Frankfurter Rundschau gazetesi Kırım’daki referandumla ilgili yorumunda şu görüşlere yer veriyor:
”Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, onun Kırım'ın başkenti Simferepol`deki paramiliter güçleri ve siyasi kuklalarının şu sıralar Kırım`da ne yaptığı açıkça dile getirilmeli. Ukrayna Devleti'ne ait önemli bir bölgeyi çalıyorlar. Bunun hiçbir haklı açıklaması olamaz. İşte bu nedenle Brüksel ve Washington`da dile getirilen yaptırımlar konusunda hiçbir tembel uzlaşmaya yanaşılmamalı. Batı`nın Rusya ve eski Sovyetler Birliği sınırlarındaki yoksulluğun sorumlularına karşı olanları harekete geçirmesinin, tam zamanı. Bu yoksulluğun sorumluları öncelikle zenginler, siyaset ve ekonomide dünyasındaki güçlü isimler.“
Bonn'da yayımlanan General-Anzeiger ise aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:
”ABD`ye karşı zaten önyargı söz konusu. Suriye konusunda izlediği yumuşak çizgiden sonra Moskova tarafından ciddiye alınmıyor. AB ise özlü sözlerle zar zor Ukrayna politikasında yaptığı hataları, Moskova ile ilişkilerinin devam etmesinin ekonomik çıkarına olduğunu ve içinde bulunduğu çaresizliği gizliyor. Peki ya Vladimir Putin? O ne istiyorsa onu yapıyor. Referanduma gidilmesini ve bu kararın tanınmasını sağlıyor. Büyük olasılıkla bundan sonra Doğu Ukrayna`ya kök salmaya çalışacak. Dün, pazar günü yaşananlar, Avrupa’ya bunun sinyalini veriyor.“
Neue Osnabrücker Zeitung Kırım'daki referandumla ilgili yorumunda, giderek tırmanan krizin nasıl çözümlenebileceğine kafa yoruyor:
”Kırım`dan çıkan referandum kararı Avrupa ve ABD`de öfke ile karşılandı. Kırım Rusya`ya bağlanıyor. Böylece Ukrayna Kiev`deki darbe nedeniyle bir mücevherini kaybediyor. Gerginliğin bu düzeye ulaşması nedeniyle bu olaya taraf olan bütün aktörlerin nihayet silahsızlanacaklarını fiili olarak dile getirmeleri, çok daha büyük bir önem taşıyor. AB ülkeleri yeni yaptırım kararları almak istiyor. Alman hükümeti buna izin veremez. Yeni bir Soğuk Savaşı`n hiç kimseye yararı olmaz. Devletler hukuku açısından bölgelerin tıpkı Kırım gibi bölünmesi, hassas ve zor bir konu. Ukrayna Anayasası Kiev`deki seçilmiş bir hükümetin birkaç hafta önce devrilmesini öngörmemişti. Hukuki mücadele bu sorunun çözümüne katkı sağlamıyor. Kırım krizinde şimdi siyasi yargı ve stratejik sağduyu önem taşıyor.“
Konuyla ilgili aktaracağımız son yorum, Leipziger Volkszeitung'dan:
”Kremlin`de iktidarda olanlar şu sıralar Kırım‘ın ilhak edilmesini bastırabilmek için çaresizce Batı`da şekillenmiş bir yöntem bulmaya çalışıyor. Bunun için dile getirilenlerin hepsi çok saçma. Ne Karadeniz`de eski Yugoslavya`da olduğu gibi bir iç savaş söz konusu, ne de Ukrayna'nın Kırım Yarımadası`nı bir zamanlar Arjantinliler‘in Falkland‘ı olduğu gibi işgal etmesi söz konusu. Ne Kırım`daki Ruslar tehdit altında, ne de Kremlin‘in Kırım`da askeri yetkileriyle ilgili çıkarları tartışmaya açıldı.“