Gündem

"Gerçeklerden başka söyleyecek sözüm yok" İSTANBUL (A.A)

22 Ağustos 2011 18:04

-"Gerçeklerden başka söyleyecek sözüm yok" İSTANBUL (A.A) - 22.08.2011 - ''Balyoz Planı'' davasında tutuklu yargılanan, aynı zamanda Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat ile Gölcük'te bulunan belgelere ilişkin açılan davalarda da sanık olarak yer alan Albay Ali Türkşen, ''İki değil yirmi kere idamla yargılanacak olsam benim gerçeklerden başka söyleyecek sözüm yok'' dedi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, duruşmaya katılmayan sanıklardan bazılarının mazeret dilekçesi ya da sağlık raporu gönderdiklerini, bir sanığın da maddi imkansızlık yüzünden duruşmaya katılamadığını bildirdiğini tutanağa geçirdi. Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Tuğamiral Cem Aziz Çakmak, hakkındaki tüm iddiaları ''lanetle'' reddettiğini belirterek, ''Sahte dijital verilere dayalı bu dava bence çökmüştür. Bizleri bir süre daha çöken bu sahte davanın enkazında tutabilirsiniz. Ancak asıl soru, bu davanın sonunda enkazın altında kimlerin kalacağıdır'' dedi. Çakmak, hazırladığı iddia edilen ''Öncelikli ve Özellikli Personel Listesi''nin sahte olduğunu ve sahteliğinin daha iddianame hazırlanmadan ispatlandığını öne sürerek, belgede bir subayın görev yeri olarak gösterilen ve NATO Komutanlığı olan CC Mar Naples'in 1 Temmuz 2004'te kurulduğunu, belgeyi hazırladığı iddia edilen 3 Ocak 2003'te adının Navsouth olduğunu söyledi. İddianame hazırlanmadan önce Genelkurmay Başkanlığının 17 Mayıs 2010 tarihli evrakı ile bu bilginin soruşturma savcılarına bildirildiğini ifade eden Çakmak, ancak savcıların bu konuyu görmezlikten geldiğini savundu. -TSK'dan ihraç istemiyle yargılandı-  Çakmak, dönemin Donanma Komutanı olan emekli Oramiral Özden Örnek tarafından Mart 2002 tarihinde sevk edildiği askeri mahkemede TSK'dan ihraç istemiyle yargılandığını belirterek, 2005 yılında da beraat ettiğini söyledi. Çakmak, ''2002 yılında beni TSK'dan ihraç edilmek üzere Donanma Komutanı sıfatıyla askeri mahkemeye sevk eden, diğer bir ifadeyle bana güvenini yitirdiğini açıkça göstermiş olan Özden Örnek'in sözde böyle bir gayri yasal bir oluşuma beni görevlendirmesi mümkün müdür? Ya da benim böyle bir durumda görev kabul etmemi, akıl ve mantık sınırları içinde kabul etmemi izah edebilir misiniz?'' diye konuştu. Tutuklanması nedeniyle kızının düğün davetiyesini yaktığını anlatan Çakmak, kızına bunu kendilerine yapanlardan ve destekçilerinden hesap soracağına dair söz verdiğini kaydetti. Tutuklu sanık Albay Ali Türkşen de, Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmata ilişkin dava kapsamında sanık olarak yargılandığını ve ağır ceza mahkemesinde savunmasını yaptığını belirterek, bu savunmasının ardından ''Balyoz Planı'' ve yarın görülmesine başlanacak olan Gölcük'te ele geçirilen belgelere ilişkin davada sanık olarak yer aldığını söyledi. Türkşen, ağır ceza mahkemelerinde başlayan yargılama macerasının her adımda azar azar ''terfi ettiğini'', toplamda iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yılı aşkın zamanla hapis cezası istemiyle yargılandığını ifade etti. -''Bir savunma yaptım hayatım değişti''- Poyrazköy davasında yaptığı savunmasında birlikte yargılandıkları Ercan Kireçtepe ile birlikte 1996 yılında Yunanistan ile yaşanan Kardak krizi sırasında Kardak'a gidip Türk bayrağı diktiklerini, adaya gittikleri botun benzinini kendi kredi kartlarıyla aldıklarını söylediğini anımsatan Türkşen, şöyle devam etti: ''Bir savunma yaptım hayatım değişti. Geçen yıl yaptığım savunma sırasında komplo çetesinin tespit edebildiğim elemanlarının isimlerini ifşa etmesem ve silah arkadaşlarımın yanında durmasam bugün yeni bir davayla muhatap olmayacağımı biliyorum. Ancak yaptığım savunmadan kesinlikle pişman değilim. Şu anda yaptığım savunmayı dinleyen ya da değerlendirecek sinsi çetenin yeni bir komployla beni bir kez daha ağır ceza hakimlerinin karşısına çıkarabileceğine de inanıyorum. Ama korkmuyorum. İki değil yirmi kere idamla yargılanacak olsam benim gerçeklerden başka söyleyecek sözüm yok.'' Tutuklu sanık Albay Tayfun Duman da, Özden Örnek tarafından hazırlandığı iddia edilen ve 17 Ekim 2002'de kaydedildiği belirtilen amiral listesinde 2010 yılında sınıfında birinci sırada amiral olarak yer aldığını belirtti. Duman, dönemin donanma komutanı olan Örnek tarafından 8 Nisan 2002'de hakkında soruşturma açtırılarak mahkemeye sevk edildiğini kaydederek, ''Hakkında soruşturma açtırıp daha sonra mahkemeye sevk ettiğiniz, emsallerinden bir yıl geç gemi komutanı yaptığınız bir kişiyi 17 Ekim 2002'de amiral listesinde birinci numaradan koyar mısınız?'' diye konuştu. Duman'ın savunmasının ardından söz alan tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri de, Duman'ın savunmasında bir dijital belgeye ilişkin ''Süha Tanyeri kaydetmiştir'' dediğini belirterek, ''Bu kanıya nereden vardınız?'' diye sordu. Duman, ''Bunların hepsi sözdedir. Ben de dijital verileri kabul etmiyorum'' yanıtını verdi. Bunun üzerine Tanyeri, ''O zaman savcıların hatalarını biz de yapmıyor muyuz? Biz de kendi kendimizi suçlamış durumuna getirmiyor muyuz? Hrk Bsk ve Süha Tanyeri adlı bilgisayarlar bana ait değildir'' dedi. Duman da, Tanyeri'ne herhangi bir ithamda bulunmadığını söyledi. Tutuklu sanık İbrahim Koray Özyurt ise hakkında açılan ceza davasından vazgeçilmesini, tahliyesini ve beraatını istedi. Duruşma, öğlen arasının ardından sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.