Almanya’nın Hannover kentinde ortaya çıkan polis şiddeti skandalı gazetelerde geniş yer bulmaya devam ediyor. Frankenpost gazetesinde şu satırları okuyoruz:
“Elbette kimse fark etmedi ve kimse görmedi. Hepsi birbirine grup psikolojisi ile bağlandı, hiçbiri ağzını açmadı. İşte tam bu noktada Almanya’da bir korku oluşuyor. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı… Evet, bu maalesef biliniyor. Aptalca konuşan ve mağlup Naziler sokaklara çıktığında, Almanların çirkin bir şekilde yüzünü buruşturduğunu görmek mümkün. Peki insan aşağılamak federal polis teşkilatında da mı var? İnsan buna inanmak istemiyor, çok ama çok sarsıcı. Yardım etmeleri ve korumaları gereken insanları dövüp aşağılıyorlar. Sorumlular, bunun münferit bir olay olduğunu söylüyor. Ancak her münferit olay, olması gerekenden bir fazlası demek. Bunun tek çaresi ise temizlikten geçiyor.”
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Petersburg İklim Diyaloğu toplantısında dün Berlin’de bir araya geldi. Hollande ve Merkel, Paris’te aralık ayında düzenlenecek Dünya İklim Konferansı’nda bağlayıcı iklim koruma önlemleri alınması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Berliner Zeitung'da yer alan yorumda Merkel ve Hollande’ın açıklamalarının yeterli olmadığı vurgulanıyor:
“Angela Merkel ve François Hollande harekete geçebilirdi ve aslında geçmelilerdi de. Müzakerelerin son aşamasının başlangıcında ortaya bir vizyon koyarak ve değişim isteği yaratarak iklim çabalarına ivme kazandırabilirlerdi. Ancak Berlin’den dışarıya yorgunluk, bitkinlik ve yükümlülükleri yerine getirme duygularının bir karışımı yansıdı. İklim hedeflerine ulaşmak için daha fazla angajmana ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Merkel bu konuda haklı.”
Stuttgarter Zeitung’da yer alan yorumda da şu satırları okuyoruz:
“Almanya, iklim politikasıyla ilgili süreçte caydırıcı bir örnek olarak sırtına yük almak istemiyor. Federal hükümet bu konuda üzerine düşen görevleri yerine getirmeli. Çünkü Merkel hükümeti ağırlığını koyarak iklim zirvesinin önünü açabilir…”
Volksstimme gazetesi de yoksul ülkelere iklim yardımı önerisini eleştiriliyor:
“Angela Merkel’in iklim değişikliğinden zarar gören yoksul ülkelere daha fazla para verilmesi yönündeki talebi sadece pahalı sembolik bir siyaset örneği. Merkel’in kendisi de bu yardımın uçup gideceğini biliyor. Devlet varlığının gelişmediği ülkelerde dünyadan akan para işe yaramaz. Afganistan için harcanan milyarlarca euro da hiçbir işe yaramamıştı. Venezuela’nın petrol trilyonları da kaybolup gitti. Değişimden etkilenen ülkelerin çoğunda aynısı geçerli. Mesela Bangladeş’e para havale eden hiç kimse kıyıların etkin şekilde korunmasını beklememeli… Merkel’in gönderdiği paralar sadece onu eylemsizlikle eleştirenlere karşı işe yarayabilir.”
