliği'ne üyelik konusuna, partilerin seçim kampanyalarında oldukça az yer verildiği ifade edildi.  Bağış'ın bu durumu, "büyük partilerin Türkiye'nin AB'ye üye olsun veya olmasın, AB mevzuatına uyum sağlayarak daha güçlü bir ülke haline geleceği konusunda büyük oranda mutabık olduklarının bir göstergesi" olarak yorumladığı belirtilen haberde, 2005 yılında başlayan katılım sürecinin, çıkmaza girmiş gibi göründüğü; ancak, başta Kıbrıs, Fransa, Almanya ve Avusturya olmak üzere bazı çevrelerin, Türkiye'nin AB'ye katılması yönünde isteksiz olmalarına rağmen Bağış'ın cesaretinin kırılmadığı kaydedildi. Haberde Bağış'ın, AB standartlarına uyum sağlamanın AB'ye kabul edilmekten daha önemli olduğunu ifade ettiği de belirtildi.