12 yıl önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle eşinden ayrılan Seval Battı, birine hamile olduğu üç çocuğuyla birlikte bir süreliğine annesinin yanına taşındı. Sonrasında iş bulamayan Battı, çöplerden topladığı atık maddeleri satarak çocuklarını okutmaya başladı. 3 yıl önce ise annesinin durumu yetkililere bildirmesi sonucu, Battı'nın 3 çocuğu Çocuk Esirgeme Kurumu'na yerleştirildi. Ancak çocukların 3'ü de 2 ay sonra kaçarak yeniden annelerinin yanına sığındı.
Sosyal Hizmetler Kurumu'ndan gelen yetkililerin, evini düzeltip yaşanır hale getireceklerini söyleyerek kendini kandırdıklarını ve çocuklarını tekrardan Çocuk Esirgeme Kurumu'na götürdüklerini anlatan Battı, oğullarından birinin 18 yaşına 1 ay kaldığı için bırakıldığını, diğerinin ise bir gün sonra yurttan kaçtığını söyledi. Çocuklarından ayrılmak istemediğini belirten Battı, sözlerine şu ifadeleri kullandı:
"Geçtiğimiz perşembe günü sivil polisler eşliğinde Sosyal Hizmetler Kurumu'ndan geldiğini belirten yetkililer, 'Çocukların kimliklerini yeniden çıkaracağız. Bu nedenle nüfus idaresine gideceğiz. Daha sonra da yaşadığınız bu evi yaşanır hale getireceğiz' diye beni ikna ettiler. 3 çocuğumu ve beni de geldikleri araçlara bindirdiler. 12 yaşındaki kızım Yağmur'u Çubuk, 14 yaşındaki oğlum Ali Aydar'ı da Sincan Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslim ettiler. Kandırıldığımı anlayınca tepki gösterdim. Büyük oğlum Aytekin 18 yaşına 1 ay kaldığı için onu serbest bıraktılar. Çocuklarım bensiz yaşayamazlar. Zaten oğlum Ali bir gün sonra kaldığı yurttan kaçmış. Nerede, nasıl bir durumda, sağlığından endişe ediyorum. 12 yaşındaki kızım Yağmur da kaçar. Ondan da korku ve endişe yaşıyorum. Büyük oğlum da 'beni de götürürler' korkusuyla o günden beri eve gelmiyor. Haber konusu olduk, kimse doğru dürüst bir yardım etmediği gibi, evim dağıldı, beni çocuklarımdan ayırdılar. Çocuklarımın okumasını ben de istiyorum. Ama imkansızlıklar nedeniyle okula gönderemiyordum."
'Hiçbir kurum yardım etmedi'
12, 14 ve 17 yaşındaki 3 çocuğuyla birlikte olmak istediğini söyleyen Seval Battı sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıkılmaya yüz tutmuş bir gecekondu da olsa, aç da kalsak yine de çocuklarımla bir arada olmanın sıcaklığını yaşıyorduk. Başta kızım Yağmur ve diğer çocuklarım okumayı çok istiyorlardı. Maddiyatsızlık nedeniyle okutamadım, okullarına gönderemedim. Ölen babamdan 120 TL yetim maaşı aldığım için hiçbir kurum yardım desteği sağlamadı. 12 yaşındaki kızım Yağmur çok zeki bir çocuk. Evi o çekip çeviriyordu. İlaçlarımı o düzenli kullanmamı sağlıyordu. Devlet bana çocuklarım için gereken yardımı yapsaydı, çocuklarım okullarına devam edeceklerdi. Bu mağduriyeti yaşamayacaktık."