Doğurganlık çağındaki kadınlarda en sık görülen hormonal bozukluk Polikistik Over Sendromuyla ilgili zirve bugün başlıyor.
Türkiye’de 2 milyonu aşkın kadının mustarip olduğu Polikistik Over Sendromu’na (PKOS) İstanbul’da çözüm aranacak. Hormonal bir hastalık olan PKOS için ABD, Britanya, İsveç, İtalya, Danimarka, Yunanistan, Türkiye, İsrail, ve Avustralya’dan 23 bilim adamı üç günlük zirve toplantısında sendromun tanı ve tedavisine ilişkin son gelişmeleri değerlendirecek.
İstanbul, 24-27 Eylül 2009 tarihlerinde, PKOS alanında dünyanın önde gelen bilim adamlarını ağırlamaya hazırlanıyor. İlki 2005 yılında Fransa’da ikincisi 2007 yılında İtalya’da yapılan ‘Peacocks Forum on PCOS’ isimli zirve toplantılarının üçüncü durağı Türkiye.
Dünyaca ünlü bilimadamları üç gün boyunca sendromun tanı, tedavi ve takibindeki son gelişmeleri değerlendirecek, konuyla ilgili sorulara yanıt arayacak. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Ünitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bülent Okan Yıldız’ın ev sahipliği yapacağı toplantı, İstanbul, Çırağan Palace Kempinski Oteli’nde gerçekleşecek. Yıldız, toplantı öncesinde, Radikal’e PKOS hastalığına ilişkin bilgi verdi:
“Polikistik over sendromu (PKOS), doğurganlık çağındaki kadınlarda en sık görülen hormonal bozukluktur. Türkiye’de 2 milyonun üzerinde PKOS hastası olduğu tahmin ediliyor. Yumurtlama bozukluğuna bağlı kısırlığın en sık nedeni olan PKOS’da, adet düzensizliği, yüzde ve vücutta istenmeyen tüylenme artışı, ciltte yağlanma, sivilcelenme, saç dökülmesi, kilo fazlalığı ve yumurtalık kistleri klinik olarak karşılaşılan durumlardır. PKOS sadece kısırlık nedeni değil, aynı zamanda diyabet, kalp krizi, kanser gibi yaşamı tehdit eden hastalıklar için ciddi bir risk faktörü. PKOS hastalarında, vücudun şeker kullanımını sağlayan hormon olan insüline karşı yetersiz cevap nedeniyle diyabet yedi kata varan oranda daha fazla görülür. Kolesterol ve kan yağlarında bozulma çoğunlukla tabloya eşlik eder ve kalp-damar hastalıkları görülme riskini artırır. Ayrıca, düzensiz adet kanamaları ve yumurtlama fonksiyonundaki bozukluklar uzun dönemde rahim kanseri gelişimi için önemli risk faktörleri içerisinde yer alır.”
Her şey ‘hatalı’ bir seçimle başlıyor
Her kadın, yumurtalıklarında milyonlarca yumurta ile birlikte doğar. Ergenlik dönemiyle birlikte, her ay adet döneminde bu yumurtalardan bir tanesi vücut tarafından seçilir ve olgunlaştırılır. Bu yumurta gelişimini ve olgunlaşmasını ‘folikül’ adı verilen içi sıvı dolu bir kesecikte tamamlar. PKOS’lu kadınlarda vücut, adet döneminde döllenmek üzere olgunlaşması için birden fazla yumurta seçer ve bu yumurtaların hepsi aynı anda büyümeye çalışır, fakat başaramazlar. Çatlaması gereken bu foliküller tam olarak olgunlaşamaz, döllenme yeteneği kazanamadan kalır ve daha sonra her biri 3-10 milimetre çapında birer kiste dönüşür. Yumurtalık içinde bu kistler sayıca arttığında ‘polikistik’ yani çok sayıda kistik oluşum içeren bir yapıya kavuşur. Yumurtlama döngüsü tam olarak gerçekleşemediği için PKOS’lu kadınların adetleri düzensiz olur, çatlamayan foliküller fazla miktarda erkeklik hormonu ürettiği için aşırı derecede tüylenme ve sivilcelenme görülür. Gebe kalamama sorunu, gebe kalınması halinde de düşük riski yaşanır. Hastalık insülin hormonu salgısının da bozulmasına neden olduğu için kilo artışına da neden olur.