Gündem
Deutsche Welle

24.04.2014 - Alman basınından özetler

Filistin’de El Fetih ve Hamas’ın anlaşması, Ukrayna krizinin ardından AB’nin doğulu partnerleriyle ilişkileri ve Euro Bölgesi’ndeki ekonomik durum, bugünkü Alman basınında öne çıkan yorum konuları arasında.

24 Nisan 2014 00:40


Neues Deutschland gazetesi, Filistin'de rakip gruplar El Fetih ve Hamas'ın birlik hükümeti kurma kararı ışığında Filistin'de birlik beklentilerini ele alıyor:

“Filistin birliği hayali, Filistinlilerin kendi devletlerini kurmak için verdikleri mücadele kadar eski. Ama her ne kadar gelmiş geçmiş tüm Filistin liderleri birliğin gerekliliğinden dem vursa da, bu birliği kurmayı başaramadılar. Temel hedeflerine hâlâ ulaşamamış olmalarının önemli bir nedeni de bu. Ancak tek neden bu değil. Birlik gerçekten de görünüşte kolay, ama uygulamada zor ulaşılabilecek birşey… Arap liderler Filistin davasını hep en büyük öncelikleri olarak ilan etse de, bu davayı hep siyasî bir oyun hamuru gibi kullandılar. AB ve ABD de istenmeyen adam Hamas'a göz kırptığı an El Fetih'e sırt çevirdi, para musluğunu kapattı. İsrail de aynı nedenle tehditler yağdırıyor. Abbas, Haniye ve diğerlerinin bir kez daha fiyaskoya uğramamak dışında bir seçenekleri var mı?”

Berliner Zeitung'un aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:

“El Fetih ile Hamas bu sefer Filistin'deki bölünmeyi gerçekten sona erdirebilecek mi? Orası kuşkulu. Bu iki büyük Filistinli örgüt için iktidar ve güç tutkusu genelde âli çıkarlardan daha önemli oldu. Ama şu an farklı olabilir. Çünkü hayatta kalabilmek için El Fetih'in de Hamas'ın da birliğe ihtiyacı var. Batı açısından bakıldığında, ılımlı lider Mahmud Abbas'ın tam da İsrail ile barış görüşmelerinin geleceği tehlikedeyken niye böyle bir adım attığını anlayabilmek zor. Ama görünen o ki Ramallah'takiler ileriyi de düşünerek hareket ediyor. Abbas sırf müzakere ediyor olmak için masaya oturma lüksüne artık sahip değil.”

Magdeburg'dan Volksstimme gazetesi ise Ukrayna krizinin ardından AB ve doğulu partnerleri arasındaki ilişkileri irdeliyor:

“Almanya ve Fransa'nın dışişleri bakanları birlikte partner ülkeler Moldova ve Gürcistan'a gittiklerinde bu misyonun değeri daha da artıyor. Bu ortak ziyaretin bir zararı olmaz. AB ile ortaklık anlaşmasının Ukrayna'yı bir varlık krizine sürüklemesinin ardından eski Sovyet bölgelerinde Avrupa'ya yakınlaşmak daha da zorlaştı. Örneğin doğrudan AB'ye komşu olan Moldova'da durum zorlaşıyor. Sadece Rusya'nın himayesindeki Transdinyester nedeniyle değil. Ülke topraklarının geri kalan kısmı da hiçbir şekilde homojen değil. Gagavuz azınlık, kendi bölgesinde şubat ayında bir referandum düzenleyerek, ezici çoğunlukla Rusya ile bir gümrük birliği oluşturulması kararı aldı. Diğer Moldovalıların da Avrupa ile çok fazla yakınlaşma konusunda çekinceleri var. Şarap ve diğer yerel ürünlerin rekabet gücü yok. Dolayısıyla şimdi önemli olan, öncelikle küçük formatta bir başka Ukrayna krizi çıkmasını önlemek.”

Frankfurter Rundschau gazetesi ise Avrupa İstatistik Dairesi Eurostat'ın Euro Bölgesi'ndeki ekonomik duruma dair açıkladığı verileri analiz ediyor:

“Avrupalı politikacılar kutlama havasında. Euro Bölgesi malî yatırımcıların gözünde yeniden kredibiliteye kavuştu. Portekiz ve Yunanistan piyasalardan yeniden para çekebiliyor, faizler düşüyor. Peki herşey toz pembe mi oldu? Pek değil. Yatırımcıların kriz ülkelerine yeniden kredi vermesi, acil durumda Euro kurtarma şemsiyesi ya da Avrupa Merkez Bankası'nın devreye gireceğine duyulan güvene dayanıyor olsa gerek. Eğer bu tez doğruysa şu soru sorulabilir. Bu güvenlik mekanizmaları daha başından var olsaydı ne olurdu? Yanıtı kestirmek güç değil. O zaman Euro krizi bu boyutlara ulaşmazdı.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle