MÜSİAD Genel Kurulu'nda üyelere seslenen Başbakan Erdoğan 28 Şubat ve 27 Nisan süreçlerine dikkat çekerek başta CHP olmak üzere BDP'ye de sert sözlerle yüklendi. Erdoğan, '28 Şubat sürecinde ne çektiğimizi bir siz bir de Allah biliyor' diye konuştu.
28 Şubat sonrası Türkiye ekonomisin büyük darbe aldığını hatırlatan BAşbakan Erdoğan, 'Acaba kimler burada vurgun yaptı. İşte o vurgunu yapanların hesaba çekilmesi lazım. Suç duyurusunda bulunuyorum buradan' dedi.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları:
MÜSİAD'ın bugünlere nasıl geldiğini çok iyi bilirim. Anadolu'nun genç iş adamlarını sadece aidi olarak görmek istediler. Onlar esnaf olan, otomobil satan buzdolabı satan esnaftan korkmadılar. Onlar ne zaman yeni fikirler üretince Anadolu Arslanları'ndan korktular. Ben fırın üreteceğim diyen iş adamları hesapları bütün pazarları bozdu.
'28 Şubat iş adamlarına vurulan bir darbedir'
Hiç kimse kusura bakmasın 28 Şubat, Anadolu'nun bu başarılı iş adamlarına vurulan bir darbedir. 28 Şubat'ta bu markaları buraya sokmayın dediler. Müdahalelerin ekonomik gerekçeleri en az siyasi sonuçlar kadar önemlidir ve bunlar artık tartışılmak zorundadır. Müdahaleler kimlerin ekmeğine yağ sürmüştür?
MÜSİAD mağduru olurken bazıları neden bu sürece destek tuttular. 5'li çete nasıl askeri müdahalenin bir parçası haline geldiler. 1997 yılında MÜSİAD'ın üye sayısı 2 bin falan. 2002 yılında bu rakam 2 binin altına geriliyor.
'Yeşil sermaye irtica dediler'
Cadı avı mağdurları görmek isteyenler MÜSİAD'a baksınlar. Ne dediler yeşil sermaye bu şekilde etiketlediler. İrticacı şirketler dediler. Şirketleri ihaleye almadılar ve belli şirketlere keyfi vergi ve sigorta cezaları kesildi.
İzmir'de köfte satan bir firmayı fişlediler. Anadolu'da tüm bunlar yaşanırken ekonominin e'sini bilmeyen enteresan emekli vatandaşlar görev almaya başladılar. Siyasetin merkezinin sustuğu kadar iş dünyasının merkezi de sustu.
Eğitim merkezinde kaplan kesilenler 28 Şubat'ta sus pus olmuştu. İşte bizim bunu cesaretle sorgulamamız gerekiyor. Hakkımızı aramamız ve o günlerin hesabını hukuk yoluyla sormamız gerekiyor. İntikam ve cadı avı söylemleriyle konuyu saptıranlara inat tarihin bu karanlık dönemlerini hep birlikte aydınlatacağız.
'15 gün içerisinde tam 3 kez çark etti'
CHP Genel Başkanı önce intikam dedi sonra çark etti ve ben darbelere karşıyım dedi. Yargının son tasavurları karşısında yeniden çark etti. 28 Şubatçılar'a borcu var. Kendisini SSK koltuğuna oturtanlara borcu var. 15 gün içinde tam 3 kez çark etme becerisi göstermiştir.
TV kanallarının altında borsa verileri akar. Böyle giderse CHP Genel Başkanı'nın tavrını gösteren veri bantları yayınlanmaya başlanacak. CHP Genel Başkanı şu an demokrat şimdi darbe sever. Saati saatine uymuyor. Çıkıyor 27 Nisan bildirisi Ak Parti'yi güçlendirdi diyor. Zulüm karşısında dik durursanız kaybetmezsiniz kazanırsınız. 27 Mayıs darbesi karşısında CHP dik dursaydı bugün millet nezdinde karşılığı olurdu. Bundan ötürü milletimiz bunlara tek başına iktidar olma gücü vermediler ve inanıyorum ki vermeyecekler. Dünyanın genleriyle oynadılar bir de bunların genleriyle oynasalar çok şey değişecek.
'Biz gündemi değiştirmek için belge açıklamadık'
Dersim'le ilgili, kitapların yakılmasıyla ilgili camilerin ahır yapılmasıyla ilgili belgeler açıkladık. Biz gündemi değiştirmek için değil bugün de varlığını koruyan zihniyeti deşifre etmek için bu belgeleri çıkardık. Türkiye'de büyük bir nesil bu gerçekleri bilmiyor. Kürt meselesinin temelinde, azınlık hakları ve sivilleşme meselelerinin arkasında tek parti CHP zihniyeti vardır. Ekonomik meselelerin temelinde de bu zihniyet vardır. Bu meselelerle yüzleşmeyen Türkiye değişimini tamamlayamaz. Devasa o muhteşem Sultanahmet Camii'ni 6 yıl kapatan zihniyeti anlatmayacak mıyız? Her milletin övündüğü eserler var. Bunlar dinimizin gereği olarak ibadetimizi yerine getirdiğimiz muhteşem eserler. Bugün de devşirme sahte ve sahtekar din adamlarıyla bir zihniyet devşirme arayışında olan din adamları var özellikle Güneydoğu Anadolu'da. Bu zihniyeti deşifre etmek bizim boynumuzun borcu.
'28 Şubat'ta neler yaşadığımızı bir siz, bir de Allah biliyor'
Sen halkı bölmek için orada ikinci bir cemaat oluşturuyorsun. O devletin imamı bu kürtlerin imamı diyor. Bizim bir ayrımımız var mı?
28 Şubat sürecinde yaşadıklarımızı bir siz bir de Allah biliyor..
Dik durduk dikleşmedik. Allah'ın izniyle dikilmeyecek, eğilmeyeceğiz. Siyasette ekonomide hukukta jakobenlerin egemenliği artık sona ermiştir. Bugün artık egemenlik galata baronlarının değil, cuntacıların değil kayıtsız şartsız milletindir. Türkiye'de hangi müdahale dönemine bakarsanız bakın en büyük darbeyi ekonominin aldığını göreceksiniz. Her darbe sonrası yatırımlar on yıllar boyu ertelenmiştir. Bir gecede Türkiye yoksullaştı.
'1 Mayıs'ta şirketler borsada 20 milyar dolar kaybetti'
26 Nisan günü borsa rekor kırıyor 27 Nisan günü malum bildiri yayınlanıyor. Bir gecedeki toplam kayıp yüzde 9. Borsada işlem gören şirketlerin toplam değeri 20 milyar dolar azalıyor. 1 puanlık faiz artışının Türkiye'ye yıllık maliyeti 2 milyar.. 2007 yılının 3. çeyreğinde büyüme fren yaptı. Ve ben bunu ilgili çevrelere özel görüşmelerimde de anlattım. Türkiye'ye bu faturayı ödetmeye kimin ne hakkı var? Bir bildirinin Türkiye'ye sadece faiz maliyeti 2 Milyar lira. Bunun bedelini biz ödüyoruz. Bu bedeller ödenmesin diye özgürlüklere ve reformlara sahip çıkacağız.
Sırtını statikoya dayayan ve bundan nemalananlar bundan rahatsızlar. Bu ülkenin iş adamları arasından ayrımcılık yapmadan bu süreci inşallah 2023'e taşıyacağız. hükümet olarak biz millet iradesine her zaman sahip çıktık. Aynı şekilde iş adamları ve sanayicilerin istikrara sahip çıkmasını bekliyoruz. MÜSİAD tavrını biz bütün iş çevrelerinde görmek istiyoruz.
'Terörün Türkiye'ye faturası 350 milyar dolar'
30 yıldır Türkiye terörle mücadele ediyor. Gencecik çocuklarımızı kaybediyoruz. Siyaset terörden doğrudan etkilendi. Terör üzerinden Türkiye için siyaset mühendisliği yapıldı. Türkiye ekonomisi terörden çok büyük zarar gördü. Bir hesaplamalara göre terörün maliyeti 350 milyar dolar olduğudur.
Yüksekova'da havaalanı temeli atılacak önü kesiliyor ve törene gelmek isteyen insanlar engelleniyor. Havaalanı inşaatı adeta savaşarak ilerliyor. İş makineleri yakılıyor. Siz bölgeye hizmet vermiyorsunuz diyorlar. Barajlarda çalışanların tehdidi var. Müteahhit firmalar biz tehdide rağmen bu mücadeleyi sürdüreceğiz diyorlar. Kaçırdıkları doktorlar hemşireler.. Kendilerine göre haraçları var alıyorlar sonra bırakıyorlar. Siyasi kanat da diyor ki biz size yardımcı olalım. Yapacağın bişey varsa yap. Bir taraftan mağdurların yanındayız diyoruz bir taraftan da mağdurlar üretiyorsunuz. Sadece kamunun imkanlarıyla bu sorunun kalıcı olarak çözülmesi mümkün değil. Yatırımcının bölgeyi kapsaması lazım. Biz özellikle birinci derecede bölgenin para sahiplerini memleketlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Engelleri yollardan temizliyoruz.
'BDP Kürtlerin temsilcisi değil'
Bizim çözüm noktasındaki adımımız sonrası PKK ve onun siyasi uzantısı bu sorunun çözülmemesi için ellerinden gelen bütün adımları attı. Benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi BDP değildir. Partimin bölgede aldığı oy BDP'nin aldığı oydan fazladır. Çözümde olumlu rol oynamak isterse oturu konuşuruz. Ama bölücü terör örgütüyle asla müzakere etmeyiz onlarla mücadele etmeye devam ederiz. Güvenlik güçlerinden silah bırakma talebinde bulunanlar gaflet içerisindedir. Bu onun kendi asli enstrümanıdır. PKK ve Suriye muhaliflerini karşılaştırması kadar büyük bir gaflet var. Türkiye'de bir baas rejimi yok eğer varsa bunun tek numunesi CHP'dir. Her türlü katılımcı noktada aktivitesini yapabiliyor. Ama ne yazık ki bugün yaptıkları gibi tahriklere devam ederlerse kaybeden kendileri olur. Bölücü terör örgütünü bir terör örgütü olarak tanımayanlar bunların bütün kanlı eylemleri için suç ortağıdırlar. Silahlı halk hareketi olarak tanıyanlar acıyı meşrulaştıran bir yanılgının içindedirler. Amerika'ya gidip bunu silahlı halk hareketi diye konuşanlar uyuşturucu konusunu görmezden geldiler. Kendi örgüt mensuplarına yaptığı katliamı görmezden geldi. BDP meselenin çözümü için hiç iyi bir sınav vermedi. Süreci tıkamak için ellerinden geleni yaptılar. Benim Kürt kökenli kardeşim şunu görsün; BDP CHP'nin izinden giderek bölgeyi baskı altına almak için çaba sarfediyor. Bölgedeki güvenlik birimleri tam bir koordinasyon içerisinde çalışıyorlar. Dershaneyi bombalayıp kurşunlayabiliyorlar. Ve bölücü terör örgütünün bütün tehditlerine rağmen oradaki kamu görevlileri sabırla işlerini yapıyorlar. kalkıp doktorları tokatlayacak kadar edep adap dışına çıktıklarını görüyorsunuz. Biz 9 yıldır meydanları terör örgütü ve yandaşlarına bırakmadık.
MÜSİAD'ın bu yolda bizimle olduğuna yürekten inanıyoruz. Bize yol arkadaşlığı yapacağına yürekten inanıyoruz. Biz 28 Şubat'tan başımız dik çıktık. Biz 27 Nisan'da onurlu bir duruş sergiledik ve inşallah Kürt meselesini de birlikte çözeceğiz. Türkiye eski Türkiye değil. Türkiye'yi prangalarından safralarından temizliyoruz.