HDP Hakkâri Leyla Güven’in “Abdullah Öcalan’a dönük tecrit kaldırılması” talebiyle başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 121’inci gününde.
HDP Van milletvekilleri Tayip Temel ve Murat Sarısaç da açlık grevine başladıklarını duyurdu.
HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ da "Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması" ve açlık grevi yapanlara karşı "duyarsız kalınmasını" protesto etmek amacıyla 3 Mart'ta açlık grevini başlamıştı.
Temel ve Sarısaç'la birlikte açlık grevi eylemi yapan HDP'li milletvekili sayısı 4'e yükseldi.
Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP'li Sebahat Tuncel ve Selma Irmak’ın Güven’e destek amacıyla başlattıkları açlık grevi eylemi ise 53. gününde.
“Bu eylemlere karşı sürdürülen sessizlik kabul edilemez”
Açlık grevi eylemi öncesi açıklama yapan HDP Milletvekili Temel şunları söyledi:
"AKP-MHP iktidarının kendi bekaları için sürdürdükleri faşizan politikalar anlaşılırken, kritik aşamaya gelen açlık grevi eylemlerine karşı demokrat kamuoyunun da bir sessizlik içerisinde olması kabul edilemez. Sessizlik, hücre hücre en temel hak için bedenlerini açlığa yatıranlar için her günün daha da geç olması anlamına gelmektedir. En temel insan hakkı olan bir siyasi tutuklunun iletişim hakkı, avukatlarıyla görüşme hakkı dahi AKP iktidarı tarafından yerine getirilmemektedir. Bu meşru hakkın yerine getirilmesi ve tecride son verilmesi için insanım diyen ve vicdanı olan herkesin sesini çıkarması gerekmektedir.
“Sessizlik ölüm getirir”
Sessizlik ölüm getirir, zulüm getirir. Devletin vicdanına değil kamuoyunun vicdanına güveniyoruz. Başta Leyla Güven olmak üzere bütün açlık grevi direnişçilerinin temel talebi Sayın Öcalan’ın aile ve avukat görüşünün gerçekleşmesidir. Bu talep aynı zamanda Türkiye’nin toplumsal barışına katkı sunacak bir taleptir. Seçim mitinglerinde sürekli “beka” meselesinde dem vuran Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hükümet yetkililerine sesleniyoruz. Türkiye’nin bekasını, barışını riske atan Sayın Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecrit politikasını uygulayan, savaşta ısrar eden AKP/MHP blokudur. Sayın Öcalan Ortadoğu ve Türkiye halklarının bekası için dört duvar arasında barışı savundu. Türkiye’nin bekasını tehlikeye atan tecrit ve savaş politikasıdır.
“Sessiz kalmak yaşanan olumsuzluklara ortak olmaktır”
Yakın tarihimizden de biliyoruz ki, susmak yaşanan olumsuzluklara, adaletsizliklere, ölümlere, yıkımlara ortak olmaktır. Bunun için bir an önce Sayın Öcalan’a yönelik tecride son verilmesi için bu suskunluk sarmalından çıkmalı, açlık grevi eylemcilerin sesine ses vermeliyiz. Bugün bu sese ortak olmazsak yarın çok geç olacaktır. Açlık grevi eylemimizi sürdürüyoruz."