Gündem

22 okul TOKİ'yle 'takas' edilecek, öğrenciler gidecek

İstanbul İl milli Eğitim Müdürü, 22 okulun satışa çıkmadığını, TOKİ ile karşılıklı 'takas' yapıldığını açıklad

15 Aralık 2010 02:00

T24- İstanbul'da Beyoğlu ve Etiler gibi merkezi semtlerdeki 22 okul satışa çıkarılıyor. 2009’da dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler'in açıkladığı satış işlemi hakkında İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, bunun bir satış olmadığını TOKİ ile karşılıklı 'takas' yapıldığını açıkladı. Yıldız, okulların "ucuza gitmeyecağini" söyledi.



Pınar Öğünç'ün Radikal gazetesinde yayımlanan haberi şöyle:



Megafondan ses yükseliyor: “Etiler Otelcilik Turizm Meslek Lisesiiii!”. Valiliğe yürüyen kalabalıktan cevap: “Satılamaz!”. Sıra megafonda: “Beyoğlu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesiii”. Kalabalık bir ağızdan fikrini beyan ediyor: “Satılamaz!”


Okuluma Dokunma İnisiyatifi, o gün 22 okulun isimini bağırarak bir tür yoklama yapıyordu. Pankartın arkasında öğretmenler de vardı, öğrenciler de, çeşitli sivil toplum örgütlerinden destekleyenler de...


‘Okullar halkındır, satılamaz’ başlıklı metni, 2 bin kişinin imzasıyla birlikte İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya götürdüler.


İstanbul’un bazı okullarında neler oluyor? Okullar satılıyor mu? Bir süredir birbirine bu soruyu soranların sayısı hiç az değil. Ve Cağaloğlu’ndaki yürüyüşü fotoğraflamaya çalışan turistlerden fazlasını bilen de pek yok.


Bu, Okuluma Dokunma İnisiyatifi’nin ilk eylemi değil. Eğitim-Sen 3 No’lu Şube Başkanı, bu inisiyatifin de sözcüsü Nebat Bükrek, 2009’un Haziran ayında dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler’in 22 okulun satışı için hazır olduklarını duyurmasıyla harekete geçtiklerini anlatıyor:



17 ay süren tadilat



“Sayı 22’yle sınırlanamaz. Öğretmenlerden, öğrencilerden gün içinde olup bitene dair aldığımız duyumlar var. Bir kere 100’ün üzerinde okul tadilat nedeniyle kapalı. 17 ayda yeni okul yaparsınız, ne tadilatı?”


İlk sinyal Taksim Ticaret Meslek Lisesi’nden geldi. Taksim’in göbeğinde, dolayısıyla paha biçilmeyecek bir arazideki okul, altı metrelik tavanları, şömineleri ve av köşkü olarak yapıldığından şahane Osmanlı mimarisiyle, bakımsızlığına rağmen göz kamaştırıcı. Okulun taşınacağı, kapanacağı ya da yakınındaki Beyoğlu Öğretmenevi’ne devredileceği ihtimalleri dolaşmaya başlayınca kapısının önünde ilk eylem oldu. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden yapılan açıklama ihtimalleri yalanlıyordu. Fakat bu yıl dokuzuncu sınıfa öğrenci alınmamıştı; bu okulda bir şey oluyordu.



Sonra yine tarihi bir binası olan Beyoğlu Refia Övüç Kız Teknik Olgunlaşma Enstitüsü’nün öğretmen ve öğrencilerinden gelen haberler vardı. Görüştüğümüz resim-grafik öğretmeni Oya İştar da, okula gelip alıcı gözüyle bakan ‘müşteriler’den söz ediyor. Bir eylem daha... Bu kez de tarihi okullara dokunulmayacağı açıklaması geldi.


Kim kimle, neyi takas ediyor?



Derler ki, Teşvikiye’nin ortasında hem konum hem de mimari olarak ışıldayan Akif Tuncel Meslek Lisesi’nin önünde günde mutlaka bir-iki jip durur, arkadan gelen soruyu şoför kapıdaki görevliye sorarmış, “Burası ne?” diye... Gerçekten öyle bir yer. Bükrek, önce okulun özel bir vakfa devriyle ilgili belge ele geçirdiklerini, yapılan eylemlerden sonra sürecin yönünün değiştiğini anlatıyor. Ellerindeki belgeler, temmuzda Yatırımlar ve Tesisler Dairesi Başkanlığı’yla İstanbul Valiliği arasında yapılan yazışmalarda okulun Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devrinin söz konusu olduğunu gösteriyor. Sıkı durun, Teşvikiye’nin ortasına devasa bir Tekstil Müzesi yapmak için! İnisiyatif olarak pek ikna olmuş değiller.


Üzerine bir de Etiler Turizm ve Otelcilik Meslek Lisesi’nin TOKİ’ye devrini gazetelerden okumuşlar. Tabii önce bu da yalanlanmış. Nihai halini zaten bizzat İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız anlatıyor.



Kaç okul satılıyor? Takas ne demek? Kim kimle neyi takas ediyor? Şehir içindeki okulları temizleyerek merkez dışına kampüsler kurmak ne demek? İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, görüşmemizde tüm bunları şaşırtıcı bir açıklıkla anlatmakla kalmadı, bir anlayışın röntgenini verdi. Okul ‘takas’ ederken TOKİ mevzuatının getirdiği kolaylıkları, merkezden uzaklaşan öğrencilerin ‘güvenli’ hayatını ve ‘takas’tan elde edilecek kârı anlatışı, dokunulanın okuldan fazlası olduğunu hissettiriyor.



Dibin de dibindeki çocuklar



İl Milli Eğitim Müdürü, farklı bir terminoloji kullandığından, Taksim Ticaret Meslek Lisesi’ni takas listesine eklemiyor, şu an okuyanlar mezun edildikten sonra okulun statü değiştireceğini söylüyor. Nasıl tarif ederseniz edin, bu okul kapanacak. Okulun özelliği, “Burası otel olacakmış abla” diye lafa giren çevre esnafın deyişiyle puanının ‘sıfırın altında’ olması. Görüştüğümüz, okulun rehberlik öğretmeni Derya Eryaşar Yıldız meseleyi daha güzel anlatıyor:



“Bizim okula dibin daha dibindeki çocuklar gelir. Çoğunlukla göç mağduru ailelerin çocuklarıdır. Göçün yarattığı travmayı üzerlerinde görmek mümkün. Büyük kısmı okul dışında, mendil, çiçek satan, büyüdükçe kafelerde barlarda çalışan, kuryelik yapan çocuklar. Bazen anne, bazen hem anne hem baba Türkçe bilmiyor. Çocuk ailesine şehirde hem rehberlik sağlayan hem de geçimi sağlayan olunca pozisyonlar da değişiyor. Anne babanın kural koyması söz konusu olamıyor. Bu okulun biraz fazla ‘hareketli’ olduğunu söylerler, sebebi bu…”


Derya Hanım konuşulan bu kampüs sistemini de pek hayırlı bulmuyor: “Bu, özellikle sorunlu ergenleri toplumdan tecrit etmektir. Uygulaması da sorunlu. O aile servis giderini nasıl karşılayacak, özellikle kız öğrencileri oraya yollayacak mı?”


Okulun sadece bu yıl öğrenci almaması bile kayıt için başvuran 700 öğrencinin akıbetini düşünmek için yeterli. Çevre okulların artan nüfusundan 300 çocuğun izi sürülebiliyor. Fakat 400 meçhul. Nebat Bükrek, bunların büyük çoğunun kız öğrenci olduğunu söylüyor. Yaptıkları görüşmelerde kızını mahalle dışında okula yollamayacağını söyleyen çok veli olmuş. Bükrek’in unutamadığı bir anekdot daha var. Okulun satılacağı konuşulurken, bir veli “Buna da şükür. Ya kızımı da satsalardı” demiş!

Neticede süreçten en fazla etkilenecek olanların yoksul ailelerin çocukları ile kız çocukları olduğu kesin.



Bazı okullarda neler oluyor?



Hangileri satılıyor? Takas, kampüs okul sistemi ne demek? İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, biraz gerilerek ama gayet açık cevapladı

Okulların el değiştirmesini kolaylaştıran 2003’te Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yapılan değişiklik mi oldu?

Takasa her zaman yasal olarak imkân var. Nihayetinde biz kamu binalarını ihaleye çıkarak satışını yapmıyoruz. TOKİ’yle yapıyoruz.

TOKİ’den önce satış örnekleri de oldu ama…

Evet, olmuştur. Satıldıktan sonra Büyükşehir Belediyesi’nde arsanın dönüşümü yapılabiliyor. TOKİ’nin kanununda böyle bir yetki var. Biz takas yaptığımız için kolay oluyor. Normalde okul alanından çıkarmak kolay değildir, hatta en zor işlerden birisidir.


Nasıl başladı bu süreç?


İstanbul’da daha önce bakanlığın yaptığı değişik çalışmalar var. Benim dönemimde 160’a yakın kıymetli okuldan bahsedildi. Bunların tarihi okullar olduğu da söylendi. Evet, bu okullar üzerinde çalıştık ama tarihi okulların satışı, zaten satış da yapmıyoruz takas yoluyla el değiştirmesi gibi bir proje yok. Aksine tarihi okulların, kimliklerine göre onarılmasını istiyoruz. Bu açıdan düşünüldüğünde sayı 160’tan düşüyor, otomatikman 22 oluyor. İstanbul Erkek Lisesi, Kabataş Lisesi gibi tarihi okulların dönüştürülmesi söz konusu değil yani.


Bu okullar hangi niteliklerinden dolayı takas ediliyor?


Şehrin merkezinde kalmış, hinterland’ından öğrencisi olmayan, öğrencilerin servislerle taşındığı okullarımız… İstanbul’da neredeyse tüm okullara artık servisle gidiliyor. Tabii ki sadece bu, o okulun ortadan kaldırılması için gerekçe olamaz. Arazilerinin değeri önemli. Bir de tarihi hiçbir özelliğinin bulunmaması gerekli. Mesela Etiler Otelcilik Turizm Okulumuz bina olarak çok sıradandır. Levent Kız Meslek Lisemiz var, Etiler Lisesi aynı şekilde. Mesela Kız Meslek Lisesi’nin iki yanı gökdelen, o iki katlı yere yapışmış; şehrin dokusuna da uymayan bir yapı.


Arsa değeri ne kadardır bu okulların?


Onu bilemem, bunlar çalışılıyor zaten. TOKİ’yle yaptığımız sözleşme uyarınca bedel belirlenecek. Bir, arsa değeri var biliyorsunuz. Bir de, işyerine çevrilebilir, etrafındakiler gibi rezidans olabilir, bunun bedeli var. Hepsi tespit ediliyor.


Ucuza gitmeyecek yani?


Olur mu? Kamunun kaynaklarını rasyonel, verimli, şeffaf bir şekilde kullanmamız lazım.


TOKİ aldığı okul arazilerine karşılık nerede yeni okul yapacak?


Tamamen bize bağlı, gösterdiğimiz yerlerde yapacaklar. Onun çalışması içindeyiz. En çok nüfusun bulunduğu, sınıfların kalabalık olduğu, diğer şehirlerden göç alan ilçelerimize olacak. Diyelim Sultangazi, Arnavutköy, Anadolu yakasında Sancaktepe gibi…


Bu kapanan okulların öğrencileri ne olacak?

Sayılara bakacağız. O çevreden gelen öğrenciler belirlenecek. Ona göre her şeyi mükemmel bir okul yapılacak.


Ama o bölgeye değil.


100 metre öteye olmayacağı kesin çünkü orası da aynı değerde. Ne olur, 5 kilometre ötede yapılır. Diğerleri dezavantajlı bölgelerde olacak. Şimdilik Etiler’deki üç okulumuz söz konusu.
Taksim Ticaret Meslek Lisesi dahil değil mi? Bu öğretim yılında dokuzuncu sınıf açılmadı.
O ayrı. Orayı Ticaret Turizm Okulu yapacağız. Onun satışı gündemde değil, türü değişiyor sadece.


O öğrenciler ne olacak peki?


Şimdikiler mezun olacak, yeni okula yeni öğrenci alınacak. Orası Beyoğlu Öğretmenevi’ne yakın. Bir uygulama oteli olarak Öğretmenevi’ni kullanacağız. Çocuklar staj yapacak.


O okul da Beyoğlu’nun en güzel yerinde. Otel olarak düşünmez misiniz?


Şu an değil. Öyle düşünürsek bütün kamu binalarını değiştirmemiz, yani takas etmemiz gerekir. (Gülüyor) Bahsettiğim parametreler önemli. Rakam vermeyeyim, bağlayıcı olmasın ama üç okul vereceksek TOKİ’den 100 okul alacağız.


TOKİ’yi mi kazıklıyorsunuz?


(Gülüyor) Yok, kazan-kazan durumu var. TOKİ ne yapmış oluyor, bizim için aracılık… Prosedürü yürütüyor, ihalesini yapıyor, elbette bir geliri olacak, ama o da bir kamu kuruluşu…


Şehir merkezindeki okulların yavaş yavaş dışarı çıkarılması, birkaç okulun birlikte olduğu bir kampüs sistemi konuşuluyor. Bu nedir?


Şimdi Pınar Hanım, artık şehir merkezinde okul arsası bulmak zor. Üstelik merkeze okul yapmak ne kadar rasyonel, sorgulamak lazım. O yüzden dedik ki, nasıl olsa dışarı yapıyoruz, kampüs alanları oluşturalım. Altı ilçe belirledik. İkitelli, Başakşehir, Sancaktepe, Beylikdüzü, Kağıthane, Beykoz gibi… Öğrenci üç okulun kütüphanesini, spor alanlarını kullanacak. Daha güvenli olacak. Esas espri bu.


Üç okula yatırım yapacağınıza bir okula yapacaksınız yani…


Evet, orası bir okul bölgesi oluyor.


Bu, servise bağımlı bir sistem değil mi? İnsanlar nasıl verecek bu parayı?


Ama şu anda zaten servisin dışında bir imkân yok.


Mahallesinde okula giden kalmayacak mı yani?


Söz ettiğimiz ilköğretim değil. Sayın bakanımızın da önem verdiği konudur; en iyi okul, eve en yakın olandır. Bu ifade ettiklerim merkezi sınavla öğrenci alan okullar. Anadolu liseleri de var, fen liseleri de, endüstri meslek liseleri de…


Galiba daha çok etkilenecek olanlar meslek liseleri. Bunlara da daha ziyade yoksul ailelerden gelen, üniversiteye devam edemeyecekleri için bu okullar sayesinde meslek edinen çocuklar gidiyor. Meslek liselerinin şehir merkezlerinden uzaklaştırılması, bu çocukların eğitim haklarını ellerinden almıyor mu?


Neden öyle düşündünüz ki? Hangi liseye servissiz gidiliyor ki artık? Bizim yapacağımız şehrin ana arterlerini boşaltmak… Şehrin trafiğine de katkıdır. Kişilerin aleyhine bir durum olmayacağı gibi birçok avantajı da getirecektir.


Maçka Akif Tuncel Meslek Lisesi’nin durumu nedir? Önce bir özel vakfa devri söz konusuydu. Sonra Kültür Bakanlığı’na devredilerek tekstil müzesi yapılacağı iddia edildi.

Bu, konumuzun dışındadır. Ayrıntısına bakmam lazım. Önceden söyleseydiniz bakardım.
El değiştiren okullardan konuşacağımızı söylemiştik. Arazisinin değeri düşünülürse bu liseyi de aynı kapsamda düşünmemiz normal değil mi?


Peki TOKİ’yle takas edeceğiniz 22 okulun isimlerini alabilir miyiz?


Hayır. Benim açımdan o okulların yayımlanmasının, nazara verilmesinin hiçbir karşılığı yok.


Öğrencileri düşündüğünüz için mi?


Sanki okullar yarın takas edilecekmiş gibi bir psikoloji oluşabilir. Var olanları konuşuyoruz işte. Belki diğer okulları düşünmeyeceğim, belki başka türlü değerlendireceğiz.


Bir de bir buçuk yıldır tadilatta olan okullar var. Uzun süren tadilat, takas habercisi midir?


İSMEP (İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık) kapsamında okullarımızı güçlendiriyoruz, bir kısmını yeniden yapıyoruz. Altı ayda biten de var, ama müteahhitlerden kaynaklanan sorunlar olabiliyor, süreç uzayabiliyor. Velilerin teşekkür etmeleri gerekirken bazen tedirginlikle, biraz da başka türlü bir algıyla yanlış bir şey yaptığımızı düşünüyorlar.


‘Okullar satılıyor mu?’ sorusu hızla yayılıyor. Galiba okul ve satış aynı cümlede kullanılınca geriliyor insanlar… Bu ülkede ‘köprüyü satarım-satmam’ tartışmaları geride kaldı. Bunlar satış değil; kamu kaynaklarının verimli kullanılması… Üç okulu 100 okula dönüştürebiliyorsak, teşekkür bekleriz.
Okuluma Dokunma İnisiyatifi’yle görüştünüz. Ne düşünüyorsunuz, biraz abartıyorlar mı?
Hayır, saygıyla karşılıyorum. Kamuoyunun olayları kritik etmesini doğru buluyorum, onları duydukça ben yeni söylem geliştiriyorum.


Akmerkez’e nazır okul bahçeleri


İl Milli Eğitim Müdürü tarafından takas edileceği açıkça zikredilen okullardan biri de, yeni yapılan AVM’ler içinde artık ilkel kaldığı için yeniden yapımı düşünülen Akmerkez’in karşısındaki Etiler Turizm ve Otelcilik Meslek Lisesi. Daha önce bu haber yalanlandığından okuldaki öğretmenler de, öğrenciler de başlarına ne geleceğini birbirlerine soruyor. Kaldı ki, ortada dolaşan söylenti, okulun üçte bir arazisinin bir Rum vatandaşa ait olduğu ve zamanında eğitim maksatlı kullanım şerhiyle bağışladığı yönünde.
Görüştüğümüz felsefe öğretmeni Hulusi Zeybel, öğrencilerinin staj zorunluluğu sebebiyle şehir merkezinden kopmasının yaratacağı sorunlardan söz ediyor. Zaten bir eğitimci olarak bu kampüs uygulamasının öğrencide büyük bir yabancılaşma yaratacağı görüşünde.


Sektöre çok eleman yetiştiren okulun elbette Etiler, hatta İstanbul dışından öğrencisi var. Asıl kritik nokta arazisinin değeri…


Çok para kazanan okullar


Gariptir ki, Beyoğlu’ndaki bazı okulların kapatılmasına gerekçe olarak alkollü mekânlara yakınlığı gerekçe olarak sunulurken, bir şekilde okul bahçesindeki bir alan, iki ay önce yap-işlet-devret modeliyle bir restorana kiralanmış. Evet, Zeybel’le sohbet ettiğimiz bu kafede alkol de satılıyor. Okulların otopark, halı


saha ve kafe gelirleriyle Milli Eğitim’e sağladığı katkı da zaten o başka zihniyetin çoktan işlemeye
başladığının nişanesi.