Yaşam

"DOĞANIN TERCÜMESİ" ANKARA (A.A)

03 Mayıs 2011 13:29

( -"DOĞANIN TERCÜMESİ" ANKARA (A.A) - 03.05.2011 - Akademisyenlik yaşamının 30 yılını ''doğa''nın şifrelerinin çözümüne adayan Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam, Sahra Çölü tozlarından başlayan yağmur ve karın oluşum sırlarını ''Havadan Tozdan'' kitabında anlattı.  Prof. Dr. Saydam'ın ''doğanın tercümesi'' olarak nitelendirdiği kitabında, bulutlardan ''su sağma''dan bereketli yağışlarının sırrına kadar çarpıcı açıklamaları yer alıyor.  Anlatımlarını bilimsel yayınlarını yaptığı araştırmalarına dayandıran Prof. Dr. Saydam, şifreleri tam çözülemeyen astım, migren, alerji gibi hastalıklara dair açıklamalar da yapıyor.  Prof. Dr. Saydam yaptığı açıklamada, 30 yıldır doğa olayları üzerinde araştırmalar yürüttüğünü ifade etti. Özellikle Sahra Çölü tozlarının bulut içinde yağmuru nasıl tetiklediğine ve dünyadaki hidrolojik döngünün nasıl oluştuğuna dair araştırmaların dünya genelinde yıllardır yürütüldüğünü, İsrail'deki araştırmaların da başarıya ulaşmak üzere olduğunu anlatan Saydam, ''Oysa ki doktora çalışmamı yaptığım yıllardan itibaren, Sahra Çölü tozlarından nasıl yağmur yağdırılacağını Türk bilim insanı olarak ülkemizde yapmayı başarmıştık'' diye konuştu. Her çeşit çöl tozunun yağmura neden olmadığını anlatan Saydam, uzun yıllara yayılan incelemeleri sonunda hangi çöl tozunun hangi koşullar altında yağmura neden olduğun dair ''sırları'' belirlediklerini bildirdi.  ''Sahra Çölü'' tozlarının yağmur ve kar oluşumunun ana nedeni olduğunu dile getiren Saydam, ''Bu şemsiye olayı bulduktan sonra, ağaçlar neden çiçek açar? leylekler niye göç eder? devenin boynu niye eğri? ye kadar bilinmeyenlerin şifreleri birer birer çözüldü'' dedi. -BULUTU YAĞMURA DÖNÜŞTÜRMENİN GİZEMİ- Yağmur ve kar yağmasının sırlarının ortaya konulmasının stratejik bir öneme sahip olduğunun altını çizen Saydam, ''Bulutun yağmura dönüşmesine neden olan sırrı bulmak demek, dünyadaki hidrolojik döngünün anahtarını ele geçirmek demektir'' diye konuştu.  Prof. Dr. Saydam, şöyle konuştu: ''Şimdi ufak düşünelim. Ben şu anda Doğu Anadolu'ya istenilen miktar kadar kar depo edebilirim. Bu olay ülkenin kaderini değiştirir. Doğu Anadolu'ya istediğin kadar su depo edebiliyorsan, Orta Doğu'nun kaderini değiştirebilirsin demektir. Aynı şeyi küresel anlamda da yapabilirim. Şimdi oturarak Google Earth açarak Avustralya'nın üstünde nerde bulut varsa uçağımı oraya yönlendirip şu bulutun içine girip şu yükseklikte içine şu kadar toz atabilirim. İşte, al sana yağmur. Bundan sonra bulutların kelimenin tam anlamı ile 'inek sağar gibi sağılabileceği' bir  dünya düzeni kurulacaktır. Bu beraberinde yepyeni bir dünya düzeni de getirecektir. Öyle ya siz bulutları inek sağar gibi sağmaya başlarsanız bunun ardından hemen gelecek soru ''Bulutlar Kimin?'' olacaktır.'' Prof. Dr. Saydam kitabında doğaya ilişkin öngörülerini sıralarken, ileride su ile şekillenecek yeni dünya düzeninde Türklerin de bulunmasının önemine işaret etti.  -TÜRKİYE İLGİLENMEDİ, ALMANYA YATIRIM YAPTI- Prof. Dr. Saydam, Sahra Çölü'nün doğayla ilişkisi üzerine bilimsel gerçeklerin tüm dünya genelinde ilgi uyandırmasına rağmen, Türkiye'de yeterince destek bulmadığını da söyledi.  Çalışmalarının dünyanın en büyük yapay bulut odasının sahibi Almanya(Institute for Meteorology and Climate Research, Karlsruhe Institute of Technology) tarafından desteklendiğini ve Türk bir öğrencinin bu ülkede konuya ilişkin doktora çalışmalarına başladığını bildiren Saydam, şöyle konuştu: ''Dünyanın tek akıllısı ben olmadığıma göre, belki de yakın zamanda bu konunun sırları bulunacak. Belki de Türkiye bugüne kadar eline geçirdiği çok önemli bir kozu elinden yitirecek. Bilinen şeyleri yurt dışı kaynaklı merkezler ya da kişiler tekrarladığında, kıymetli oluyor. Türkiye, bilimde de artık kendine güvenmeli, bizim de küresel teknolojiye katkılarda bulunabileceğimiz olgusuna daha ciddi yaklaşmalıyız.''  -KUTSAL KİTAP NE DİYOR?- Prof. Dr. Saydam, Kuran-ı Kerim'de de ''doğaya ilişkin'' pek çok olgunun açıklandığını belirterek, ''Ben Kuran-ı Kerim'e yeni yorumlar getirecek kadar bilgi sahibi veya ulema değilim elbette. Ancak ben doğada olan biten olayları bilimsel bir şekilde net olarak açıklayıp, tekrarlanabilir şekilde ortaya koyduktan sonra, bu olayların kutsal kitapta nasıl anlatıldığına da baktım. Bunları kendimce yorumladım ve açıkça da net bir şekilde söyleyebilirim ki hayran kaldım'' şeklinde görüşlerini bildirdi. Saydam, şunları kaydetti: ''Örnek verecek olursak, Kuran-ı Kerim'de insanların bir damla sudan yaratıldığından söz edilir. (Yukarıdan yağmur yağdıran odur, ondan içersiniz) denilir. Neredeyse emir gibi yağmur suyunun içilmesi bahsidir bu. İşte bizim çalışmalarımızda da gördük ki, yağmur bir bereket ve şifa demektir. Yağmur yağarken yapılması gereken tek şey, özellikle Nisan yağmurlarını anında içmektir. İçindeki virüsler ya da bakterilere aldırmadan içeceksiniz, çünkü vücut bunları kullanmak için programlanmıştır ve her damlası bereketin rahmetin ta kendisidir. Nisan ve mayıs aylarında tavsiyem, dışarı çıkın ve sırılsıklam olana kadar yağmurun altında durun. Bu yağmur şifalıdır, hem vücut demir alır, hem de saça sürüldüğünde dünyadaki tüm şampuanlardan daha yumuşak yaptığını görürsünüz.'' -DEFALARCA BAHSİ GEÇEN KONULAR- Prof. Dr. Saydam,  çöl tozlarının neden olduğu astım, migren, alerji, tansiyon oynamaları gibi şikayetlerin nasıl hiç ilaç kullanmadan dakikalar içerisinde giderilebileceğini de gösterdiklerini bildirdi.  Hava tahmin raporlarını ve Sahra Çölü tozlarının Türkiye'ye ne zaman ulaşıp, nasıl etkileri olacağına dair öngörülerini kurduğu sitede yayımlayan ve bu konuda sıkı takipçileri olan Prof. Dr. Saydam, bu tozlar üzerine 30 yıl boyunca yaptığı araştırmalarını da NATO dahil pek çok uluslararası toplantıda ilgililere sundu.