Gündem

15 yıl sonra çözülen şekerci cinayeti sanıklarına 15'er yıl hapis cezası

Hazmi Dağ (62) ve yeğeni Celalettin Dağ (42) 'kasten adam öldürme' suçundan 15'er yıl hapis cezasına çarptırıldı

19 Şubat 2019 11:00

Konya'da, 2003 yılında boğularak öldürülen ve cesedi tarlada çuval içinde bulunan şeker toptancısı Sezai Çakar'ın (29) katil zanlıları oldukları iddiasıyla tutuklu yargılanan lokumcu Hazmi Dağ (62) ve yeğeni Celalettin Dağ (42) 'kasten adam öldürme' suçundan 15'er yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Şeker toptancısı Sezai Çakar'ın cesedi,8 Şubat 2003 tarihinde Selçuklu ilçesi Sille Ak Mahallesi Hakça Sokak'taki boş tarlada, şeker çuvalının içinde bulundu. Boğularak öldürüldüğü belirlenen Çakar'ın uzun süre faili meçhul kalan cinayet dosyası, 2018 yılının ilk aylarında  Konya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi'ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından yeniden açıldı.

Cinayet üzerindeki sis perdesini kaldırmak için oluşturulan özel ekip, olay tarihinde ele geçirilen delilleri ve alınan ifadeleri tek tek inceledi. Çakar'ın yakınlarıyla yeniden görüşmeler yapılırken, şeker sattığı esnaf da incelemeye alındı.

Özel ekip, Sezai Çakar'dan sürekli şeker satın alan lokum üreticisi Recep Dağ, oğlu Celalettin Dağ ve kardeşi Hazmi Dağ’a ait şirketin, o dönem borç nedeniyle esnaftan şeker alamadığını ve iflas ettiğini tespit etti.

Şüpheler Dağ Ailesi üzerinde yoğunlaştı. Ekipler, cinayetin işlendiği gün Recep Dağ'ın Bursa'ya lokum satmaya gittiğini, oğlu Celalettin Dağ ile kardeşi Hazmi Dağ'ın Konya'da olduğunu ancak cinayetten kısa süre sonra Bursa'ya oradan da Rusya'ya geçtiğini saptadı.

Amca yeğenin Rusya'da 5 yıl kalıp, yurda döndüğü belirlendi. Polis ayrıca olay günü Recep Dağ'ın kardeşi Hazmi Dağ ile 18, oğlu Celalettin Dağ ile de 15 defa telefonla görüştüğünü, sonraki süreçte telefon görüşmelerinin azaldığını tespit etti. Recep Dağ'ın aynı gün 5 kez '155 Polis İmdat' hattını aradığı da ortaya çıktı.

Geçen yıl 9 Nisan günü düzenlenen operasyonla Recep Dağ, oğlu Celalettin Dağ ve Hazmi Dağ yakalanarak, gözaltına alındı. Amca yeğen, emniyetteki sorgularında, Sezai Çakar'ı kendilerine vadeli şeker satmadığı için öldürdüklerini itiraf etti. Amca Hazmi Dağ, "Recep Dağ, lokum satmak üzere Bursa'ya gitti. Biz de yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle üreteceğimiz lokumlara şeker temin etmek üzere Sezai Çakar'ın iş yerine gittik. Kendisinden vadeli olarak şeker istedik. Çakar, bize 'Siz zaten bataksınız, ben peşin parayla çalışıyorum. Size vadeli olarak şeker veremem' dedi. Bunun üzerine tartışma çıktı. Tartışma, kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavga sırasında Sezai Çakar, başına aldığı ağır darbeler sonrası bayıldı. Sezai yerdeyken, boğazına ip geçirip, boğduk. Soluğu kesildikten sonra yakalanmamak için şeker çuvalı taşıyormuş gibi ayaklarına ve başına çuval geçirerek, minibüse bindirdik. Daha sonra cesedi boş bir tarlaya attık" diye konuştu. Hazmi Dağ ve Celalettin Dağ, tutuklandı. Recep Dağ ise polisteki ifadesinin ardından serbest bırakıldı.


Konya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, mahkeme heyeti, Recep Dağ'ın olay günü kardeşi ve oğlunu aradığı telefon görüşmelerinin dökümünü istedi. Bu amaçla Balıkesir Emniyet Müdürlüğü ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na yazı yazıldı. Gelen yanıtta ise HTS kayıtlarının eski tarihli olması nedeniyle tespit edilemediği bildirildi.

Tanık ifadelerinin ardından mütaala veren Cumhuriyet savcısı, maddi olarak zor durumda olan Hazmi ve Celalettin Dağ'ın vadeli şeker almak için Sezai Çakar'ın dükkanına gittiklerini, vadeli şeker satma konusunda olumsuz yanıt vermesi üzerine Çakar'ı dövüp, boğduklarını, cesedi şeker çuvalına koyup boş arsaya attıklarını anlattı. Sanıkların kovuşturma aşamasında Sezai Çakar'ın, kavga sırasında atılan yumruk sonucu yaşamını yitirdiğini anlattıklarını kaydeden savcı, yapılan otopsi sonucunda ise olayın tek başına gerçekleşme ihtimalinin olmadığının görüldüğünü kaydetti. Savcı, sanıkların poliste ve Cumhuriyet savcısı huzurunda verdikleri ifadelerden dönerek, mahkeme aşamasında olayla ilgili bir ilgilerinin olmadığını söylemelerinin de cezadan kurtulmaya yönelik olduğunu belirtti.


Davanın 15 Şubat günü yapılan karar duruşmasına tutuklu sanıklar Hazmi Dağ ve Celalettin Dağ ile 2 tarafın yakınları ve avukatları katıldı. Hazmi Dağ son savunmasında, "Suçum, günahım yok. Şeker ve tansiyon hastasıyım. Hastalığımdan faydalandılar. Bu iftirayla yaşayamam. Sezai Çakar'ı hiç tanımam. Ondan hiç şeker almadım. Beni mahvettiler. Ben böyle bir şey yapacak insan değilim"dedi. Celalettin Dağ ise, "Biz bu suçu işlemedik. Biz böyle bir olayı yapacak insanlar değiliz. Bize iftira atıldı. Beraatimi istiyorum"diye konuştu.

Mahkeme heyeti, 2 sanığı suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 448'inci maddesi gereğince 'kasten öldürmek' suçundan, 24'er yıl hapis cezasına çarptırdı. Heyet, cezayı suçun tahrik altında işlendiğine kanaat getirerek 18 yıla indirdi. İyi hal indirimiyle de 15'er yıla düşürdü.