Gündem
Deutsche Welle

"Birçok AB ülkesi kriz sınırlarına dayanmamış gibi davranıyor"

Türkiye ve AB arasındaki mülteci anlaşması, Rousseff'in görevden azledilmesi, ABD'de Trump'ın seçimi kazanma şansı ve Almanya'da kabul edilen eşitlik yasası reformu Alman basınında güne damgasını vuran yorum konuları.

13 Mayıs 2016 00:52


Almanya Başbakanı Angela Merkel muhalefetin eleştirdiği Türkiye ve AB arasındaki mülteci anlaşmasını savundu. Berlin'de yayımlanan Der Tagesspiegel gazetesi yorum sütunlarında bu konuya yer veriyor.

“Konu aslında Angela Merkel karşıtlarının kolaylıkla anlaşılabilen nedenlerle, Almanya Başbakanının Türk Cumhurbaşkanıyla yaptığı paktı değil, AB'ye üye 28 ülkenin Türk hükümetiyle vardığı bir uzlaşmayı reddetmesi... Yeşiller ve Sol Parti'den muhalif politikacıların "pejmürde bir anlaşma" olarak kınadığı bu anlaşma, Avrupa mülteci krizinde ortak bir politika bulamadığı için elzem oldu. Birlik'teki birçok ülke dünyanın yaşadığı kriz sanki kendi sınırlarına dayanmamış gibi, sanki barikatların ardına sığınabilirlermiş gibi davranıyor. Aslında bu belirsiz anlaşma sadece bu yüzden gerekli oldu. Avrupa Parlamentosu buna rağmen Türkiye'deki insan hakları ihlallerine göz yummayı reddediyorsa, bu olsa olsa öz saygısındandır.”

Berlin'de yayımlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung ise Brezilya'da Kongre'nin üst kanadı Senato'nun yapılan oylamada Devlet Başkanı Dilma Rousseff'in görevden azledilmesine ve hakkında soruşturma başlatılmasına onay vermesini ele alıyor.

“Brezilya, bundan sadece birkaç yıl önce dünya siyasetinin yeni yıldızlığını kutlamış olduğuna inanılması güç bir ekonomik krizin pençesinde. Siyasi zümre dev bir yolsuzluk girdabına kapılıyor. Halk rahatsız ve birbirine düşman gruplara bölünmüş durumda. Şimdi de Devlet Başkanı Dilma Rousseff görevinden geçici olarak azlediliyor. Bu süreçte görevi birçok politikacı gibi kendisi de yolsuzlukla suçlanan Başkan Yardımcısı Temer üstlenecek. Daha büyük bir kriz olamaz. Olimpiyat Oyunları'nın açılışını geçici olarak görevden azledildiği için devlet başkanının değil vekaleten yerine geçecek kişinin yapacak olması ise utanç verici.”

Düsseldorf'ta yayımlanan Handelsblatt gazetesi ABD'de Cumhuriyetçilerin başkan aday adayı Donald Trump'ın seçimi kazanma şansını değerlendiriyor:

“Popülist aday Trump'ın, ancak şimdiye kadar sandık başına gitmemiş tüm hayal kırıklığına uğramış beyaz Amerikalıları harekete geçirirse bir şansı olabilir. Kimse bu seçmen potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu bilmiyor. Kesin olan şey bunun da büyük bir Herkül görevi olacağı. Önseçimlerde Trump Cumhuriyetçilerin yarısını bile ikna etmeyi başaramadı. 2012'de Mitt Romney'nin yaptığı gibi beyaz seçmenin yüzde ellisinden fazlasını kazansa bile, bu zafer için yeterli değil. Trump bu yüzden asgari ücret artışı ve zenginler için daha fazla vergi konularını gündeme getirerek sol kanattan memnuniyetsiz Sandler seçmenlerini yanına çekmeye çalışıyor.”

Berlin'de yayımlanan Die Tageszeitung gazetesi engelli derneklerinin ağır eleştirilerine rağmen Alman Federal Meclisi'nin eşitlik yasası reformunu onaylamasına yer veriyor:

"Tüm eski yapıları düzenlemek ne zorunlu ne de mümkün. Ancak inşa edilen her yeni basamak, dar kapı, unutulan engelli tuvaleti; en az bir 50 yıl boyunca aşılamayacak yeni engeller anlamına geliyor. Ve bunlardan halihazırda yeterince var. Evet, bu para demek. Evet, özel yatırımcıların söylenmesi şaşırtıcı değil. Evet, belki bu konuda devletin maddi destek sağlaması düşünülebilir. Ancak gerçekten yardımcı olacak tek şey engelsiz bina inşaatının normal norm kabul edileceği bir katılım yasası. Sonuçta bu eninde sonunda ileri yaşlarda hepimizin başına gelebilecek bir durum. Buna rağmen illa engellilere uygun olmayacak şekilde yapılmak istenen inşaatların ise ayrıca onay alması sağlanabilir. Almanya'daki en büyük engel, sorumlu siyasetçilerin taktığı at gözlüğüdür."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle