Politika

"KENDİMİZİ KURTARMAK GİBİ BİR DERDİMİZ YOK" İSTANBUL  (A.A)

06 Eylül 2010 03:15

-"KENDİMİZİ KURTARMAK GİBİ BİR DERDİMİZ YOK" İSTANBUL  (A.A) -  05.09.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, birçok şeyin aşılacağını, onun için 12 Eylül'ün çok ama çok önemli olduğunu belirterek, ''12 Eylül'ün altında yatan gerçek bu. Yoksa, 'yok efendim hükümet kendini Yüce Divan'a götürmekten kurtarmak için böyle bir Anayasa değişikliği yapıyor.' Bizim öyle bir derdimiz yok'' dedi. Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın iftarında yaptığı konuşmada, bu toprakların tarih boyunca birlikte yaşamanın, dayanışmanın, paylaşmanın en güzel ve en güçlü şekilde sergilendiği topraklar olduğunu kaydetti. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Daha birçok şey aşılacak. Onun için 12 Eylül çok ama çok önemli. 12 Eylülün altında yatan gerçek bu. Yoksa 'yok efendim hükümet kendini Yüce Divan'a götürmekten kurtarmak için böyle bir Anayasa değişliği yapıyor.' Bizim öyle bir derdimiz yok. Biz onları çoktan aştık. Zira biz buralara çıkarken yine Anadolu'nun güzel bir sözü, 'Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz', onun için, bize bununla ilgili yaklaşım sergileyenler burada büyük bir yanlışın içine düşüyorlar. Bu yola çıkarken bu işin bedeli nedir bunu bilerek çıktık.'' Erdoğan, 18 yaşından bu yana siyasetin içinde olduklarını kaydederek, ''Ne götürür, ne getirir? Bunları biliyoruz, bunları hep yaşadık'' dedi. -''ESERLERLE KONUŞACAĞIZ'' Ana muhalefette ve muhalefette durumun ortada olduğunu vurgulayan Erdoğan, muhalefete 'gelin anayasayı konuşun'' dediğini, ama anayasanın anlatılmadığını dile getirdi. Yapılan eserlerin ortada olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Giresun'da ana muhalefet lideri konuşma yapıyor, 'Recep Bey buraya ne getirdi?' diyor. Orada cesur bir vatandaş, 'arkandaki otoyolu getirdi' demiş. Seyahatlerde bu tür güzelliklere de rastlıyoruz. Bunlar bize ayrı bir enerji veriyor. Gerçekten Samsun-Sarp arasında 546 kilometrelik o yolun yüzde 35'i 15 senede yapıldı. Kalanını biz geldik, şurada 7 senede bitirdik. 12 tane en son tünelleri biz açtık. Şimdi 2 tünel var, onları açıyoruz. Bunlarla İstanbul-Sarp arasını 14-15 saate düşürdük. Yani bunu göremeyen bir siyaset olur mu? Beğenmeyebilirsin, kabul etmeyebilirsin ama 'şunu da yaptınız hakikaten,  bende o yollardan gittim, teşekkür ederim' de. Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre duble yol yapıldı. Biz 7,5 senede 12 bin 300 kilometre bölünmüş yol yaptık. Eserlerle konuşacağız.'' -''BİZ 3 YILDIR IMF İLE ANLAŞMA İMZALAMADIK''- Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye'nin kamu net borç stokunun yüzde 74 olduğunu, şu anda yüzde 45'e düşürüldüğünü, devletin borçlanma faizinin yüzde 63'ten yüzde 7-8'e geriletildiğini anlattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bakınız nereden nereye düştük. Neleri konuşuyorduk, şimdi neyi konuşuyoruz. İşte, son ay enflasyon son ay yüzde 30'la devraldık. Şu anda yüzde 8,3. Buradayız. Öbür tarafta çiftçinin Ziraat Bankası'ndan kredi alırken ödediği faiz yüzde 59'du. Şimdi yüzde 5,2. Eğer damlalama ve sulamayı da yapıyorsa sıfır. İşi buraya getirdik. Aynı şeyi Halk Bankası'nda yapıyoruz. Halk Bankası esnafa, sanatkara yüzde 47 faizle kredi veriyordu, şimdi yüzde 7. Bakınız nereden nereye düşürdük. Bu, güçlü bir Türkiye'nin işaretleri. IMF'e bizden önceki iktidar 30 milyar dolar borç alarak, bize 23 milyar dolar borç bıraktı. Ondan sonra da bize nasihatler çekmeye başladılar, 'IMF ile ilişkileri kesin, koparın' diye. Nitekim biz 3 yıldır IMF ile anlaşma imzalamadık. Artık bitti o iş kapattık. Ama bu arada borcu ödedik. Şu anda 6,6 milyar dolar borcumuz var.'' Türkiye'de zihniyet noktasında kendini geleceğe hazırlayamamış olanların bulunduğunu, bu ülkede 'kapıcının çocuğundan nasıl kaymakam olur? İşçinin çocuğu nasıl mühendis olur? Köylü çocuğundan doktor olur mu?' diyen insanların olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Vallahi vali de oldu, doktor da oldu, mühendis de oldu. Çünkü olabilecek olanı yapmıyorlardı ki. Evine kim giriyor, kim çıkıyor, kimin akrabası, kimin bilmem nesi? Bunu yapıyorlardı. Bakıyordunuz ki, köşesinden de bidon kafalı, göbeğini kaşıyan. Yakıştırma da bu. İşte o bidon kafalılar, göbeğini kaşıyanlar bu ülkenin valilerini, kaymakamlarını yetiştirdiler ve şu anda iş başındalar. Acaba bunların sayısı biraz daha artar mı, kaygıları bu. Onlar bu ülkenin çocukları, evlatları ya. Hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Niye birbirimize ters nazarlarla bakıyoruz? Sevelim birbirimizi, kucaklayalım.''  Yüksek derece hakimlerin, ilk derece hakimlerinin HSYK'ya üye seçmesine muhalefet ettiklerini aktaran Erdoğan, ''Niye seçemesin? 'Olmaz. Bizim elit takım seçecek.' İşte şimdi 12 Eylülde bu değişiyor. 12 Eylülden sonra 'evet'le yeni dönem başladığında o kürsü hakimleri 10 tane HSYK'ya üye seçecek. İşte katılımcı demokrasi bu. 11 bine aşkın kürsü hakimi var bu ülkede. 'AK Parti kendi yargısını oluşturuyor' diyenlere cevap veriyorum, en az seçilecek olanların 15 yıl hizmet vermesi lazım. Biz 7,5 yıldır görevdeyiz. Bizim şu anda böyle yetiştirdiğimiz bir kadro yok. İşte kara propaganda bu'' şeklinde konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin her bölgesindeki hakimin üye seçeceğini, bunun milli iradenin tecellisi ve ipotek altına alınamayışı olduğunu vurguladı.